Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talat Parman

Talat ParmanErgenlik ya da Merhaba Hüzün yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
8.3/10
39 Kişi
281
Okunma
33
Beğeni
6,8bin
Görüntülenme

Talat Parman Gönderileri

Talat Parman kitaplarını, Talat Parman sözleri ve alıntılarını, Talat Parman yazarlarını, Talat Parman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bir mekâna sahip olmak, bir kapının ziline adını yazmak, büyük bir aşkı evlilikle oyalamaktan başka nedir ki... Yalnızlığın keyfini bir kez daha onaylattık. Ev(lilik) aşkı öldürüyordu; anladık.”
Burada Sigmund Freud'a yeniden başvuralım. Freud, Sofokles'in Kral Oidipus söylencesinden yola çıkarak evrensel Oidipus karmaşasını tanımlamıştır. Oidipus babası olduğunu bilmeden Layos'u öldürür ve Layos'un karısıyla, yani aslında annesi olan Jokast'la evlenir. Oidipus gerçeği öğrendiğinde, babasını öldürüp annesiyle evlendiğini anladığında gözlerini kör eder. Cemal Süreya, 1953 tarihli bir şiirinde hemen hemen aynı şeyleri söyler: Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum. Babalığın ölümüyle belki de uygarlık yıkılacak ve hepimiz kör olacağız!
Reklam
Alberto Moravia, erkeklerin evlenirken kendilerine eş seçtiklerini, oysa kadınların evlenirken çocuklarına baba seçtiklerini söylerken belki de haklıdır.
Erkeğin babalık işlevini yerine getirebilmesi ancak annenin onu düşünmesiyle, arzusunun nesnesi olarak düşlemesiyle gerçekleşir. Lacan'ın deyimiyle "anne babanın adını söyler” ve çocuk bu yolla dile ve dolayısıyla toplumsal düzene, kültüre açılır. Çünkü baba annenin arzuladığı erkektir. Bu nedenle babanın adını koyan annedir. Çocukla kendisi arasında bir üçüncü olarak babayı adlandırır. “Kimsenin baba olmak için bir gösterene (signifiant) gereksinimi yoktur. Ancak gösteren olmazsa kimsenin haberi olmaz bundan” der Jacques Lacan.
Sigmund Freud 1927'de, Oidipus öncesi dönemde baba-oğul arasındaki sevgi dolu özdeşleşim ilişkisinin üzerinde durmuştur. Erken dönemde, baba tarafından sevilmek ve korunmak deneyiminin içselleştirildiğini, bunun tehlikelerle ve korkularla dolu bu dünyaya yaşam boyu süren bir dayanma gücü sağladığını belirtmiştir. Çocuk için erken dönemde anne bedensel bütünlüğün oluşumunda ne denli vazgeçilmez bir yere sahipse, yine bu dönemde oluşan baba imgesi dış dünyanın tehlikelerine karşı varlıksal bütünlüğün sürdürülmesinde o denli önemlidir.
Reklam
Anoreksik, bedeni zorlayarak gereksinimlerini, arzularını kontrol edeceğini, bu şekilde çatışmalarını çözeceğini düşünür. Burada kullandığı açlık hissi giderek erotize edilir. Kestemberg ve Decobert açlığın doyurulmamasının yarattığı gerginliğin bir tür boşalmaya yol açtığını belirtirler. "Açlık boşalması"dır söz konusu olan.
Sayfa 111
Anoreksi politik bir sorundur
Bir yandan konformizmden uzaklaşılmakta, giysiler, bedensel tavırlar ve cinsellik serbestleşmekte ama öte yandan estetik kaygılar bir başka normu zorunlu kılmaktadır. Jogging, streching, çeşitli rejimler vb.'nin hedefi ince bir bedendir. İşte bu nedenle, Thomas Szasz, "Anoreksi politik bir sorundur" der.
Doğaya atfedilen "horror vacui", boşluktan nefret etme, bugün kültüre ait hale gelmiştir. Oysa yeni olan boşluk degil, onun keşfi hiç değildir. İnsan yaşamında boşluk artmamıştır. Asıl yeni olan boşluğa tahammülsüzlüktür. Boşluktan nefret etmektir. Boş zamanlar mutlaka doldurulmalıdır. Yaşamda mükemmellik ve düzen aranmakta, eksikliğe, rastlantıya ve boşluğa yer bırakılmamaktadır.
Sayfa 84
Ergen hem kendini benimsemek, kendine güvenmek, kendine yetmek hem de dış dünyayla ilişki kurmak, nesne ilişkileri geliştirmek zorundadır. İnsan olmanın çelişkisidir bu ve en dramatik biçimde ergenlikte yaşanır.
Sayfa 101
Reklam
Ünlü müzikolog John Cage öğrencilerinden birine şöyle demiştir: "Şu ana kadar mükemmel çaldınız bundan sonra daha da ileri gidin ve birkaç hata yapın." Psikanaliz insanın hatasıyla, eksiğiyle, içindeki boşlukla ilgilenir. Psikanaliz gerçek aşkından yola çıkmıştır ve gerçeğin ancak bir eksiklik, bir hata, bir boşluk olabileceği sonucuna varmıştır.
Sayfa 85
İdeal Benlik, Benlik İdealinden farklıdır. Benlik İdeali narsisistik bir bağlamda nesnelleştirilebilir, oysa İdeal Benlik özneldir.
Sayfa 82
İdeal Benlik sayesinde çocuk yalnızca somut bir çocuk olmayacak, annebabanın varlığına veya yokluğuna göre yapılandıracağı bir ruhsal bütünlüğe sahip olacaktır. Anne de yalnızca somut anne olmaktan çıkacak ve çocuk için iç nesne haline gelecektir. Winnicott'un "Anne ve çocuk yoktur anne-çocuk birlikteliği vardır" sözü bu şekilde anlaşılabilir.
Sayfa 83
Kimlik denilen ise aslında kişinin kendini cinsiyetine, mesleğine, toplumsal ve medeni durumuna göre tanımladığı ve temellerini kendi kişisel tarihine bağladığı göndermeler bütünüdür. Bu otobiyografik göndermeler yaşam boyunca çeşitli değişimlere uğrasalar da ruhsal sürekliliğin ve bireyselliğin kanıtları olan sabit değişmezlerin izini taşırlar.
Sayfa 80
615 öğeden 436 ile 450 arasındakiler gösteriliyor.