Kitapı okurken ilk başta *vay beee, doğru yaa ben de hep hatalı ve yanlış düşünüyormuşum* dedim. Aslında hiç de öyle olmadığını farkettim. Aklımızda her türlü düşünce sürekli hizmet veriyor ancak hepsi arka planda.Onları ön plana çıkardığımız zaman aslında hatasız düşünebiliriz.Kitapta beğendiğim kısımları da paylaşmak istiyorum:
*Sokakta insanlar dönüp size bakmıyorsa, gönüllü çalışmayı geri çevirmeli, bunun yerine para bağışlamalısınız.
*Bir icadın elle tutulur hangi faydaları sağladığı yenilik hastaları için önemsiz, önemli olan yenilik unsurudur.
*Sizden daha iyi olan yeteneklere destek olun, kısa vadede statünüzü tehlikeye sokarsınız fakat uzun vadede hep karlı çıkarsınız.
*Yanlış bir teoriden hatalı olduğu kanıtlandığında değil ancak daha iyi bir teori bulunduğunda vazgeçeriz.
*Bir şeylere bakışınızın çoğunluk tarafından paylaşıldığından yola çıkmayın, hatta farklı düşünenlerin akılsız olmadığından yola çıkın.
*Yabancı olan her şeye karşı ön yargı ve onlardan hoşlanmama biyolojik bir gerçektir, bir grupla özdeşleşme gerçeklere bakış açınızı bulandırır.
*Son şanslar bizi kafasızlaştırır ve pişmanlık korkusu bütün bir hayat akışını tepetaklak edebilir.
*Bizi istatistikler değil insanlar duygulandırır.
*Tek aletin çekiçse her sorunu bir çivi olarak görürsün, yani herkes kendi düşünce modelinin esiridir...