Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Lars Kepler
Lars Kepler Yorumları ve İncelemeleri
Lars Kepler yorumları ve incelemelerini, Lars Kepler kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Lars Kepler puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lars Kepler / Tacizci
Aksiyonu ve gerilimi hiç bitmeyen, soluksuz okuduğum bir polisiye oldu #Tacizci. Katili asla tahmin edemiyor hatta kişilerin bağlantılarını bile bulamıyorsunuz. 559 sayfalık bir kitabın başından sonuna gerilimi yansıtabilmek kolay olmasa gerek. İsveçli karı koca olan yazarlarımız bu işi çok güzel başarmışlar. Sadece kitabın
Joona Linna serisinin 6. kitabı Tavşan Avcısı, geçmişte yaşanmış travmatik bir olayın farklı deneyimlereedeceğim, düşünce yapılarına sahip insanlar üzerine etkisi, seri katil sınıflandırmalarından çılgın katilleri tanımlaması, yan karakterlerin bakış açılarını yansıtması, Dedektif Joona Linna ve Saga Bauer gibi renkli kişilikleei ve kurgunun zihinde görselleştirmeye izin veren bir üslupla işlenmesi gibi yönleri ile keyif aldığım bir kitap oldu. Ancak olayların bağlanma sürecinde tesadüfi bulduğum noktalar, ana olay örgüsüne katkısı olmadığını düşündüğüm uzatılmış ve detaylandırılmış sahneler sebebi ile seride favorilerim Hipnozcu ve Kum Adam olmaya devam ediyor.
İsveç Dışişleri Bakanı evinde vahşi bir şekilde öldürülür. Alarm sebebi ile harekete geçen Güvenlik Teşkilatı bu durumu bir terör eylemi olarak yorumlar. Ancak dedektif Saga Bauer olaya şahit olan hayat kadını ile yaptığı görüşmede bu inanca bir kanıt bulamaz. Saldırı suçu ile iki yıldır Kumla Hapishanesi'nde bulunan eski polis Joona Linna'dan yardım ister. Terörizm şüphesi ile farklı adımlar atan Teşkilat, katilden uzaklaşırken; Joona Linna devletin tüm engellemelerine rağmen bağlantıları kuracak, karanlık sırları açığa çıkaracaktır.
Bağımsız okunabilecek, ana karakterlerin geri planda kaldığı bir kitap olsa da; Joona Linna ve Saga Bauer'ı tanımak ,arka planda yaşanan hayat olayları hakkında bilgi sahibi olmak için sıra ile okunması gerektiği düşüncesindeyim. Kapanış bölümünde öteki kitaba dair merak uyandıran bir olay sahnelenmesi sebebiyle seriye devam edeceğim.
568 syf.
8/10 puan verdi
Soruşturması devam eden Joona Linna, ıslahevinde işlenen 2 vahşi cinayet sonrası gözlemci olarak olay yerine çağırılır. 2 cinayete, ortadan kaybolan bir kız çocuğu da eklenir. Kuralları çiğneme konusunda üstün başarıları olan Johanna bu kez de saşırtmaz ve kendinden bekleneni bize vererek vakayı omuzlar.
Jurek Walter cinayetleri kadar mükemmel olmasa da polisiye olarak işleyişi ve anlatımı çok güzeldi. Anlatımın akıcılığı sayesinde ufak tefek kusurları görmezden gelebiliyor insan. İki cinayete göre oldukça uzun bir kitap fakat birkaç yan vaka ile olay örgüsünü genişletmiş. Yalnızca Joona'nin iç soruşturmasından gına geldi. Kabak aşı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu bu fuzuli soruşturma ayrıntıları olmasaydı puanim 9 olurdu. Genel olarak keyifle okunabilecek bir polisiye, tavsiye ederim.
608 syf.
8/10 puan verdi
Kalın oluşu gözümü korkutmuştu, malum kalın kitaplar epey ayrıntılı olur. Ayrıntı bol olmasına rağmen rahatsız edici boyutta değildi. Anlatımı akıcı ama çok büyük bir merakla okutturacak gizeme ve olay örgüsüne de sahip değildi. İlk başta işlenen cinayetlerin soruşturması ile başladı sonra geri plana atılıp başka bir olayla devam etti. Eric Maria Bark üzerine kurulmuş bir kurgu aslında. Adını da buradan alıyor. Geçmişten günümüze uzanan bir hesaplaşma. Kapakta tüyler ürperten bir yapıt, korkunun kendisiyle yüzleşin deyince ben açıkçası bol cinayet, bol gerilim,bol aksiyon beklemiştim ama bunların hiçbiri yoktu. Gerçeği yansıtmayan övgüler olsa da konu ve anlatım olarak başarılıydı.
