Güneyce İlkokulu (1960), İstanbul İmam Hatip Okulu, Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsü (1974) mezunudur. Şebinkarahisar ve İspir Lisesi'nde öğretmenlik yaptı. 1977'de Bursa Yüksek İslâm Enstitüsü Tasavvuf Tarihi asistanı oldu. Doktorasını 1983'te " İbn Teymiye'ye Göre İbn Arabî " konulu teziyle tamamladı. 1989'da doçent, 1994'te profesör oldu. Halen Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi Ana Bilim Dalı...
Gençlerle Gönül Gönüle kitabında kullandığı hat eserlerinden bazıları. Fotoğraf sınırı olduğu için ekleyemediğim bir kaç diğer eseri de yorumlara bırakıyorum.
Asırların kavgası iki isim, iki ayrı kutup ve bu iki kutbun oluşturduğu dalgalar günümüze kadar geldi. Mustafa kara hocayı gerçekten tebrik etmek gerekiyor, çünkü; bu iki ayrı kutbu, bu iki ayrı dalgayı, tam bir objektif, adaletli ve olabildiğince açık bir şekilde masaya yatırıp, bu kavgaya açıklık getirmek için gerçekten uğraşmış. Mustafa hocayı tasavvuf menşeili olarak bilenler için kitap içeriğindeki tutumu şaşırtıcı gelecektir, ama hocanın bu objektifliği takdire şayan, kıymetli bir eser ortaya çıkarmıştır. Bu iki isim anıldığında, şahsiyetleri hakkında aklınıza ilk gelen fikirlerin sağlamasını yapmak isteyenler için, meraklısına okunmasını bekleyen bir eserdir, tavsiye ederim.
Gençlerin faydalanacağı güzel bir eser. Okumanızı tavsiye ederim. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i okuyarak ,anlayarak ; ayet ve hadislerden yararlanarak güzel bir eser oluşturulmuştur.
Gençlik gelip geçici gençlikte kütüphaneyi ne ile doldurursak ilerleyen yaşımızda ve ahirette o bize fayda sağlayacaktır.
Uludağ Üniversitesi Tasavvuf Tarihi dersinden değerli hocam Mustafa Kara'nın kitabı.. Tozlu raflarda gözüme çarpinca tekrar okuyup düşünce ve tavsiyelerini tazelemek istedim. Elbet ihtiyaca binaen sebepler oluşur. Sebepleri Yaratan'a Hamdolsun..
Kendisi alanına muvafık yaşam tarzıyla çokça sevdiğim, tüm konuşma ve seminerlerine -kaçak göçek de olsa :)-katıldığım, tasavvuf aşığı bir hocamızdı.
Sanat, edebiyat, dil,kültür, yaşam tarzımız.. Kısacası her alanda eskiyi daha dogrusu! özümüzü korumanın ve yaşamanın gerekliliğini savunmuştur.
Kitapta da konu konu ayrılmış mektuplarla özelde,ismi Züleyha olan küçük kızına genelde ise tüm Yusuf ve Züleyhalara seslenerek bu gerekliliğin üzerinde durmuş ve yapılması gerekenlere dikkat çekmiştir.
Kitap kendisinin makale ya da bazı yazıları gibi akademik bir dil içermiyor. Bu yüzden alanı olmayanlar da rahatlıkla okuyabilir. Ancak dil konusunda hassas olan hocamızın yoğunlukla kullandığı Osmanlıca kelimeler biraz zorlayabilir.
Her mektupta yer alan ve konuya uygun olarak tasavvuf musikisinden, edebiyatından yapılan alıntılar da çok hoş bir ahenk katmış kitaba.
Ben çokça severek okudum. İlginiz varsa tavsiyemdir.
Keyifli okumalar efendim..