Musa İsmail Basit Sözleri ve Alıntıları
Musa İsmail Basit sözleri ve alıntılarını, Musa İsmail Basit kitap alıntılarını, Musa İsmail Basit en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Namaz ,müminin miracıdır
Sayfa 52Kitabı okudu
Nitekim Hz. Ömer (r.a.) şöyle buyurmuştur: "biz islamla şeref bulmuş bir milletiz, eğer bu şereften uzaklaşırsak Allah bizi zelil eder". Imam Ahmed b. Hanbel "Bu ümmetin sonuncuları da, ancak ilklerinin kurtuluşa eriştiği şeylerle kurtulabilir" demiştir.
Sayfa 188Kitabı okudu
...Richard kitabında Salahaddin'in Kudüs hakkında şöyle dediğini yazar:" Kudüs bizimdir. Bizim için çok daha önemlidir. Peygamberimizin miraça çıktığı, meleklerin toplandığı yerdir. Oradan vazgeçebileceğimizi asla düşünmeyiniz. Bu topraklar da bizim topraklarımızdır. Siz sonradan gelip Müslümanların zayıflığından yararlanarak buraları işgal ettiniz."
Sayfa 119Kitabı okudu
Hayır, öyle sandığınız gibi değil. "Zafer ancak Allah katındandır. şüphesiz ki, Allah Azîz ve Hakîm'dir". (Âl-İmrân, 3/126)
Sayfa 112
Filistindeki son haçlı komutanı Aslan Yürekli Richard kitabında Salahaddîn'in Kudüs hakkında şöyle dediğini yazar:
"Kudüs bizimdir. Bizim için çok daha önemlidir. Peygamberimizin miraca çıktığı, meleklerin toplandığı yerdir. Oradan vazgeçebileceğimizi asla düşünmeyiniz. Bu topraklar da bizim topraklarımızdır. Siz sonradan gelip Müslümanların zayıflığından yararlanarak buraları işgal ettiniz."
Sayfa 106
1929 yılında Yahudiler, Mescid-i Aksa'nın duvarlarından biri olan Burak Duvarı'nın Yahudilerin mülkü olduğunu bu duvarda Müslümanların hakkı bulunmadığını iddia ettiler. Bunun akabinde Burak mevkiinde Yahudi bayrağı dikip yahudi marşları okumaya başladılar. Müslümanlar da bu saldırgan davranışa karşı çıktılar.
Dr. Hertzel'e söyleyin de bu konuda yeni adımlar atmasın. Ben Filistin topraklarından bir karışını bile bırakamam. Çünkü bu topraklar benim malım değil, İslam ümmetinin mülküdür. Halkım bu topraklar için çarpıştı ve kanlarını döktü. Yahudiler milyonlarını ellerinde tut-sunlar. Hilafet devleti dağılınca hiçbir bedel ödemeden belki isteklerine ulaşabilirler. Ama ben hayattayken bedenime işkence yapsalar bile Filistin'in en ufak parçasının ülkemden ayrıldığını görmeye razı olamam. Daha yaşıyorken bedenlerimizin delik deşik edilmesini asla kabul edemem.
Sultan II. Abdülhamid
583/1187'de Recep ayı'nın 27. Gecesi İsra ve Miraç gecesinde haçlıların Kudüs'e girişinden 91 hicrî yıl sonra muzaffer komutan Salahaddin Eyyübî Kudüs'e girdi.
Namaz kılmak için hemen Mescid-i Aksa'ya yöneldi.
Nureddin Zengi'nin yirmi yıl önce yaptırdığı minberi Kıble mescid-i'ne koydurdu.
Müslümanlar, Selahaddin Eyyubi'nin emriyle Kubbetu's sahra etrafındaki suret ve haçları kaldırdılar ve mescid-i temizlediler.
Salahaddin uzun süredir haçlı zindanlarında tutulan Müslüman esirleri serbest bıraktı.
Sayfa 105Kitabı okudu
Büyük tarihçilerden Georgi Vasiliev'in şu sözlerini düşünelim: "Genel olarak Hıristiyanlar, İslam yönetimi altında geniş dini ve gayri dini özgürlüklerden faydalanıyorlardı."
Tarihçi Thomson şöyle der: "Selçukluların yönetimine boyun eğen Hıristiyanlar, Bizans Devleti'nde yaşayan dindaşlarından çok daha iyi durumda bulunuyorlardı.
Kudüs Patrik'i önemli bir mektubunda şunları söylemiştir: "Müslümanlar, adaletli bir toplumdur. Biz onlardan hiçbir eziyet ve baskı görmedik."
Kudüs şehrinin her Müslüman ferdin inancı için sahip olduğu önem ve bu şehrin Müslümanlar için ifade ettiği tarihî ve kültürel değer herkesin malûmudur. Tarihe göz atan herkes "Kudüs'ün İslam ümmetinin gücünün veya zayıflığının kıstası" olduğunu görür.
Kutsal şehrin işgali, ümmetin zayıflığının ve dağılmışlığının sonucudur.
Sayfa 186Kitabı okudu
Kudüs, en eski çağlardan beri peygamberliğin mücevheridir, pek çok peygambere vahyin indiği yerdir. Hz. İsa (a.s)'a kadar pek çok peygambere Kudüs'te vahiy gelmiştir. Nihayet Hz. Muhammed (s.a.v), İsrâ gecesi oradan mîrâca yükselmiştir ve onunla peygamberler silsilesi sona ermiştir.
Sayfa 42
Kudüs, müslümanlardan çok laf değil çok iş beklemektedir.
Tarihe göz atan herkes "Kudüs'ün İslam ümmetinin gücünün veya zayıflığının kıstası" olduğunu görür.
Sayfa 187Kitabı okudu
Kâhin Dims Doclos? Şöyle der: "Bizim kavmimiz kan dökmekte o kadar aşırıya gitmişti ki, Kudüs'te her yer kan gölüne dönmüştü. Her tarafta kollar, ayaklar yüzüyordu. Askerler cesetlerden çıkan kokulara dayanamaz hale gelmişlerdi".
Salahaddin ise hoşgörülü ve ahlaklı bir insandı. Insanların halini hatırını daima sorardı. Ayrıca hayatın zorluk ve sıkıntılarına karşı sabırlı bir kimseydi. Savaş alanındaki sabır ve dayanıklılığıyla meşhurdu.
Sayfa 97Kitabı okudu
Kudüs, müslümanlardan çok laf değil çok iş beklemektedir.