Polisiye kitaplarından ne bekleriz? Bir kere merak olmalı, heyecan olmalı ve en önemlisi de gerçeğe uygun olmalı. Sonlara doğru deliller usul usul ortaya çıkmalı, pat diye bir isim ortaya atılıp katilin o olduğuna inanan polisler olmamalı mesela. Bir okur kaşlarını çatarak hadi canım dememeli. Baştan sona en ince detaylara yer verip, son
#okudumbitti
Şöyle kahvemi yanıma alayım, okkalı bir İskandinav polisiyesi okuyayım diyorsanız, bence Lars Kepler doğru adres. 500 sayfa üzerinde olan uzun soluklu polisiyelerin göz korkutan bir yanı vardır. Acaba betimlemeler uzun mu, konu sapmaları, zaman kaymaları ya da gereksiz detayları var mı, bunları düşünmeden edemezsiniz. İlk birkaç bölüm gidişatı az
Bu kitabı okuyan onlarca kişi kitaba 10/10 verecektir. Çok akıcı, heyecanlı ve yüksek tempolu.
Evet gerekten çok iyi bir kitap ama, işte ama diyorum çünkü son 200 sayfada inandırıcılıktan uzak öyle olaylar gelişti ki, tüm umutlarım mum gibi sönüverdi.
Yıllar önce şahit olunan cinayeti unutmak, sahte medyumun bir şeyler görmesi, inandırıcılıktan uzak kurtulma sahneleri, şans faktörünün çokluğu, polis tarafından aranırken şüphelinin polisin ilk bakacağı yere gitmesi. Üstelik yazar katili iyi saklayamamış, ilk sayfalarda kim olduğu belli oluyor. Akıcı mı? Evet. Güzel mi? Evet. Hatta muhteşem denilecek kadar iyi yazılmış fakat yukarıda belirttiğim gibi son 200 sayfada anlatılanlar inandırıcılıktan uzak. Okuduğum kitap keyif versin, gerisi önemli değil derseniz okuyun. Yok ben o bölümlere takılırım derseniz okumayın. Karar sizin.
·
Puan vermedi
#OkudumBitti
#KitapYorumum
#LarsKepler
#KumAdam 469 sy
“Hayat beni terk edeli çok oldu"
"Hiçbir şeyden korkmuyorum. Ne acıdan, ne de yalnızlık veya can sıkıntısından..."
Ona “Kum Adam” diyorlar...
Bu adın ,çocukların annelerinin anlattığı bir masaldan geldiği söyleniyor .
Kum Adam ,uykunun bir çeşit vücut bulmuş hali.
Yer yer heyecanlı bölümler olsa da, geneline baktığımızda durgun ilerleyen bir polisiye. Akıcı anlatıma sahip kitaplardan hoşlanan okurlara göre değil yani. Bir kurguyu başarılı kılan en önemli unsur bana göre akıcılık. Sonra gizem, merak, neden sonuç ilişkisi. Bunlardan biri sekteye uğradığında akıcılık azalıyor, dolayısıyla biz okurların da okuma hevesi köreliyor.
Yazar belli ki 500 sayfa yazmaya niyetlenmiş. Keşke kurguyu detaylarla değil de olay örgüsü ile doldursaymış. Konu merak uyandırıcı fakat kitap fazla uzun. Bu sebepten dolayı okuyun diyemiyorum.
528 syf.
8/10 puan verdi
Silah karşıtı eylemleri ile tanınan ünlü Penelope, intihar görüntüsü vererek işlenmiş cinayetler, polisi alt edecek özelliklere sahip bir katil ve hayatta kalma mücadelesi ile kaçma kovalamaca. Bağlantı nerede sorusunun cevabını arayan Joona ağır aksak ilerleyen soruşturma ile hem cinayetleri aydınlatmaya çalışıyor,hem de Penelope ve sevgilisi Bjorn'e sağ salim ulaşmak için çabalıyor. Diğer kitabından bir tık daha iyiydi, ayrıntılar söz konusuysa değişen fazla bir şey yoktu. Hipnozcuya göre aksiyon daha fazlaydı ama genel olarak ağır ilerleyen bir polisiye olmasına rağmen sıkılmadan okudum. Katil kim diyerek merak ettirerek okuttu ve en önemlisi öngörülebilir ipuçlarını güzel gizlemişti. Finali ilk kitabına göre daha tatmin edici buldum. Hissedilebilir bir heyecan vardı. Diğer kitaplarını da aldım, tavsiye ederim.
