Tütüncüye, “Bu büyük adama okuduğun kâğıt neydi?" diye sordum. Tütüncünün verdiği şu cevap, aradan seneler geçtiği halde hâlâ hatırımdan çıkmaz:
"O büyük adam değil, orta boylu. Memleketinden aldığı mektupları her zaman bana okutur. Onun okuması yazması yoktur."