Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Melih Esen Cengiz Yorumları ve İncelemeleri
Melih Esen Cengiz yorumları ve incelemelerini, Melih Esen Cengiz kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Melih Esen Cengiz puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karadağ'ın Sancak boşnaklarıyla yanık kokularını geride bırakarak düştük yola. Peşimize takılan minik yavrucak sağır ve dilsiz Tiraje ile önce Bulgar sınırına sonra Türkiye ye yürüye yürüye vardık çok yorulduk biraz soluklanalım. Sonra bir paşa konağına yerleştik. Ama hayat hep güllük gülistanlık değil. Güllerin dikenleride var, batınca acıtan. Acımasız hayat acımasız kullarıyla, sağır ve dilsiz Tiraje için iş başındaydı. Okurken yer yer üzüldüm. Çıkarcı insanları dövmek istedim. Kötü insanların yaptıklarının cezalarını çektiklerini izlemek güzel olsa da bizim yolumuz hep iyi insanlara çıksın.
Gereksiz uzatmalar ve tekrarlar okuma hızımı düşürdü. Kitaplar sağlığı bozar mı ? Bozuyor işte, sinirleniyorum.
24 şubat 1943, Talat Paşa'nın kemikleri özel bir tren ile Berlin'den getiriliyor. İstanbul halkı trenin geleceği yerde müthiş bir kalabalık halinde toplanmış vaziyette. Alman komutan ve askerleri eşlik ettiği kemikleri teslim edince Ayasofya'yı görmek istiyor. Ayasofya müze durumunda. Komutan ve askerleri Ayasofya içerisindeyken Ayasofya'nın minaresinden bir adam küt diye aşağı düşüyor ancak düşmeden hemen önce "imdaaat" çığlığı atabiliyor. Bunu Sultanahmet karakolunda bulunan Attila komiser duyuyor ve hemen minarenin oraya koşuyor. Düşen adam Attila komiserin gözü önünde can veriyor. Tahkikata başlıyor ekibiyle. Ancak çok geçmeden ikinci bir ceset daha Ayasofya'da bulunuyor...
okumanızı öneririm. Çok güzel bir kurgu.
Kitap 250 sayfa ama okunup geçilecek satırlar yok. Yani tarihe damgasını vuran birçok olaylar ve kişiler var. Haliyle bazı isimleri bilmediğim için sürekli araştırarak okudum. Benim için oldukça faydalı bir okuma oldu çünkü bu sayede yeni bilgiler de edinmiş oldum.
Kitap, 1 Mayıs 1977'de Taksim'deki 1 Mayıs katliamının ertesi günü ağaçta asılı
Polisiye sevenlerin beğeneceğini düşünüyorum. Olay örgüsünü çok beğendim. Kitap sona erdiğinde aklımda hiç soru işareti kalmadı. Merakla okudum. Bazı bölümlerde gereksiz diyaloglar olsa da kendini hızla okutuyor. Yazara bir şans vermelisiniz. Diğer kitaplarını da okuma listeme ekledim.
Merhabalar
Bugün kalemi ile yeni tanıştığım bir yazarın kitabını ile geldim. Son dönemde İstanbul tarihi ile ilgili okuduğum ikinci kitap ve çok hoşuma gitti. Kitap akıp geçti. Bilmediğimiz o kadar şey gizem , sır bir çok şey var ki okurken hayretle okudum zaten kitabın dili ve anlatımı o kadar akıcı ki hep merakta bırakıyor. Cinayet, sırlar , tarih, Ayasofya hepsi ustalıkla yazılmış güzel bir kitaptı.
1943 yılında Oslamanlı'nın son sadrazamı olan Talat Paşa'nın cenazesini getiren almanlar ile olaylar başlıyor. Cenazeden sonra cinayetler işlenmeye başlıyor ve gizem dolu arkalarında iz bırakmadan peş peşe biri imam biri de papaz olmak üzere iki cinayet işleniyor ve iki Türk polis memuru canlarını dişlerine takarak olayın peşini bırakmıyorlar. Okurken ilk başlarda tahmin etmekte zorlandım ama iki dini temsil eden kişilerin cinayet kurban gitmeleri acaba dinler ile ilgili mi diye de soru işareti bıraktı kafamda.
Yazarın bu tarzda gizem ve sır konulu başka kitapları olduğunu yeni öğrendim bu kitabından sonra onlara da şans vermeyi düşünüyorum.
İmparatorluğun son güçlü adamı sanki sandıkasını aralayıp başını kaldıracak,onları bu miskin ve şaşkın mahmurlukktan uyandıracak,ufku işaret edip güçlü sesiyle, "Yürüyün!" diye istanbul semalarını yırtacaktı. Marşlarla,ecdadın dualarıyla Arsa yükselecek,cesaretle! Ama nereye? Ne kadar? Ya kaybedenler? Acılar,hüzün firtınaları? Bu defa kazanılacak mıydı? Kayiplar geri dönecek,matem gözyaşları mutluluk gözyaşlarına dönüşecek miydi?
Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşı’nın ardından Karadağ’daki müslümanlara uygulanan baskılar artarak devam etmiş ve özellikle Şahoviçi katliamından sonra Anadolu’ya kitlesel göçler gerçekleşmiştir. Bir minik peri kızı, sessiz, dilsiz; tutar elinden Boşnak kadının… Kocasını kaybetmiş ve çocuğu olmamış Pakize, çocuğu beller bu armağanı ve bırakmaz gerisinde. Sınırdan geçip Anadolu’ya sığınırlar.
İyi yürekli bir paşa ve kızı Tiraje Adalar’daki evlerinde kucak açarlar bu biçarelere. Paşa kızı Tiraje çok sevmiştir bu güzeller güzeli küçük kızı, ona işaret dilini öğretir, eğitimi ile ilgilenir. Hatta ona kendi ismini verir.
Bir gök kuşağıydı Tiraje,
Renkleri kadar özgür
Renkleri kadar korkusuz
Renkleri kadar güzel
Ne o dünyayı duydu ne de dünya onu
Minik peri kızı büyür ve hayatının aşkı Hristo ile tanışır ve evlenirler. Ama güzeller güzeli Tiraje’nin hayatını bir anda kara bulutlar kaplar. Şimdiye kadar meltemiyle ferahlatan rüzgâr ters yönden esmeye başlar.
Tiraje güçlü bir kadının hüzünlü ama bir o kadar da engelleri aşma konusunda mücadeleci öyküsü.
@melih_esen_cengiz_ ‘in kalemi ile gizemli bir cinayeti anlatan Bir Kadın Bir Cinayet adlı romanı ile tanışmıştım. Yazarın kitaplarını seviyorum, Türk edebiyatına katkısından dolayı kendisine yürekten teşekkür ediyorum.