Joona Linna serisinin 3.kitabı Ateş Şahidi, zihinde görselleştirmeyi sağlayan yalın ve akıcı anlatımı, merak uyandıran kurgusu ve arka planda ana karaktere dair hikayesi ile soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Çocuklukta yaşanan travmaların sebep olduğu yalnızlık hissi, günümüz yaşantılarına etkisi; su gibi akan bir anlatım ve heyecanı hiç bitmeyen bir konu ile işleniyor. Eylemlerin sebeplerinin ve geçmiş hikayelerin etkileyici bağlantıları sebebiyle katilin tahmin edilebilir olması sıkıntı yaratmıyor.
Brittagärd Özel Islahevi; davranış problemleri yaşayan, kendine zarar verme eğilimlerine sahip 12-17 yaş arası gençlerin yerleştirildiği bir bakımevidir. Burada kalan 15 yaşındaki bir kızın ölü bulunması İsveç Polisini harekete geçirir. Yapılan araştırmada bakımevinde kalan kızlardan biri olan Victoria Bennet'in olay gecesi, küçük bir çocuğu kaçırarak ortadan kaybolduğu anlaşılır.
Komiser Joona Linna, hakkında açılan soruşturma sebebiyle davaya gözetmen olarak atanır. Savcının, İsveç polisinin tüm engellemelerine rağmen araştırmaya devam eden Joona, ipuçlarını takip ederken kendini medyum olarak tanıtan bir kadın,sır dolu koruyucu aileler ve acı dolu gerçeklerle yüz yüze gelecektir.
Özellikle Joona Lina'nın gizemli geçmişiyle ilgili pek çok sorunun cevaplanması, hareketlerinin altında yatan nedenlerin açıklanması ve merak uyandıran bir sonla bitmesi ile 4. kitaba yönelik beklentilerimi çok yükseltti. Önerimdir.
Harika bir polisiye okudum. Hatta okumadım izledim sanki. Her satırı heyecan doluydu. Kitabın ilk sayfasından itibaren kendinizi olayların akışına kaptırıyorsunuz. Fakat ne yazık ki serinin dördüncü kitabı Kum Adam. Üçüncü kitabı yayınevi atlayıp bunu çevirmiş.
Lars Lepler'i diğer polisiye yazarlardan ayıran bir özelliği var. Her ne kadar dedektif Joona Linna serisi olarak geçse de, okuduğum her 3 kitapta da ana karakte farklı. Yani Joona Linna yan karakter olarak karşımıza çıkıyor her kitabında. Bu kitapta da ana karakter Saga.
Her ne kadar polisiye bir kitap olsa da, duygusal satırlar da barındırıyordu. Bir babanın pişmanlıkla dolu geçmişi. Kızının kaybolduğu gün, onu tartaklaması, bağırıp ağır laflar söylemesi. On üç yıl boyunca süren bir vicdan azabı. Kitabın sonuna bakmamak için kendimi zor tuttum, baba kızına kavuşabilecek mi diye? Ayrıca kitapta en sevdiğim karakter Saga oldu. Birçok kişinin hayalindeki polis memuru. En azından benim için
Kitap çok ustaca kurgulanmış. Okurken o gerilimi, o heyecanı hissediyor ve kendinizi bir anda hapishanenin içinde buluyorsunuz. Seri katille başbaşa kalıyor, onun nefesini ensenizde hissediyor, korkularınızla yüzleşiyorsunuz. Yazarın açık ara en güzel kitabı bu. Hatta ilk iki kitabı okumasanız da olur. Bu kitapta çok zeki bir seri katille karşı karşıyayız. Kitabın sonunda yapmış olduğu planları okurken ağzım açık kalakaldım. Tüm polisiye severlere gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Joona Linna serisinin 5.kitabı Tacizci, psikolojik rahatsızlıkları merkezine alan konusu, zihinde canlandırmayı sağlayan anlatımı ve çok boyutlu kurgusu ile merak ve keyifle okuduğum bir kitap oldu. Kaçış ve takip sahnelerinde; bulunulan bölgeye dair unsurların derinlemesine detaylandırılması zaman zaman okuma hızımı yavaşlatsa da, farklı bakış