Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Haluk Sena Arı

Haluk Sena ArıDünden Bugüne Edep Geleneğimiz yazarı
Yazar
9.4/10
24 Kişi
97
Okunma
7
Beğeni
1.924
Görüntülenme

Hakkında

Haluk Sena Arı, İstanbullu bir ailenin kızı olarak dünyaya gelir. Asker çocuğu olan Arı’nın doğum yeri babasının Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı Erzincan’ın Kemaliye ilçesidir. Tablolara taşıdığı İstanbul ile üç aylık bir bebekken tanışır. Çocukluğunu ve genç kızlık yıllarını, duvarında mor salkımların sallandığı Üsküdar’ın ahşap evlerinden birinde geçirir. Eşinin görevi nedeniyle çok sevdiği İstanbul’a veda ederek Anadolu’ya yerleşir. Kısa süre sonra İstanbul hasreti başlar. Bu hasret o kadar derinleşmiştir ki, bir gün oturduğu evin bahçesine atılmış yongaları yontar ve bir kartona yapıştırır. Ortaya özlemiyle yanıp tutuştuğu baba evinin maketi çıkar. Uzun yıllar evinin en güzel köşesini süsleyen makete bakarak Üsküdar hasretini biraz olsun gidermeye çalışır. Türk el sanatlarını çok seven Haluk Sena Arı, resim yeteneğini geliştirmek için Karamürsel’de bir sanat okulunun resim bölümüne kaydolur. Bir ders sırasında resim öğretmenine evinde yaptığı maketten bahseder. Öğretmeninin kendisine ödev olarak verdiği tablo rölyef sanatının ilk adımı olur aynı zamanda. Haluk Sena resim tekniği ile yaptığı çalışmalarını geliştirmek ister. Aynı apartmanı paylaştığı Amerikalı komşusu kendisini rölyef sanatıyla tanıştırır. O yıllarda Türkiye’de bilinmeyen bu sanatı “mektupla eğitim yöntemi”yle öğrenmeye başlar. Bir yandan evinin işini yapar, eşinin hizmetini aksatmaz, tek evladı olan oğlunu büyütür diğer yandan kendisine mektupla gönderilen proje derslerini başarıyla verir. İki buçuk yıl süren mektupla eğitim sonunda “Chicago Laselle Extension University” İç Dekorasyon Bölümü’nden mezun olur. Bu arada, eşi ve çocuğuyla İstanbul’a döner. Böylece, yıllardır ayrı kaldığı İstanbul’a Üsküdar’a yeniden kavuşur. Vakit kaybetmeden İstanbul Pratik Kız Sanat Okulu’na kaydolan Haluk Sena Arı, resim sanatının bütün branşlarını başarıyla bitirir. 1978 yılında ilk kişisel sergisini açar. Eski İstanbul evlerini üç boyutlu anlattığı tabloları büyük beğeni kazanınca sergiler ard arda devam eder. 1989 yılında düzenlenen Mevlana haftasında Konya Mevlevi Müzesi’nde sergilediği tablolarıyla Konyalıları İstanbul evleriyle tanıştırır. Eski İstanbul evlerini yalnız tablolara taşımakla kalmayan sanatçı, o evler içindeki edebi ve aile hayatını anlattığı “Edep Mektebinden Hatıralar” ve “Osmanlı’da Aile Hayatı” adlı iki kitap yazdı. Çok sayıda rölyef sanatçısı yetiştiren Haluk Sena Arı, uzun yıllar Sanatçı Kadınlar Grubu’nun başkanlığı yaptı. Şimdilerde bu grubun danışmanlığını devam ettirirken, bir yandan da tecvid derslerine ve tefsir sohbetlerine katılıyor. Çalışma hayatına hiç girmediğini belirten Arı, “Eşim çalışmama izin vermedi ancak ben de çok arzu etmedim. Sanatımı geliştirmeyi tercih ettim. Çünkü sanatı yaşlılığıma bir yatırım olarak gördüm. Bunun çok doğru bir karar olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Çünkü, herkes çok meşgul. Kimse dert dinlemek istemiyor. Herkes geçim derdinde, kimse kimseyle ilgilenmiyor. Birbirini aramıyor. Ayrıca, komşuluklar ve dostluklar bitti denecek kadar azaldı. Günümüz insanı çok yalnız. Özellikle de yaşlılar” diyor. Sanatı sayesinde zihninin devamlı meşgul olduğunu belirten Arı, tablolarındaki kompozisyonları, kullanacağı renk ahengini düşünmenin beynini devamlı meşgul ettiğini ve olumsuz düşüncelerden kendini uzaklaştırdığını söylüyor.
Unvan:
Türk Yazar-Ressam
Doğum:
1932 Kemaliye

