Bir şeyin, çoğunlukla bir şarkının sizi aynı anda hem mutlu ettiği, hem de bunalıma soktuğu olur mu hiç? İmkânsız ya da adilane olmadığı için imkânsız olması gereken bir duygu olduğunu söyleyebilirsiniz.
Kurt’un yaşında bir adamın çok daha fazla eşyası olmasını beklediğimden, ilk bakışta onun bu sade hayatını varoluşçu bir romanda görülebilecek türden bir romantiklik olarak algılamıştım.
On yıl boyunca, yemin ediyorum, şevkle ve hiç durmaksızın felsefe, tıp, hukuk ve –kendi zararımıza– din bilim çalıştık ama bunların hiçbirini tam anlamıyla öğrenemedik, eskisinden daha bilgili olduğumuz söylenemez.