Kurtların büyüttüğü kızları evcilleştirebilirsiniz;ama kitapların büyüttüğü bir kız etini cendereye sıkıştırsanız dahi bu dünyaya uyum sağlamayacaktır.
Bir gün geriye bakıp arkanda yalnızca temiz havlular, ütülü çamaşırlar, yıkanmış bulaşıklar gördüğünde, bu hayat senin mi, yoksa başkalarının mı; cevaplayamayacaksın.
“Senin karşında çocuk yok!” diyerek, çocuğa karşı her tür muameleyi, yalanı, sınırlarına müdahaleyi, saygısızlığı, hatta istismarı da meşrulaştırmış oluyoruz aslında.
Depresyon, kaygı, erteleme gibi isimler verdiğimiz şeyler, aslında kendimizin yasını tutma biçimlerimiz. Doğmak istemiş ama doğamamış her ben'imizin yasını tutuyoruz. Olmak istemiş ama olamamış her potansiyelimizin.