Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hıfzı Topuz

Hıfzı TopuzGazi ve Fikriye yazarı
Yazar
Derleyen
8.3/10
1.550 Kişi
6,8bin
Okunma
330
Beğeni
15bin
Görüntülenme

En Yeni Hıfzı Topuz Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Hıfzı Topuz sözleri ve alıntılarını, en yeni Hıfzı Topuz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Namık Kemal'in İngilizlere tanınan imtiyazlar hakkındaki düşünceleri:
Biz vaktiyle ziraatta olduğu gibi zanaatte de kendi yağımızla kavruluyorduk. Hemen her ihtiyacımızı karşılayacak tezgahlarımız vardı. 20-30 yıl içinde onların hepsi mahvoldu. Bunun sebebi Avrupalılara tanınan ticaret hürriyetidir. Esnafımız, tüccarımız geçinmekten aciz kaldı.
Sana ve bütün nazırlara halkımın refah ve saadeti için gereken tedbirleri düşünmenizi emrediyorum. Eğitim yolunda ilerleme din işlerinde olduğu kadar dünya işlerinde de cahilliğin kaldırılmasına bağlıdır. İlim, fen ve sanat eğitimini sağlayan okulların açılmasını ön plana almanızı istiyorum.
Reklam
Tanzimat'ın yankıları
İngilizler Rusya'nın güneye doğru genişlemesini hiç istemezler. Çünkü Hindistan'a giden ticaret yolları bizden ve denizlerimizden geçer. Onlar Osmanlı Devleti'nin sağlam olmasını isterler. İngilizler Tanzimat'ını bize güç kazandıracağına inandıkları için bu işi çok iyi karşıladılar.
“ Dünya uygarlık ailesi içinde onurlu bir yer almayı hak eden Türk milleti, evlatlarına vereceği eğitimi okul ve medrese denen birbirinden büsbütün ayrı iki kurumamı bölecek? Efendiler. Türk halkı uygardır. Tarihte uygardır Uygarım diyen Türk halkı aile yaşamıyla, yaşam biçimiyle uygar olduğunu göstermek zorundadır.”
“ -Ne bitmez devrimlermiş bunlar. Her gün devrim, devrim başka bir söz işitmiyorum. -Evet Cemile her gün devrim, devrim daha çok devrimler göreceğiz. -Bitmedi mi hâla? Önce şapka devrimi dediniz. Elbette ben de çok tuttum neydi o kafanızdaki garip fesler! Avrupalılar hiç fes giyiyorlar mı? Derken medeni kanun’u getirdiniz. O da çok iyi oldu. Arkasından laiklik. Hepsi iyi hoş ama bu devrimler kocamı elimden aldı.”
Biz o günlerde Cumhuriyet Bayramı'na katılmak üzere bütün izciler, askerler, sivil toplum örgütleri Ankara'ya gitmeye hazırlanıyorduk. Ben de Galatasaray İzci Takımı'nın arasındaydım. Atatürk yine iyileşecek, yine kendisini tribünde göreceğiz diyor ve buna inanıyorduk. Bayramdan birkaç gün önce Ankara'ya ulaştık. Haberleri izliyorduk. Hiçbir kötü haber yoktu. Bu inancımızı 29 Ekim 1938 sabahına kadar yitirmemiştik. Ama o gün tribünde başbakan Celal Bayar'ı görünce buz gibi olduk. Bu bir bayram değil, bir yas günüydü. Ertesi gün İstanbul'a dönmeyi bekliyorduk. Hayır, hepimizi Kayseri'ye gönderdiler. Çünkü Atatürk'ün ölümü bekleniyormuş. Cenazeye katılmak için gençleri Ankara'da tutmak istemişler. 1o Kasım'da da kara haber duyuldu. Bir güneş, işte böyle battı. Bir daha doğmayacak bir güneş.
Reklam
Var olmak, yok olmak hiçbir zaman tek taraflı bir operasyon değildir iki gözüm.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.