"İnsan dünyaya ne için gelir?
İnsan dünyaya tek bir şey için gelir:
-Haddini bilmek. İnsan dünyaya yalnızca haddini bilmek için gelir.
-Aciz olduğunu bilmek, bir kuldan fazlası olmadığının farkında olmak için gelir.."
"Hayatta hiçbir gayesi olmayanların yaşadığını mı sanıyorsun? Varlığı ile yokluğu arasında fark bulunmayan insanlar... Hiçkimseye bir faydası dokunmadan ömür tüketenler... Aynaya bakmaktan kimsenin yüzüne bakacak zaman bulamayanlar...
Bunlar yaşıyor olabilirler mi?"
"Çürüyoruz çünkü hareket etmiyoruz. Hep aynı yerdeyiz. Zihinlerimizi havalandırmıyoruz. Zihin penceresi kapalı olanlar, rutubete ve çürümeye maruz kalırlar. Okumuyoruz, düşünmüyoruz. Aynı görüşleri farklı cümlelerle tekrarlayıp duruyoruz. Çürüyoruz. "
-"Sahip olmak için yaşayanlar, mutsuzluğa mahkumdurlar evlat"
- "Neden peki?"
-"Çünkü imkansızı isterler. Sahip olmanın sonu yoktur."
-"Ya aza sahip olanlar?"
-"Onlar için de mutlulardır diyemeyiz." Şaşırdı genç. Şaşkınlığı ses tonuna yansıdı:”
-"Kim mutludur öyleyse?"
-"Mutlu olmak için değil, mutlu etmek için yaşayanlar..." diye cevapladı ihtiyar.”
Fikir çok iyi. Kurgu ilgi çekici. Kitap kahramanı ise bir deli. Daha ne olsun.
Hakikatleri kendine özgü uslubuyla kaybettiklerimizi, vazgeçemediklerimzi, hayat meşgalesi içinde içine savrulduğumuz şeyleri anlatmaya çalışan bir 'deli' ve deli'nin akıl almaz yaptıklarıyla 'akıllı' insanlar arasında köprü vazifesi gören başka bir daha az 'deli'nin hayatının anlatıldığı bir kitap bu.
Bölüm bölüm ilerliyor. Her bölüm güne zeki' deli'miz ne yapmış diye uyanıyorsunuz. Ve her bölüm biraz daha delirmek istiyorsunuz. Çünkü hakikat delirtir.
Soruları olan bir gencin hem bilge hemde derviş olan ihtiyarla diyaloğudur,
Modern dünyadaki sorunları birlikte konuşup çözümler üretmek adına birbirine dost ve samimiyet eşliğinde beraber çözümlemek için çıkılan bir yol veya yolculuktur...
Kaynamış ve Oynamış karakterleri üzerinden toplumsal sıkıntılarımızı dile getiren bir kitap diyebilirim. Kitapta bazı cümleler var ki sizi size sorgulatıyor. Kaynamış'ın baştan sona hakikatleri Vertigo Mahallesi sakinlerine anlatması ama sadece Oynamış'ın bunu anlaması ve bu iki karaktere deli denmesi de insanlığın sığ çemberini gözler önüne seriyor. Kitabı okumanızı tavsiye ederim lâkin okurken ön yargı denen bataklıktan çıkmanız gerekecek. Son olarak, kitabın sonuna geldiğinizde ne kadar akıcı olduğunu söylemekle birlikte artık Vertigo Mahallesindenmiş gibi hissedeceğinize eminim.