Norman Stone sözleri ve alıntılarını, Norman Stone kitap alıntılarını, Norman Stone en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(Hitler Almanyası’nda İstanbul’a kaçan) Bu Almanlar’ın B takımı çok üst düzeydeydi. O Almanlar’dan biri Ernst Reuter, Arapça ve Farsça kelimeler yerine Türkçe kelimeler koymakla ilgili dil komisyonuna üye yapılmıştı. Muhtemelen bu kelimeleri uydurdu.
Osmanlı’nın başarısı İslamiyet’e ne ölçüde bağlıydı? Yoksa bunu tersten okuyup, Osmanlı’nın İslamiyet’te aşırıya kaçılmadığı dönemde mi başarılı olduğunu söylerdiniz?
Avrupa'nın yolları, köyleri, kiliseleri, köy gelenekleri, küçük kasabaları vardı. Buna karşın Rusya tıpkı Victor Hugo'nun Moskova'dan geri çekilmesi hakkında söyledikleri gibiydi: "bir beyaz ovanın hemen ardından bir başka beyaz ova."
Cumhuriyetçi Türkler dinin devlet işlerinden ayrılması gerektiği konusunda son derece kararlıydılar ve devlet işlerini dinin belirlemesi, gelişmenin önünde muazzam bir engel olarak görüyorlardı. 1923 yılında Cumhuriyet’i kurarlarken, Kilise ile devlet’in 1905 yılında birbirlerinden ayrılmış ve rahibelerin de manastırlardan süngü zoruyla çıkarılmış olduğu Fransa’yı örnek aldılar.
1914 Anglo-Alman savaşının patlak vermesinin görünürdeki sebebi Almanya'nın İngiltere'nin koruması altındaki tarafsız Belçika'yı işgal etmesidir. Elbette bu olayda hatalı taraf Almanya'dır, yine de bu 1 milyon İngiliz askerinin ölmesine değer miydi? Bu soru, şimdilerde başlamakta olan 100. yıl anmalarının üzerine gölge gibi çöken bir sorudur. Belçika, İngilizler için gerçekten de önemliydi çünkü donanmasını burada konuşlandıracak bir düşman Londra ve İngiliz ticareti üzerinde büyük bir tehdit meydana getirecekti ve mevcut durumda bu tehdidin adı Almanlardı. Almanlar ultra-modern bir savaş filosu oluşturmuştu ve asıl amaçları tüm dünyaya yayılmış bulunan ve İngiliz Kanah'nı güçlü bir şekilde savunmaya hazır Kraliyet Donanması'nı tehdit etmekti. Yeterince açık bir şekilde ortaya konan amaçları İngilizleri buyruklarına uymaya zorlamaktı. Bu girişim hezimetle sonuçlandı çünkü İngilizler daha evvelinde Fransa ile deniz savunmasına ilişkin bir anlaşma imzalamıştı. Hatta bir adım daha öteye gitmiş ve Fransa'nın müttefiki Rusya ile de ittifak kurmuşlardı.
İddiaya göre, Hitler 1939'da generallerine, tehdit olarak görülen Polonyalılara zalimce davranmalarını ve eleştirilere kulak asmamalarını söylerken, "Ermenileri kim hatırlıyor?" demiştir. Bu alıntı, Washington'da yer alan Yahudi Soykırımı Anıtı'nda yer almaktadır. Ancak kaynağı o kadar şüpheliydi ki, savaştan sonra yapılan Nuremberg duruşmalarında yargıçlar bu alıntıyı delil olarak kabul etmeyi reddettiler. Benzer şekilde Amerikan Büyükelçisi Morgenthau'nun hatıraları da kabul edilmedi. Bu anılarda İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilere soykırım yapıldığını itiraf ettiği iddia edilmiştir. Ancak bu yazılar savaş zamanı propagandasıydı ve orijinal metin (Profesör Heath Lowry tarafından görülmüştür) bir Ermeni tarafından düzenlenmiş ve değiştirilmişti. Bu ünlü delil (Robertson en azından burada bizi zahmetten kurtarıyor), şimdilerde neredeyse bütün dünyaca sahte olduğu kabul edilen 'Andonyan belgeleri' ile geldi.
Troçki de zalim biriydi, üstelik köylülerden de nefret ederdi. Gerekli gördüğünde hepsi açlıktan ölecek de olsa, sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda köylülerin tahıllarını ellerinden almaktan çekinmezdi. Zaten Stalin de bunu yaptı. 1934 yılına gelindiğinde Türkiye siyasetinde batılılaşma karşıtı fikirler öne çıktı. Fevzi Çakmak Paşa giderek
Viyana’da finansal kriz patladı, Almanya üzerinden yayıldı ve İstanbul’a gürül gürül borç para akıtan musluklar kapandı. 1875 yılında Osmanlı İmparatorluğu iflasını ilan etti. Artık son perdeyi oynayacaktı.
Hadım etme, Bizans’tan kalan ve kökeni Hıristiyanlığın ilk dönemine dayanan bir olguydu. Pek de isabetsiz olmayan bir anlayışa göre, cinsellik şeytan işiydi. Görünüşe göre, bu fikri ilk ortaya atanlar, Mısır Kıptileriydi.