Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ernesto Laclau

Ernesto LaclauHegemonya ve Sosyalist Strateji yazarı
Yazar
8.2/10
33 Kişi
74
Okunma
17
Beğeni
2.635
Görüntülenme

undefined Ernesto Laclau Sözleri ve Alıntıları

undefined Ernesto Laclau sözleri ve alıntılarını, undefined Ernesto Laclau kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cağğnım 1keeeee...
...ideolojisi ödünç alınmış öğelerden oluşan yamalı bir bohçaydı.
olumsallık nedir?
Metafizikte kullanılan bir kavram olan olumsallığı kısaca, zorunlu ve imkansız olmayan şey olarak tanımlayabiliriz. Olumsallık, bir bağlılık eylemi içerir. Yani zaman ve nedensel olarak başka bir varlığa, olaya bağlıdır, zorunluluktan var olan değildir. Ortaya çıkabilen fakat ortaya çıkışı kesin ve zorunlu olmayan, bir doğa yasası tarafından gerektirilmeyendir.Bu kavram aynı zamanda epistemolojik olarak da kullanılır. Bu alandaki kullanımı da temelinde metafizik anlamına paraleldir. Epistemolojide, dış dünyayla ilgili olan ve mantıksal yollarla değil, deneyimsel yollarla kazanılan ve bu nedenle kesin olmayan -muhtemel doğru olan- bilginin özelliğini ifade eder.
Reklam
“Eşitliğin, politik dünyaya girdiği kadar, sonunda diğer alanlara da girmeyeceğine inanmak olanaksızdır. İnsanları tek bir konuda ebediyen eşitsiz, diğer konularda ise eşit olarak düşünmek mümkün değildir; belli bir anda, bütün konularda eşit hale geleceklerdir. "
Sözcüklerin 'gerçek anlamlandırması' ile uyandırdıkları imgeler ara­sındaki ayrışmanın mümkün olabilmesi, bazı retorik araçları gerekti­rir. Le Bon 'a göre, bu araçlardan üç tane vardır: Onaylama, yineleme ve bulaşma. ''Saf ve basit olan onaylama, her tür muhakeme ve ka­nıttan arındırılmış olarak bir fikrin kalabalıkların zihnine sokulması en emin araçlarından biridir.
Sayfa 38
Koşullar değiştiğinde pişmanlık duymadan çöpe atılacaklar....
Lacan, iki entelektüel tutum olarak "düzenbaz" ile "budala" arasında bir karşıtlık geliştirdi: Sağcı entelektüel bir düzenbazdır, verili düzenin varlığını o düzenin kanıtı sayan ve zorunlu olarak felakete yol açan "ütopik" planlarından ötürü solu alaya alan bir konformisttir: solcu entelektüel ise budaladır, mevcut düzenin yalanlarını açıkça, ama konuşmasının performatif etkinliğini askıya alacak biçimde ortaya seren bir saray soytarısıdır.
Sayfa 357 - Hil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Okumak ve dönüşüm :
. İdeal olarak, okuduklarımızda kendimizi kaybederiz, sadece kendimize dönmek için, dönüşüme uğrar ve daha geniş bir dünyanın parçası oluruz, kısacası, düşüncemizde ve eylemimizde daha eleştirel ve daha yetenekli oluruz. .
Boş gösteren hem zorunlu hem de olanaksız bir nes­neyi adlandırma ihtiyacından, anlamlandırmanın, her halükarda her­ hangi bir anlamlandırma sürecinin önkoşulu olan o sıfır noktasından ileri geliyorsa, hegemonik operasyon, köküne kadar kullanım hatası­na bağlı olacaktır. Göreceğimiz gibi 'halk'ın politik inşası, bu neden­le, özünde kullanım hatasına bağlıdır.
Sayfa 90 - Epos, 2007Kitabı okudu
Söylem, bizatihi nesnelliğin inşasının birincil alanıdır. Pek çok kez açık hale getirmeye çalıştığım gibi söylemle, özünde konuş­ma ve yazma alanlarıyla sınırlı bir şeyi değil, içerisinde ilişkilerin ku­rucu bir rol oynadıkları karmaşık öğeleri kastediyorum. Bunun anlamı şudur: Öğeler, ilişkisel karmaşayı öncelemezler fakat onun içinden inşa edilirler. O halde 'ilişki' ve 'nesnellik' eşanlamlıdır.
Sayfa 86 - Epos, 2007Kitabı okudu
Wittgenstein'dan beri dil oyunlarının hem dilsel alışverişleri hem de bunların ilişik olduğu ey­lemleri kapsadığını biliyoruz. Sözedimi kuramı da, toplumsal kurum­ sallaşmış yaşamı kuran söylemsel diziler araştırmasını yeni bir taba­ na oturtmuştur. Chantal Mouffe ve ben, söylemleri bu anlamda, hem dilsel hem de dilsel olmayan öğeleri eklemleyen yapılanmış bütün­ lükler olarak tanımladık. Bu bakış açısından hareket ve ideoloji arasındaki ayrım, yalnızca umutsuz olmakla kalmaz, aynı zamanda il­gisizdir - önemli olan, toplumsal bir gücün veya hareketin genelde politik performansını ortaya koymasına aracılık eden söylemsel dizi­lerin belirlenmesidir.
Sayfa 27
Reklam
Popüler Kimlik ve Topluluğun Tamlığı
(...) popüler kimlik, - doyurulmamış talepler çoğulluğunun eşdeğerliği aracılığıyla - yadsınan bir şey olarak ve böylelikle de erişilememiş olarak kalan topluluğun tamlığını - deyim yerindeyse boş bir tamlığı - ifade eder. Eğer, tikel bir yer olarak boşluğun göstereniyle uğraşıyor olmasaydık, herhangi bir gösterilene bağlı olmadan yine de anlamlandırma içinde kalan gösterenle uğraşıyor olsaydık, bu yalnızca onun tamamıyla elde edilmiş olan ve böylece de hiçbir yapısal kusuru içeremeyecek tümlüğün adı olduğu anlamına gelebilecekti .
Sayfa 124 - Epos, 2007Kitabı okudu
Nesnenin birliği, ona ad vermenin geri dönüşlü etkisidir.
Sayfa 127 - Epos, 2007Kitabı okudu
Eşdeğerlik ve farkın nihai olarak birbirleriyle uyumsuz olduklarını göstermiştim; bununla birlikte bunlar, toplumsalın inşasının zorunlu koşulları olarak birbirlerini gerektirirler. Toplumsal olan, bu indirgenemez gerilimin odağından başka bir şey değildir.
Sayfa 99 - Epos, 2007Kitabı okudu
216 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.