Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
En Beğenilen Ömer Murat Demirtaş Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Ömer Murat Demirtaş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ömer Murat Demirtaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Uzun zamandır savaş, tarih temalı ne film izleme ne de kitap okuma hevesim yok. Hangi tecrübenin ürünü bu hal bilemiyorum. İçimi kasvet çöküyor, film geçmiyor, satırlar akmıyor adeta..
İnsanın en karanlık yanına temas sayılan bu türü içim kaldırmıyor belkide.
Bu eseride nerde gördüm, ne zaman aldım hiç bilmiyorum. Yıllardır kütüphanemde öylece duruyor. Melul melul bana bakıyor sanki. Ya Allah Bismillah diyerek başlamış bulundum.
Fransızların dostumuz olduğu bir zamanda bize saldırı hazırlığında olmalarını devleti ikna edemeyen bir Paşa'nın roman tarzında biyografisi. Roman olunca daha bir çekilir oluyor doğrusu bu tarz konular.
Napolyon'un halkı savaşmadan ele geçirme stratejisine kimileri deha diyecek, kimileri hinlik diyecek. Nasılda onların dilinden, onların inancı yoluyla ele geçiriliyorlar görülesi her durumda da. Tarih her zaman tekerrür ediyor muhtemelen. Bizi kontrol etmek isteyen evvela bizim şeklimize bürünüyor.
Napolyon bütün planını eksiksiz yapmış, kapıya dayanmış. Önünde onun zekasını alt edecek tek Allah'ın kuluda yok görünürde. Ama bu toprakların yiğit evladı tükenir mi hiç. Akka önlerinde asla ciddiye almadığı yaşlı bir adamdan alacak o da sillesini.
Akıcı bir üslup, içine çeken bir romanla severek okudum bütün önyargılarıma rağmen. Tarihten her zaman öğrenecek şeylerimiz olacaktır. Kendimi zorlayarak bu türün üstüne gitmeye heves ettirdi bu eser.
Güzeldi vesselam.
Hayatım boyunca en çok sempati duyduğum insanlardan biri Halid Bin Velid. Büyük kumandan. Bu kitaba sadece dinsel açıdan bakılmamalı çünkü bu kitap bir dehanın hayatını ele alıyor aynı zamanda islam dinine olan büyük katkısını. İslamın devletleşme sürecindeki ilk başkomutanı ünvanını taşıyan Halid Bin Velid; hayatı boyunca girdiği hiç bir savaşı kaybetmeyen tek komutan. Mute savaşında kimi kaynaklarda 30 bin, kimi kaynaklarda 100 bin kişilik bizans ordusunu iki bin kişilik bir ordu ile dağıtabilmesi ve geri püskürtebilmesiyle ilk kez batılı tarih kaynaklarında adından söz ettirmiştir ve bu sonda olmamıştır. Dönemin büyük gücü sasani imparatorluğunu çökerten kumandan; şam, humus, anbar, busra, fihl fatihi; yermük meydan muharebesinin galip kumandanı; onun ünvanlarından sadece birkaç tanesidir. İslam tarihinde en çok bahsi geçen yönü Uhud savaşında galip gelerek Hz.peygamber'in ordularına karşı galip gelebilmiş tek kumandan olma özelliğidir. Müslüman olmadan önce ki dönemde araplar arasında ünvanı Kılıç olan Halid Bin Velid'i önemli kılan asıl olay, Mute zaferinden sonra Hz.Peygamber tarafından kendisine verilen (Seyfullah) Allahın kılıcı ünvanıdır.
İslam'ın doğduğu yıllarda Ortadoğu ve Arap dünyasının içinde bulunduğu sosyal durumu Halid Bin Velid'in hayatı üzerinden vurgulamaya çalışarak, adını tarihe altın harflerle yazdırmış olan bu büyük insanın askeri, siyasi ve stratejik roman tarzında anlatılmaktadır.
Roman okumayı sevenler hele hele benim gibi tarihî roman kurgulu kitaplara bayılanlar burada mı? İşte bu kitap tam sizlik, tam okumalık ..
Gerek kurgusu gerekse anlatım zenginliği açısından kitabı çok beğendim. Sayfa sayısı biraz fazla gibi ama dolu dolu bir kitap. Her sayfayı merak ve heyecanla çevirdim. Geçtiğimiz hafta okuduğum 'Savaş Sanatı' kitabından sonra işte savaş sanatı bu kitapta uygulamalı olarak anlatılıyor dedim.
Gelelim konusuna. Ali halası tarafından büyütülmüş, baba dostu tarafından yetiştirilmiş bir yetimdir. Yeni kurulan Nizam-ı Cedid ordusunda subaydır. Rumeli'ye tayin beklerken bir nevi hafiyelik görevi ile Sayda' ya atanır
Cezzar Ahmet Paşa aslen Kosavalı, devlet valisidir. Gözden çıkarılmış olan Cezzar İstanbul kanadında hasta, bunak, düşman İngiliz ortağı olarak görülmektedir. Başkentte dost bilinen Fransızlar tarafından bir saldırı beklendiği ve bunun için destek beklediği haberini göndermiş, ciddiye alınmadığı gibi tepki de almıştır.
