"İnsanoğlunun en çekici icatlarından biridir dedikodu mekanizması," dedi Cumali. İnsan beyni dedikodu sayesinde gelişmiştir. Biz yine de o gelişmeye katkı saglamayalim.
İlginç virüsler de olmalıydı aslında. Mesela beyin değiştirme virüsü olsa ne olurdu? Herkesin hafıza kaydı başka bir bedene geçse kimse kimseyi tanıyamaz olurdu.
Heva ve hevesini yönetemeyen kişi zamanla onların esiri olabilir ve utanmaz, arlanmaz bir noktaya doğru gidebilir. Sınırsız istekler ve boş arzular kötülüklerin de ortaya çıkmasına fırsat verebilecek şekilde açılan geniş kapılardır.
Bugün teknoloji ile kalkınma arasındaki çelişki çok net gözüküyor. Son teknolojiyi kullanan insanlar, bunu medeniyetin ve çağdaşlığın bir göstergesi olarak sunuyorlar. Oysa teknoloji sadece teknolojidir, medeniyet değildir. Teknoloji kalkınmışlığın göstergesi de değildir. O sadece bir araç, bir alettir. Medeniyeti, insanların zihin ve davranış dünyası belirler. Zihinlerdeki berraklık, hakkaniyet ve hoşgörüdür medeniyet. Barış, sevgi, hakça paylaşım, insan için üretimdir.
Hayatın böyle bir huyu vardı. Görünenin göründüğü, duygulanın duyulduğu gibi olmama, olanın olduğu gibi, okunanin okuduğu gibi anlaşılmama alışkanlığı!
Konuşmak, sohbet etmek ihtiyacı susuzluk gibi, açlık gibi olup bitenle bi bir şey. İnsanın günlerce, aylarca yalnız başına yaşaması kolay değil. Birisine bir şeyler anlatmak, birisini dinlemek istiyorum.