Kitabı sıkılmadan okudum. Beni gülümseten cümlelerde oldu. Hikayeden çok yazarın dili ve anlatımıni sevdim. Sonunun aceleye getirildiğini "hayat bayram olsa" temasina bağlandigini düşünüyorum. Hikayenin sonlarina dogru neşe ve karisini seven ayyaş sahnesi var. Bu sahne kitabin akisini cok bozmuş. Gereksiz ayrinti olmuş.
Uzun zamandır inceleme yapmıyordum ya da yapamıyorum. Ancak bu kitabı yalnızca dört kişinin okumuş olması, hakkinda yalnızca bir ileti paylasilmis olmasi ve hiç inceleme yapılmamış olması ilginç geldi. En azından bir inceleme kazandırmaya değecek bir kitap diye düşündüm.
Kitabı tek kelimeyle anlatacak olsam akıcı derdim. Su gibi akıp giden bir kitap. Boş bir kitap mı? Hayır.
Bir Cenk'imiz var. Sert, mücadeleci, lider, kuralci, istediği sonuç uğruna her şeyi yapabilen biri.
Bir Adem'imiz var. Varlığın ve başarının içinde can sıkıntısini gidermek için dünyayı gezip kadın koleksiyonu yapıyor.
Bir de Demet var. Sevgisinin peşinden giden, kendi gibi olmaktan hiç vazgeçmeyen.
Sosyalizm, gençlikte ve yoklukta sarılınan, şartlara göre çıkarılan bi gömlek mıdır? Her şeyin suçlusu testosteron mudur? Amaca giden yolda her şey mübah mıdır? Bunların üzerine kafa yormanizi sağlayacak bir kitap.
Kitap biraz havada kalıyor finalde. Ve yazar okuyucusunu diğer bir kitabına yönlendiriyor. Kitap elinizde yoksa can sıkıcı bir durum. Ancak bunu saymazsak oldukça başarılı kurgu ve üslubuyla okumaya değer bir kitap.
İyi okumalar.
Er OyunuRefik Erduran · Remzi Kitabevi · 200421 okunma
Romanın başkahramanı olan Ferhat Gürz, İstanbul’da önemli bir gazetenin meşhur bir muhabiridir. Genellikle magazin ağırlıklı yurt dışı haberleri yapmaktadır. Bir gün Avusturya’dan gelen bir gazeteciye eşlik etmek üzere Çorum’un köylerine gönderilir. Bu sırada yağmur duasına çıkan insanlarla karşılaşır. İnsanlar kuralık dolayısıyla yağmur duasına çıkarlar ancak tuhaf olan şudur ki o civarda bir ırmak vardır. Ancak başta Pınarlı olmak üzere civar köyler o havalide gerekli altyapı olmadığı için ırmaktan istifade edememektedirler. Ferhat bunun nedenlerini düşünürken Pınarlı köyünün muhtarının öğretmen kızı Gülizar’a âşık olur. Biraz aşkının, biraz da kırsal şartlardan duyduğu üzüntünün etkisiyle köyü kalkındırmak ve bir model köy yaratmak için gazetesi marifetiyle büyük miktarda para toplar. Ancak para toplamak sadece başlangıçtır. Proje hayata geçirilmeye başlayınca köyde pek çok sorunla karşılaşır.
Eserde işlenen temel temalar; kırsal kalkınma, kırsal kesimde din adamlarının etkinliği, cehalet, geri kalmışlık, öncü aydınların rolüdür. Köy kalkınmasında yukarıdan kalkındırmadan ziyade aşağıdan gelen talebin kalkınma yolunda esas etmen olduğu yazar tarafından Ferhat’a söyletilir. Köylü bilinçlenecek, hurafelerden, çarpık geleneklerden ve “yobaz” din adamlarının tesirinden kurtulacak, böylece köy kalkınması için en ciddi adım atılmış olacaktır. Romanın temel tezinin de bu olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Yağmur DuasıRefik Erduran · Kalite Matbaası · 197416 okunma
Bu kitabın çok fazla bilinmemesine şaşıyorum.Hatta Refik Erduran'ın da tanınmamasına hayret ediyorum.Kendisi döneminin en tanınmış gazetecilerinden ve oyun yazarlarındandır.Nazım Hikmet'in yurttan kaçışına yardım etmiştir.İlk evliliğini Nazım'ın üvey kardeşi ile yapmıştır.İlk kitabı 'Yağmur Duası' o dönemde satış rekorları kırmıştır.
Roman bir gazetecinin hayatını anlatıyor.O dönemde Gazetecilik mesleğinin itibarı henüz sarsılmamışken bir gazetecinin hükümet büyüklerini nasıl dize getirdiğini,büyük paralar kazandığını romandan anlıyoruz.Zira bu sayede kahramanımız sürekli farklı kadınların peşinden koşar.Belli bir zaman sonra eski sınıf arkadaşının karısına aşık olur.Aşk'ın cinsel boyutlarını ele alır ve insanı freoudiyen açıdan ele alır.İnsanın belli bir zamandan sonra belden aşağısının zebunu olduğunu ve insani değer ve duyguları kaybetme noktasına getirdiğini gösterir.En sonunda şu soruyu yöneltir kendine neresindeyiz bu hayatın,nasıl yaşıyoruz insan gibi mi,hayvan gibi mi? İçgüdülerimizle mi beynimizle mi? Ve sonunda kendini şöyle tarif eder 'ben belden aşağısının zebunu olmuş domuzun biriyim!'
