Kemal Gözler

Hukuka Giriş yazarı
Yazar
Çevirmen
8.6/10
327 Kişi
1.969
Okunma
134
Beğeni
7,7bin
Görüntülenme

undefined Kemal Gözler Sözleri ve Alıntıları

undefined Kemal Gözler sözleri ve alıntılarını, undefined Kemal Gözler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Buna karşılık Türkiye’nin de içinde bulunduğu Kara Avrupası hukuk sisteminde kural olarak mahkeme kararları bağlayıcı değildir. Bu şu demektir: Bir mahkeme belli bir konuda daha önce verdiği bir kararı, tekrar aynı konuda dava açılırsa tekrarlamak zorunda değildir. Keza içtihatları birleştirme kararları hariç, bir mahkeme, önündeki dava konusuna benzer konularda verilmiş üst mahkemelerin kararlarını kural olarak örnek almak zorunda değildir.
Ceza davalarını “savcı” açar. Savcı iddia makamıdır. Suç işlediği sanılan ve aleyhinde Cumhuriyet savcısının kamu davası açtığı ve mahkemede yargılanan kişiye “sanık” denir. Ceza davasına suçtan zarar gören kişi, yani “mağdur” da “katılan (müdahil)” sıfatıyla katılabilir. Sanığı savunan avukata “müdafi” denir. Katılanı temsil eden avukata ise “vekil” denir.
Reklam
Gerçekten ihtiyaç olmadıkça, bir şehirde, büyükşehir belediyesi kurmamak gerekir. (...) Nüfusu 500 binden az olan şehirlerin büyük şehir belediyesine ihtiyaç duymadan normal belediye sistemi ile yönetilebileceği söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'de gereğinden fazla büyükşehir belediyesi bulunduğunu söyleyebiliriz. (...) Böyle bir yerde büyükşehir belediyesi kurulunca eskiden olmayan şekilde büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyeler arasında yetki uyuşmazlıkları çıkacak ve keza eskiden olmayan şekilde teşkilat ve personel sayısı artacaktır.
Sayfa 209Kitabı okudu
Bir kamu tüzel kişisinin belirli bir kamu gücü ayrıcalığından yararlanabilmesi için bunun kanunla öngörülmüş olması gerekir. Zira kendiliğinden kamu gücü ayrıcalığı olmaz. (...) Kamu hukukunda idarenin yetkili olmaması asıl, yetkili olması ise istisnadır.
Anayasa Mahkemesi başaramamıştır !..
Bir Örnek: Yukarıdaki üç nolu ilke (“üst basamakta yer alan norma, alt basamaktaki bir norm ile istisna getirilemez” ilkesi), Türkiye’de 19 Ocak 2012 tarih ve 6271 sayılınCumhurbaşkanı Seçimi Kanunuyla ihlâl edilmiştir. Zira bu Kanunun geçici birinci maddesinde “Onbirinci Cumhurbaşkanınınngörev süresi yedi yıldır” denerek Anayasamızın 101’inci maddesinde bulunan "‘Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır” hükmüne istisna getirilmiştir. Oysa yukarıda açıklandığı gibi, Anayasa normlar hiyerarşisinde kanunların üstünde yer almaktadır ve normlar hiyerarşisinde üst basamaktaki normla konulmuş bir hükme alt basamaktaki normla istisna getirilemez. Anayasa hükmüne kanunla istisna getiren bu hükmün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılmış, ama ne yazık ki, Anayasa Mahkemesi, 15 Haziran 2012 tarih ve E.2012/30, K.2012/96 sayılı kararıyla 6271 sayılı Kanunun bu hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiştir. Anayasa Mahkemesinin bu kararı, yukarıda gördüğümüz üçüncü ilkeye (“üst basamakta yer alan norma, alt basamaktaki bir norm ile istisna getirilemez” ilkesine) ve dolayısıyla normlar hiyerarşisine aykırıdır. Görüldüğü gibi çok basit bir ilkeyi Anayasa Mahkemesi gibi ülkemizin en yüksek mahkemesi uygulamayı başaramamıştır.
Sulh Hukuk Mahkemeleri Görevleri
Bu maddeye göre “sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarınabakılmaksızın; (a) kiralanan taşınmazların..., kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, (b) taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasma ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, (c) taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, (ç) bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları” görürler.
Reklam
489 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.