Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Emine Seçeroviç Kaşlı

Emine Seçeroviç KaşlıKurşunların da Rengi Var yazarı
Yazar
8.7/10
256 Kişi
1.027
Okunma
40
Beğeni
3.320
Görüntülenme

Emine Seçeroviç Kaşlı Gönderileri

Emine Seçeroviç Kaşlı kitaplarını, Emine Seçeroviç Kaşlı sözleri ve alıntılarını, Emine Seçeroviç Kaşlı yazarlarını, Emine Seçeroviç Kaşlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
170 syf.
·
Puan vermedi
Savaşı bir çocuğun gözünden dinlemek ne acı bir şeymiş. Bunu her satırında detaylı bir sekilde hissediyorsunuz. Ağlayarak bir çırpıda okudum. Keşke savaşlar hiç olmasa...
Kurşunların da Rengi Var
Kurşunların da Rengi VarEmine Seçeroviç Kaşlı · Alfa Yayıncılık · 2013857 okunma
Evden Sağ Çıkabilmek Bir Başarı...
Bazen çok nadir de olsa koşmaya başlamadan veya koridorun sonuna vardıktan sonra başımı kaldırıp dağa bakardım. Acaba beni gördüler mi, diye düşünürdüm. Ya ateş etselerdi kaçabilir miydim, diye sorardım kendime. Ya vursalardı, acı çeker miydim? Sokaklarda ölen diğer çocuklar acı çekmişler miydi? İlla hepimizin ölmesi mi gerekiyor? Ben de ölecek miyim?
Reklam
Anne Farkı
Kadınlar bu konuda büyük bir dayanışma sergileyip denedikleri yemek tariflerini birbirleriyle paylaşırlardı. Eğer başarılı olursa, şehirde o tarif çabuk yayılırdı. Savaş mutfağı özel bir ustalık gerektiriyordu. O güne kadar akla hiç gelmemiş malzemelerin birleşiminden yeni yemekler üretiliyordu mutfaklarda.
Yeşil Berelim...
... Savaş nasıl normal kabul edilebilir, demeyin. Bir çocuk kabul edebilir. Aylar süren bir savaş yaşantısından sonra eski hayatı unutmaya başlamıştım. Yani bombasız hayat nasıldı, artık hatırlamıyordum. Zaten çok küçüktüm. Tüm güzel anılarım çabucak kaybolmuştu. Ve artık hep böyle yaşayacağız, diye düşünüyordum.
İnsanlığa güveni kalmamış, hayata küsmüş bir çocuk olarak gittiğim Türkiye’de, bana uzatılan kardeş eller sayesinde artık kendi topraklarımda hayatı seven, insanlığa ve her iki vatana nasıl faydalı olabilirim diye düşünen Allah’ın nasiple bir kuluyum.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Ben Türkiye’de vatan nasıl sevilir, bayrak nasıl sahiplenilir, nasıl millet olunur onu öğrendim. Hatta Türkiye’de kendi vatanımı, Bosna Hersek’i, nasıl seveceğimi, sevmem gerektiğini öğrendim.
Sayfa 143Kitabı okudu
“Başını yerden kaldırıp göğe doğru bakarsan yerdeki çöpü değil çok güzel minareyi göreceksin.”
Sayfa 140Kitabı okudu
Boşnak Emine olsam da diğer çocukların içinde o koca Türk Bayrağını taşırken ne kadar da mutlu olduğumu anladım. Belki bayrağın anlamını bilmiyordum ama taşımak için bana güvenilmesi kendimi önemli hissettirmişti. Önemsenmenin benim için ne anlama geldiğini bilemezsiniz, değersiz olduğuma, öldürülmemin kimsenin umurunda olmayacağına inanıyordum. Şu dünyada bir tek ailem için önemli olduğumu düşünüyordum. Ama o ay yıldızlı bayrağı taşırken öyle olmadığımı anlamıştım.
Sayfa 126Kitabı okudu
Ezanların özgürce okunması hem bize güven veriyordu hem de ruhumuzu dinlendiriyordu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
Mültecilik tercih değil zorunluluktur. Hiç kimse kendi evini, vatanını, sokağını, hayatını bırakmak istemez. Hiçbir çocuk kendi oyuncaklarını, kendi elbiselerini bırakıp onları başka birinin eski oyuncağıyla veya yırtık elbisesiyle değiştirmek istemez.
Bir tarafta insanlar ölürken diğer tarafta insanlar nasıl normal hayatlarına devam ediyorlar, diye de soruyordum kendi kendime. Yoksa diğer insanlar bizim orada öldüğümüzü bilmiyorlar mıydı? Ama televizyonlar gösteriyordu. Biliyorlardı demek ki. Peki, izliyorlarsa neden sesimizi duymuyorlardı?
“Ben mülteci değilim!” diye haykırdım. Kendi evim vardı, kendi ülkem vardı benim. İsteyerek evimizi bırakıp gelmemiştik ki. Bıraksalar kendi evime dönerdim. Ama kimse bana dönmek isteyip istemediğimi bile sormamıştı. Annem de mecbur kaldığı için babamı, evimizi bırakmıştı. Yani, belki abimin anlattığına göre mülteciydim ama bu benim tercihim değildi.
Daha düne kadar hepimiz kendi şehirlerimizde, kendi evlerimizde, ailelerimizle beraberdik. Kendi diliyle anlaşan, kimsenin bize gülmediği yahut acımadığı insanlardık. Sonra sırf taşıdığımız isimler yüzünden kendimizi bombalar altında bulduk. Evlerimizden olduk, neredeyse her birimiz şehit verdik, ailelerimiz birbirinden ayrı düştü. Ya bombalar altında kaldık ya da anlamadığımız bir dilin vatanında, ait olmadığımız yataklarda uyumak zorunda kaldık.
1.226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.