Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karin Slaughter

Karin SlaughterParamparça yazarı
Yazar
7.9/10
163 Kişi
584
Okunma
91
Beğeni
12,6bin
Görüntülenme

En Eski Karin Slaughter Sözleri ve Alıntıları

En Eski Karin Slaughter sözleri ve alıntılarını, en eski Karin Slaughter kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fanny yenge "Vanitas," diyor. "Hangi kelimenin Latincesi?" "Kibir" diye tahmin ediyorum. "İki anlama gelen bir kelime. Bana söyleyebilir misin?" "Bir... Güzel ve hoş giyimli olmak için arzu duymak," diye cevaplamaya başlıyorum. Kafasını sallıyor ama beni düzeltiyor: "Kendini beğenmişlik. Kendi güzelliğinin, cazibesinin ya da becerilerinin çok yükseklerde olduğunu savunmak. Fakat aynı zamanda beyhudelik anlamına da gelir," diyor kendinden emin bir tavırla. "Değersizlik. Boş yere yapılan şey. Kibir tabloları insanoğlunun tüm isteklerinin beyhudeliğini resmeder."
Sayfa 34
Ki aşk ölüm kadar güçlü, kıskançlık mezar kadar zalimdir.
Sayfa 40
Reklam
Birisi ciddi bir şekilde hasta olmadıkça belirtileri duymak hoşuna gitmez.
Sayfa 45
İki adam ormandadır. Kendilerine doğru gelen bir ayı görürler. Birinci adam "Koşalım!" der. İkinci adam "Bu çok saçma" der. "Bir ayıdan daha hızlı koşamazsın ki." Birinci adam da "Ayıdan daha hızlı koşmama gerek yok. Sadece senden daha hızlı koşmam gerekiyor," der.
Sayfa 148
Hiç kimse size, bedeninizi ne kadar yıkarsanız yıkayın, ölüm kokusunun üzerinizden sadece zamanla çıkabileceğini söylemezdi.
Sara bir kez daha tabutta yatan kızı, yüzündeki dehşet ifadesini düşündü. Birinin kızıydı o. Doğduğunda biri yüzüne bakıp ona isim vermişti. Biri onu sevmişti.
Reklam
Kendi so­rumluluğundaki birinin ölmesinin kendi ölümünün vesvesesin­den çok daha kötü olduğunu anlamak çok uzun sürmezdi.
Gözünüze sokulmadıkça, kaybettiğin şeylerle başa çıkmak daha kolay olurdu.
Yaşadığı hüznün boğazını sıkmaya başladığını hissediyordu.
Reklam
Onların yanında kendisini uyumsuz hissediyordu. Yerine uymayan bir yapboz parçasıydı. Her şey aynı ama bir o kadar da farklıydı.
Onun insanlarla dolu bir odada durup hâlâ nasıl tamamıyla yalnız görünebildiğini bilmek istiyordu.
Uyuyamıyordu. Bir türlü, dinlenebilmek için bey­ninin tamamen kendini kapatmasını sağlayamıyordu. Karanlık sanki olan biten her şeyi tüm canlılığıyla tekrar çocuğun zihninde canlandırmaya meyilliydi ve çok geçmeden yalnızlık denilen o ağır canavar göğsüne baskı yapmaya başlı­yordu; işte o an nefes alamayacakmış gibi hissediyordu.
Suçluluk hissi onun için her zaman sorun olmuştu. Ona verilecek hiçbir ceza, ken­di kendine duyduğu hayal kırıklığının yol açtığı ıstıraptan daha kötü olamazdı.
210 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.