Aslında incelediğimiz zaman Refik Erduran'ın kendi özeleştirisini yaptığını görebiliriz.Çünkü Erduran çok garip bir hayat yaşamıştır ve 4 evlilik geçirmiştir.Bunlardan Nazım Hikmet'in kızkardeşi dışında en ilginç olanı eski eşinin kızıyla yaşlılık döneminde evlenmiş olmasıdır.Aslında bu roman Erduran'ın bir otobiyagrafisi niteliği taşıyabilir.Çünkü romanda kendi gibi birini anlatmış.Yine de akıcı ve güzel anlatımı olan tek solukta biten bir roman...
İsmine aldanmayın,bir dua kitabı değil :) Ama olay bir gazetecinin araştırma yapmak üzere gittiği bir Anadolu köyünde yağmur duası eden köylüyü kandıran hocalar etrafında geçiyor.Aklıma Kemal Sunal fimlerini getirip beni güldürmüştür.Kitabın mizahi ve eleştirel yönü muazzam.Özellikle anlatımdaki akıcılık ve fantastik kurgusu bizi geçmişin karanlık yüzüne götürüyor.İnsanların o dönemlerde nasıl bazı din istismarcıları tarafından kandırılıp,dolandırıldıklarını alaycı bir dille anlatıyor...
Yağmur DuasıRefik Erduran · Kalite Matbaası · 197416 okunma
Refik Erduran'ın 1959 yılında yazmış olduğu oyun, üç perdeden oluşur. Oyun, tutucu bir adam olan Cengiz'in çağa ayak uyduramayışı ve bu sebeple elindeki her şeyi kaybedişini konu alır.
Oyunda çok eşlilik de eleştirilir. Cengiz'in iki karısı varken, daha önce evlenmiş olduğu fakat beraber yaşayamadan İngiltere'ye giden eşi Suzan'ın Türkiye'ye gelişiyle, Cengiz'in evinde işler karışacaktır.
Güzel bir kitap,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Er OyunuRefik Erduran · Remzi Kitabevi · 200421 okunma
Anı okumayı sevenler için akıcı bir kitap. Kitabın yoğunluğu Nazım Hikmet'in Rusya'ya kaçışı ile ilgili aksiyonlarla alakalı. Yazarın kendisi Nazım Hikmet'in eniştesi olmasından mütevellit ve kaçışında önemli rol oynayan bir kişi olduğunu ben de okurken öğrendim. Dili akıcı olmanın yanı sıra sıkıcı değil.
GülerekRefik Erduran · Cem Yayınevi · 19878 okunma
Baştan sona hayatı trajikomik çılgınlıķ ortamlarında geçmiş, dopdolu siyasal yaşamı Nazım Hikmet 'le tanışınca daha da ivme kazanmış Sabiha 'nın hayatı kitaba o dönemin sol kesim diye adlandırlan yazarları da konuk ...
Kitap; sonunda başka bir kitaba yöneltmesi hasebiyle daha baştan olumsuz bir kanaat uyandırmasına yetti nazarımda. Zaten Cenk karakterinin gerçekten gereksiz çıkışları irite ediciydi. Adem karakterinin nasıl bir "koleksiyoncu" olduğunu anlamak için bu denli uzatılmasına gerek var mıydı? Bilemiyorum. Hakeza, Demet. Bulunduğu ortamın, kendi kabına uymadığını anlayabiliyoruz ancak hoppa bir karakter çizmek istenirken, kız flörtöz bir karakterin de ötesine geçirildi. Devam kitabında neler oluyor bilemiyorum tabi ama Demet'in, Adnan(Adem) ile ilk günden yakın münasebeti, ilişkinin de dışında gerçekten saçmaydı. Maalesef kitapta olumlu bir yan göremedim yahut bana hitap etmiyordu.
Er OyunuRefik Erduran · Remzi Kitabevi · 200421 okunma
Kitabın ön sayfalarında dikkatinizi çekecektir ki anlatilan olaylar her ne kadar gercek isim ve yer kullanilmasa da tamamen yasanmis gerceklige dayali durumlarin bir puzzledir. Baslarda cinsellik içerikli gelip çoğu feministin elinden hemen bırakacagi bir kitap gibi gelsede amac ve aracı birbirinden ayrı tutmak gerekir.
Aklımda ve kalbimde kalacak çok güzel bir okumaydı. Olay örüntüsü, kalemin ustalığı, özellikle ele aldığı konularla Türk solu tarihini büyük ölçüde avuçlarınıza getirebilecek harika bir kitap.
Bir kadını deli ettiniz. O kadar çok deli ettiniz ki o kadın birden kendisi oluverdi. Toplumda kahkaha attı,ahlaksızca dans etti. Halbuki kadın gülerken,dans ederken,kadın ahlaksızken! güzel.