Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Doğan Ergun

Doğan Ergun100 Soruda Sosyoloji El Kitabı yazarı
Yazar
7.7/10
27 Kişi
118
Okunma
5
Beğeni
1.956
Görüntülenme

Doğan Ergun Gönderileri

Doğan Ergun kitaplarını, Doğan Ergun sözleri ve alıntılarını, Doğan Ergun yazarlarını, Doğan Ergun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Saint-Simon
"Bütün zamanlarda ve bütün toplumlarda, toplumsal kurumlar ile fikirler arasında bir uygunluk bulunur".
Tarihsel evrimle beraber gelişen toplumsal felsefenin ilkçağda ki tanınmış temsilcileri olarak, gözlemleri ve toplumsal olguları çö zümleme çabalarıyla toplumsal felsefeye aşamalar kazandıran Platon ve Aristote'u görüyoruz.
Reklam
Toplumsal felsefe ...Platon ,soyut uslamlamalara dayanarak Eski Yunan sitelerinin evrimini görmeye çalışır; başka bir deyişle, siteleri oldukları gibi ya da yaşadıkları gerçek içinde incelemez ; olmaları gerektiği gibi düşünür ve düzenlemeler önerir...
Sayfa 30
Oysa dünyadaki eski, yeni bütün toplumların tarihsel evrimi, ne Ibn Haldun'un ne Vico'nun ne Aguste Comte'un ne de Karl Marx'ın ileri sürdükleri evrim şemalarına göre gerçekleşmiştir. Görülüyor ki tarih felsefesi, belirli bir tarihsel gerçeği anlamak ve açıklamak için şemalaştırdığı genel evrim yasalarına göre yaklaşımını belirleyerek gerçeği zorlamakta ve çarpıtmaktadır. Oysa her toplum, tarihsel evrim içinde kendi somut ve özel gerçeğini ortaya koymaktadır. Her toplum, kendi evrim özelliğini gösterirken, tarih felsefesi denen düşünce biçimi ya da tarih felsefesi yapanlar, bütün insanlığın yaşantısını ya da bütün toplumların genel evrimini açıklamaya kalkışmaktadır. Aslında bu, bütünüyle öznel tutumların ve gerçekte karşılığı olmayan öznel sınıflandırma ve şemalaştırmaların sonucudur
Sayfa 51
Belirli bir sınıflı toplumdaki etnik kimliklere ya da dinsel kimliklere ya da cinsiyet kimliklerine, ayrı ayrı bir genel/egemen belirleyicilik etkisi yüklemeye çabalamanın, o toplumdaki -başta sınıfsal çelişki olmak üzere- değişik başka çelişkileri göz ardı etmek demek olduğu bilinmelidir. Bu çabalamanın, siyaseti bilimsel gerçeğin önüne geçirmek isteyen bir ‘yöntem körlüğü’nden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Sayfa 25
Aynı zamanda bir moda kavram olarak güncelliğini sürdürebilen kimlik kavramına gelince, psikoloji sözlüklerinin çoğunda yer almayan kimlik kavramı, nadiren yer aldığı kimi psikoloji sözlüklerinde de 'aidiyet' olarak tanımlanır. Öte yandan kimlik kavramının hiçbir sosyoloji sözlüğünde de yer almadığı görülmektedir bu yer almayış, bizce de
Sayfa 24
Reklam
Sosyolog Jean Duvlgnaud gerek tarihsel evrim İçinde gerek şimdi sanat üzerine yapılacak araştırmalar İçin şu tutumları yaklaşım olarak önermektedir: — Kapalı bir grubun psikolo|ik ve sosyolojik yaşantısına İştirak olarak sanat. — Ayrıcalıklı kimselerin ve din adamlarının hoşnutluğu ve eğ­lencesi olarak sanat. — Bir din olarak sanat. — Yaşantının süslenilmesl ve güzelleştirilmesi olarak sanat. — Grubun ya da toplumun geleneksel yaşantısına bir törel kar­şıtlık girişimi olarak sanat. — Yitirilmiş bir duygu birliğinin özlemi olarak sanat. — Bir törel, siyasal ve toplumsal İsyan olarak sanat. — Sanat sanat içindir tutumu. — Yığın kültürünü amaçlayan sanat. — Sanatsal anlatım uğruna yığın kültürünün belirleyiciliklerini egemenliği altına almak ve onlardan yararlanmak isteyen sanat.
İdeal tip keyfi bir şemalaştırma, keyfî bir sadeleştirmedir.
Toplumsal bir olgu ancak başka bir toplumsal olguyla açıklanabilir.
Durkhelm'e göre iki türlü dayanışma vardır: 1) Mekanik daya­nışma, 2) Organik dayanışma. Mekanik dayanışma benzerlikten ileri gelen bir dayanışmadır: Böyle dayanışmalı bir toplumda, bireylerarası fark azdır; bireyler, aynı duyguları duyduklarından, aynı değerlere bağlı olduklarından birbirlerine benzerler. Böyle bir toplum bir uygunluk toplumudur; çünkü, bireyler henüz farklılaşmamışlardır. Durkheim, bu tür dayanışmaya örnek olarak ilkel ya da eski toplumlardaki dayanışmayı gösterir: Böyle toplumlarda bireyler birbirlerinin yerine geçebilir; çünkü, bir birey başkalarının aynıdır ya da bir bireyin bilincinde sayı ve şiddet derecesi bakımından herkeste, eşit ya da ortak olarak bulu­nan duygular vardır; toplumsal bilinç bireysel bilinçlerin en bü­yük kısmını kaplar. Organik dayanışmaya gelince, o, her şeyden önce mekanik dayanışmanın karşıtıdır. Organik dayanışma farklılaşmadan ileri ge­lir. Artık, bireyler birbirlerinin benzeri değildir. Durkheim, toplumsal birliği, canlı varlıklardaki organlararası birliğe benzeterek bireyle­rin farklılaşması üzerine kurulan dayanışmaya organik dayanışma adını vermiştir; çünkü, canlı bir varlıkta, her organın farklı bir gö­revi vardır ve bütün farklı görevler yaşantının sürebilmesi için zo­runludur. Kısacası, organik dayanışma bir toplumdaki işbölümünden ileri gelen dayanışmadır.
Reklam
Toplum, bir insan yığını ya da basit bir İnsanlar toplamı değil­dir.
Comte-3 Hal Yasası
İnsan düşüncesinin sürekli gelişmesini ya da ilerlemeyi ince­leyen sosyolojite dinamik sosyoloji adını veren Comte, kendince, yani kendi görüş ve İncelemelerine göre, İnsan düşüncesinin, do­layısıyla toplumların evrimini yöneten yasayı şöyle açıklıyor; Toplumlarda tarih İçinde, İnsan düşüncesi her biri bir aşama olan üç halden geçer. Bu üç hal sırasıyla şunlardır: 1) Teolojik ya da hayali hal, 2) Metafizik ya da soyut hal. 3) Pozitif ya da bilimsel hal.
Durkheim der ki
Salnt Simon, sosyoloji dediğimiz bu yeni bilimin yalnız planını yapmakla kalmadı, bu planı ger­çekleştirmeyi de denedi. Devrimizin düşüncesini besleyen bütün fi­kirlerin zaten gelişmiş tohumlarını Saint - Simon’da görüyoruz.
İbn i Rüşt
her İnsan, İçinde bulunduğu toplumun mutluluğundan payını almalıdır; er­kekler kadar kadınlar da toplumun ve devletin hizmetinde olmalı­dır.
Toprağın ürünleri bütün İnsanlara eşit olarak verilmiştir
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.