Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Raymond Carver

Raymond CarverKatedral yazarı
Yazar
7.5/10
295 Kişi
1.151
Okunma
91
Beğeni
7,1bin
Görüntülenme

En Eski Raymond Carver Sözleri ve Alıntıları

En Eski Raymond Carver sözleri ve alıntılarını, en eski Raymond Carver kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanlar o kadar samimiydik ki, şimdi inanamıyorum. Bence şimdi en tuhaf şey bu. Biriyle bu kadar samimi olmanın anısı. O kadar samimiydik ki kusabilirdim. Başka biriyle bu kadar samimi olduğumu hayal edemiyorum. Olmadım.
Sayfa 51 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Bildiğim bir şey varsa -ki var- insan doğasıyla ilgili en ufak bir şey biliyorsam, onun bensiz yaşayamayacağını biliyorum. Bana geri dönecek. Hem de yakında. Yakında olsun. Hayır, hiçbir konuda hiçbir şey bilmiyorum, hiçbir zaman da bilmedim. Temelli gitti. Öyle. Hissedebiliyorum. Gitti ve asla geri dönmeyecek. Nokta. Bir daha asla. Sokakta bir yerlerde karşılaşmadıkça onu tekrar görmeyeceğim.
Sayfa 114 - Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Sigara içenler namlunun ucunda,” diyorum.
Bu gece daha fazla uyuyacağımızı sanmıyorum. Uyumasak ne çıkar ki? Kayıtlı bir yasa mı var? Uyumasak başımıza kötü bir şey mi gelir?
Hey, ben seni seviyorum. Biz birbirimizi seviyoruz, öyle değil mi? Önemli olan bu. Değerli olan bu. Endişelenme tatlım.”
Ne söylediğimi düşünmeden bir şey söyleyemem, sonuçlarını düşünmeliyim, söylediğimde onun ne hissedeceğini düşünmeliyim - her ne söyleyeceksem.
Reklam
Şimdi gözlerim kan çanağına dönünceye kadar ağlayabilirim ama sana o zevki vermeyeceğim.
Sayfa 53 - Can YayınlarıKitabı okudu
Diyor ki: O günden sonra, sen çekip gittiğinde hiçbir şeyin önemi kalmadı. Çocukların, Tanrı'nın, hiçbir şeyin. Apışıp kalmış gibiydim gibiydim. Yaşamayı bırakmış gibiydim. Hayatım devam etti, etti, sonra duruverdi. Pat diye durmadı, gıcırdayarak durdu.
Konuştuğun insan hakkında bir sürü şeyi gözlerinden anlayabilirsin.
Reklam
Diyor ki: Çok uzun bir süre, tatlım, tesellisiz haldeydim. Tesellisiz, diyor. Bu kelimeyi küçük not defterine kaydet. Deneyimlerime dayanarak sana söyleyebilirim ki, dilimizdeki en hüzünlü kelime bu. Her neyse, sonunda üstesinden geldim. Zaman bir centilmendir, demişti bilge bir adam. Belki de bitip tükenmiş yaşlı bir kadın, biri ya da öbürü.
İki gün önce, öğleden sonra Amanda bana dedi ki: "Artık kitap okuyamıyorum. Buna kimin vakti var ki?” Oliver'ın gidişinin ertesi günüydü, şehrin endüstriyel kesimindeki şu küçük kafedeydik. "Artık kim dikkatini verebiliyor ki?” dedi, kahvesini karıştırarak. "Kim okuyor? Sen okuyor musun?” (Başımı iki yana salladım.) "Birileri okuyor olmalı herhalde. Dükkân vitrinlerinde onca kitap görüyorsun, bir de şu kulüpler var. Birileri okuyordur,” dedi. "Kim? Ben okuyan kimseyi tanımıyorum.” Böyle söyledi, durup dururken - yani kitaplardan söz etmiyorduk, hayatlarımızdan söz ediyorduk. Kitapların konuyla hiçbir ilgisi yoktu.
İnsanlar huzursuzlanınca böyle olur: İşleri temelli değiştireceğini bilerek bir şeye başlarlar. Ön bahçeye çıkıp bağırmak isterdim. "Bunların hiçbirine değmez!” İnsanların bunu duymasını isterdim. "Kader,” derdi Molly. Kim bilir, belki de hâlâ kaderden dem vuruyordur.
Karımı son görüşüm kamyonetin şoför mahallinde bir kibrit çakınca oldu, çiftlik işçisinin sunduğu ateşi kabul etmek için sigarayla uzandığını gördüm. Çukurlaştırdığı avuçları kibriti tutan elin etrafını sarmıştı. Şerif yardımcısı kamyonetle treylerin yanından geçmesini bekledi, sonra da arabasını aniden döndürdü, garaj yolunda durana kadar ıslak çimenlerde kaydı, lastiklerinin altından çakıltaşı fırlattı. Yola koyulurken kornasını öttürdü. Öttürdü. Tarihçiler "öttürdü”, "bipledi” ya da "kökledi” gibi kelimeleri daha çok kullanmalılar; özellikle ciddi anlarda, örneğin bir katliamdan sonra ya da korkunç bir olay bütün bir ulusungeleceğini gölgelediğinde. İşte o zaman "öttürdü” gibi bir kelime gereklidir, pirinç çağında altındır.
600 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.