Okurlar

7 okur beğendi.
97 okur okudu.
2 okur okuyor.
33 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çocukluğumdan hatırlarım, büyükler bahçedeki gülü, salavat getirerek koklarlardı.
Reklam
Ama'sız , fakat'sız
Aralarında akrabası ile ilgisini kesen kimselerin bulunduğu topluma Allah'ın rahmeti inmez
Sayfa 124
"Bahçe içinde, müstakil, iki, en fazla üç katlı ahşap evler, bir mescit, sokak çeşmesi, bakkal dükkanı, bazen bir türbe veya dünya hayatının geçiciliğini hatırlatan küçük bir kabristan, "Türk mahallesi"nin değişmez dekoruydu."
Fedekarlık, dürüstlük, cömertlik, merhamet gibi vasıflar, insanı insan yapan değerlerdir. Bunlar da ciddi bir nefis terbiyesi ile elde edilir. Böyle erdemli insanlar sahip oldukları vasıfları Allah'ın bir ikramı olarak görür, ellerinden alınmaması için dualar ederler. Başarıyı kendinden bilmez. "Ben kazandım, ben başardım" demek kişinin nefsinin esaretinden henüz kurtulmadığını, benlikten sıyrılamadığını gösterir.

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
182 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
“Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep, Dediler ilim geride, illa edep illa edep...” #yunusemre (k.s.) İlimden evvel edep öğretilirdi... Çünkü; insanı insan yapan ilmi değil, edebidir. Ölçü; bu minvaldeydi. Lakin, kaybediyoruz. "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim." diyen o kutlu peygamberin (s.a.v.) bize bıraktığı tüm ahlakî değerlerden uzaklaşıyor hatta bundan bihaber yaşıyor ve bizi eşref-i mahlukat yapan kıymeti kaybediyoruz!.. Bu kitabı okurken Osmanlı terbiyesi ile yetişmiş son şahsiyetlerin davranış biçimlerini görecek, göç ederken bıraktıkları hoş sedanın sesini duyar gibi olacaksınız. Kaybedilmiş bir hazinenin güzelliklerini yeniden elde etmek isteyenler için...
Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
Dünden Bugüne Edep GeleneğimizHaluk Sena Arı · Eşik Yayınları · 201763 okunma
182 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kaybedilmiş olan geleneklerimiz ve edep hakkında geniş bilgi içeren bir kitap. Kitap aynı zamanda islam tarihinden örnekler ve sahih kaynakları olan alıntılar ile bezenmiş hikayeler içeriyor. Fazla söze gerek yok, okunmalı ve okutulmalı.
Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
Dünden Bugüne Edep GeleneğimizHaluk Sena Arı · Eşik Yayınları · 201763 okunma
182 syf.
·
Puan vermedi
Bugün edebi unuttuğumuz günlerdeyiz. Her geçen gün öncesinden daha kötü ahlaklı bireylerin yaptıklarına şaşırmak ve üzülmek ile geçiyor. Bu eserde edep göstermemiz gereken birçok konuya dikkat çekilmiş. Kendimiz dahi adab-ı muaşereti uygulamadığımız birçok meselenin içindeymişiz. Sofrada edep nasıldı? Alışverişler nasıl olurdu? Bir büyüğümüzle nasıl konuşurduk? Nasıl evlerde yaşardık? Türk milleti aslında nasıldı? Ve daha birçok soruya, Osmanlı'nın son zamanlarına şahitlik etmiş kıymetli şahsiyetlerin davranışları ile, sözleri ile yanıt buluyoruz. Bu kıymetli eseri herkes okumalı ve bu edep kurallarını tekrar yaşamaya gayret etmeliyiz. Biz birey olarak adımı atmalıyız. Biz değişirsek dünya değişir...
Dünden Bugüne Edep Geleneğimiz
Dünden Bugüne Edep GeleneğimizHaluk Sena Arı · Eşik Yayınları · 201763 okunma