Mark Mazower

Hitler İmparatorluğu yazarı
Yazar
8.9/10
51 Kişi
155
Okunma
16
Beğeni
2.687
Görüntülenme

Mark Mazower Sözleri ve Alıntıları

Mark Mazower sözleri ve alıntılarını, Mark Mazower kitap alıntılarını, Mark Mazower en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
20 yıl gibi kısa bir süre içinde, yabancı spekülatörler ve mühendisler Türkiye'nin Avrupa topraklarında 1100 kilometrelik demiryolu hattı döşediler. Kentte tanındığı adıyla "şimendifer" Selanik hinterlandı için çift yönlü bir nimet olmuş olabilir, zira demiryolu, trafiği karayollarından saptırdı ve muhtemelen bunlarin daha da bakımsız bir hale gelmesine yol açtı. Öte yandan, dışarıdaki dünyaya öncekinden çok daha sıkı bir biçimde bağladıkları Selanik üzerinde katalizör etkisi yapti.
Sayfa 309Kitabı okudu
Osmanlı İmparatorluğu bir İslam devletiydi, Osmanlı padişahı da Din Savaşçısı, Kutsal Emanetlerin Muhafızı, Hacc Hamisi ve Haremeyn-i Şerifeyn'in Koruyucusu. Selanik valisine gelince, yetkesinin en muteber simgesi, "vilayetin muazzez kitabı" olarak tanınan gümüş ciltli Kuran'dı. Zira diğer Kitab Ehli'ne -özellikle Müslümanların nüfusun azınlığı oldu ğu Balkanlar'da- verilen tüm yetkilere rağmen, Sünni İslamın hâkim din olduğu daima açıktı.
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
Savaş sonrası Avrupa, Batı ile ozdeşleştirildi. Bir kenara itilen Dogu Avrupalılar, kendilerini barbarlardan uzak tutabilmek amacıyla "Orta Avrupa" olduklarını düşünmeye başladilar. Alışkanlık günümüzde de sürdürülmektedir: Onde gelen Bri­tanyalı bir tarihçi, geçenlerde, günümüz Avrupa'sının lekeli oldugunu kabul etmemek için, Yugaslavyayı barbar üçüncü dünyanın bir par­çası olarak gormeyi yegleyip, Bosna'daki savaşı "yalnızca antropologların anlayabilecegi, ilkel bir kabile çatışması olarak tanımladı. Görüldüğü kadarıyla, 20. yüzyılın canice sicili bile Avrupalıların kendile­rini kandırma kapasitelerini değiştirmemiş
Şavaşın Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri
Yetim kalan çocuklar şefkate kuşkuyla bakıyorlar ve şiddete yatkın, genellikle de tehlikeli oluyorlardı. ''Ahlak yasasının egemenliğinden kurtulmaları'' suç, ani ve denetlenemez öfke ya da daha genç ve zayıf çocuklara karşı kaba davranışlarda kendisini gösteriyordu. Şiddete karşı kayıtsız tavırları, oyunlarında da ortaya çıkıyordu. Kamplardan kurtulan bir grup Yahudi çocuğun garip davranışı karşısında İngiliz hemşireler hayrete düşmüştü. Dışarıdan gelenleri kabul etmeyen, içine kapalı bir alemde yaşayan bu çocuklar, büyüklerden yardım ya da destek beklemez görünüyordu. Eğer gruptan bir çocuk kaybolursa, diğerleri gayet doğal bir şekilde şöyle diyordu: '' Eh, o öldü.''
Sayfa 303 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Önde gelen Britanyalı bir tarihçi, günümüz Avrupa'sının lekeli olduğunu kabul etmemek için, Yugoslavya'yı barbar Üçüncü dünyanın bir parçası olarak görmeyi yeğleyip, Bosna'daki savaşı '' yalnızca antropologların anlayabileceği, ilkel bir kabile çatışması '' olarak tanımladı. Görüldüğü kadarıyla, 20.Yüzyılın canice sicili bile Avrupalıların kendini kandırma kapasitelerini düşürmemiş.
Sayfa 15 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Bölgeye ait daha önceki tanımlamaların aksine Balkanlar en başından beri bir coğrafi tanımlama olarak değil, birtakım olumsuz çağrışımlarla yüklü bir kavram olarak ortaya çıkar. Balkanlar denince akla şiddet, vahşet ve ilkellik görüntüleri gelmektedir.
Reklam
151 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.