Oysa ki gerçekler başkadır. Yıllar önce falına bakan çingene kadınım imparator olacağını söylediği ve amacı Doğu Roma İmparatoru olmak olan Napolyon Bonaparte stratejik planları ile işgale ve yerleşmeye başlamıştır.
İki savaş dehası Bonaparte ve Cezzar'ın akılları zorlayan mücadelelerini okuyoruz kitapta. Bununla birlikte dönemin özellikle Fransız ve Avrupa özentiliği de ciddi şekilde eleştiriliyor.
Kitabın sonu çok duygusaldı. Başında Haliç'teki martılara selam söyleyen Ali'nin ayrılırken döktüğü gözyaşlarıba ben de eşlik ettim.
Tavsiyemdir
Dikkat Spoiler içerir,
Kitabın ilk sayfası "Tarih Kitaplardan öğrenilir,Bu bir romandır." diyerek başlıyor ve ilk sayfadan itibaren mest ediyor. Peygamber efendimizin Allahın kılıcı ünvanıyla şereflendirdiği Halid b. Velidin hiç savaş kaybetmediğini ve hangi savaşta hangi yöntemi kullandığı ,nasıl bir askeri dehası olduğunu anlatıyor. Sayfalar kendiliğinden ilerleyip okutturuyor. Tek sorun 550 sayfalık roman halini okurken sayamayacağımız kadar çok savaş başlayıp bitiyor ve o ilerlemede okuduğumuz savaşlar bir süre sonra takibe alamadığımız bir şekile bürünüyor. Yoğun manevi duyguların üzerine gidilmeden İslamın yayılırken ne gibi zorluklardan geçtiğini ne kayıplar verildiğini açıklıyor. Ortalarından sonlarına kadar Hz. Ömer'e karşı istemsiz bir önyargı oluşuyor adaletinden şüphelenmeye kadar gidiyor ama son 3 sayfada Hz.Ömer'in açıklamaları adaletin dinimizde nasıl olması gerektiği konusunda açıklığa kavuşturuyor.Okuyun...Okutun...
·
Puan vermedi
"Napolyon Boneparte, yıkılmış kale duvarının önünde heybetleriyle duran Türk askerine baktı, kısık bir sesle mırıldandı. - Bu asker benim emrimde olsa, dünyada fethetmedik ülke bırakmam!
"Boneparte kafasını tekrar İskenderiye'ye çevirdi. Kendi kendine mırıldandı. Ey talih bir ihtiyarı mı önümden çekemedin, oysa ben neler yapmayı
Allahın Kılıcı
Ömer Murat Demirtaş - Kılıç Halid Bin Velid
Öncelikle herkesin ramazan ayı mübarek olsun. Bugün sizlere mükemmel bir komutandan bahsedeceğim. Halid Bin Velid. İslamla şereflendirilmeden önce dahi islam ordusunu malup etmiş, müslüman olduktan sonra ise islam ordusunun başkomutanı olmuş ve hiçbir savaşta kaybetmemiştir. Savaşlarda her türlü zorluğa karşı bir strateji yapma ve savaş cesareti ile ordusunu ayakta tutabilme yeteneğine sahip bir komutandan bahsediyoruz. Allah resulü, Halid Bin Velid’e boşuna Allahın Kılıcı adını vermemiştir. Hz. Ebubekir halifeliğinde islam alemine bir çok zafer kazandırmıştır. Özellikle Irak üzerinde yaptığı seferleri çok güzel anlatan bir kitap. Kendi ordusundan 100 kat daha büyük orduyu önüne alıp kovalaması, kendisini peygamber ilan sahtekarları nehire dökmesi, koca bir orduyu tek bir insanın dahi geçemediği çölden geçirmesi ile tanınan mükemmel bir lider. Böyle kitapları gerçekten çok beğeniyorum. Hem bir şeyler öğreniyorsunuz, hem hikayeci anlatımı sayesinde tatmin oluyorsunuz. Kesinlikle okuduğum tarih kitapları arasında en iyilerinden. Hatta ölmeden önce okunacak kitaplar arasında. Maalesef ki yine çok bilinen bir kitap değil. Bu kadar kaliteli kitapların az insana ulaşmış olması beni çok üzüyor. Umarım hiç tanımadığım bir insan bu gönderiyi okuyup biraz olsun merak edip, kitabı temin eder ve hemen okumaya başlar. Kitapla ilgili daha fazla info vermek istemiyorum. Yeterince dolu dolu bir kitap. Olumsuz eleştiride bulunamadığım nadir kitaplardan birisi işte. Hepinize iyi okumalar diliyorum.