Reel dünya düzenini ve sistemin işleyişini eski-yeni, tarih, felsefe, hümanizm ve varoluşculuk penceresinden çok geniş çaplı bir analizle ele aldığı, anlam açısından hayli ağır ama okunabilirlik açısından da (böyle bir tarz için nasıl başardıysa) oldukça akıcı ve net bir üsluba sahip güzel eser.
Kitaba yönelik eleştirilerim olmayacak değil.
Theodore Zeldin, 22 Ağustos 1933 Filistin doğumlu. Mısır'da öğrenim gören, 15 yaşındayken Oxford Üniversitesi'ne kabul edilmiş Oxford Muse Foundation başkanlığı yapmış, filozof, sosyolog, tarihçi, konuşmacı ve yazar olmasının yanında hala dünyada sayılı felsefe, düşünür ve önemli fikir adamlarından biridir.
Bu özelliklerinden dolayı 28 bölümden
Theodere Zeldin'in okuduğum ikinci kitabı ama bu kitap daha önce yazılmış. 25 bölüm var kitapta ve her bir bölüm sıradan bir ya da birkaç insanın yaşam hikayesiyle başlıyor. Devamında, örneklenen bu kişi ya da kişilerin hayatlarına etki etmiş olay ya da düşüncelerin insanlık tarihindeki yerine değiniliyor. Zeldin çok zor başarılabilecek bir iş çıkarmış: sıradan insanların hayatlarındaki olay ya da düşünceleri dünya insanlık tarihine eklemiş. Sıradan insanların hayatları kısa tutulsa da okurken bir an önce esas konuya girilmesi için sabırsızlandım. Çok bilgi var kitapta. Sakin sakin, sindire sindire okunmalı. Bir küçük not da yayınevi için. Okuduğum kitap, Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan 5. Baskıydı. Kitabın kapağında yazar olarak Theodore Zeldin yazsa da sırtta yazar olarak, Elias Canetti ismi vardı. Acaba yazarın bir numarası mıdır diye çok bekledim ama kitap içinde bu durumla ilgili bir açıklama bulamadım. Sanıyorum, kapağı hazırlayan kişinin dalgınlığı sonucu ortaya çıkmış bir durum.
Her bölüme yeni bir soru başlığı atarak başlayan yazar, günlük hayatın içinden ancak durup düşünmeye fırsat bulamadığımız olguları felsefik sorgulama yöntemiyle edindiği çıkarımlarını sohbet edercesine paylaşarak ve biyografi ve bilimsel verilerden yararlanarak açıklıyor. Yazar bu kitabında ağırlıklı olarak özgür düşünebilme süreci, bilgi edinmenin aciliyeti, zıt niteliklere sahip insanların ilişkilerine alternatif bakış açıları ve iş dünyasının sanata ve çalışana olan ilgisindeki eksiklikleri konularını işlemiş. Örnek verdiği kişilerin hayat maceraları ve tutumları sayesinde okur için konuya hafif bir giriş sunuyor ve sorduğu direkt sorularla okuyucunun kendi fikrine ulaşmasına olanak sağlıyor. Yazar kitabın sonunda, çok verimli bir diyaloğun bıraktığı damak tadıyla, geleceği kurtarmaya ve inşa etmeye dair taşıdığı umudun okurların da fikirlerini yazarak paylaşmasından geçtiğini belirtiyor.
“Hatalarınızdan ders çıkarabilirseniz hata yaptığınız için o kadar üzülmezsiniz, Her deneyimin olumlu bir yanı vardır.”
Ayrıntı Yayınlarının “ağır kitaplar” kategorisindeki bu 528 sayfalık kurgu dışı kitap hakkında ne yazsam eksik kalacak diye düşündüğüm kitaplardan.
Yazarımız, Filistin doğumlu olup, dünyadaki en ünlü yüz
İnsanlığın Mahrem Tarihi'ni okumaya ilk başladığımda biraz şüphelerim vardı. Bunu söylemek istemiyorum okumak isteyen ve okumayı düşünen kişiler olabilir bu yüzden açıklamak istemedim. Keşke daha önce okuma fırsatım olsaydı dediğim ve Theodore Zeldin yazarımızı daha önce tanıma fırsatı bulsaydım dediğim bir kitaptır benim için. Kitap 25 konudan oluşuyor ve 25 farklı kişi, hikâye, karakter, heyecan, macera ve daha fazlasını barındırıyor. 25 ana karakter ve hepsi gerçek bir hikaye bu bile kitabı okumaya itiyor insanı. 25 farklı konu dediğime bakmayın içinde daha fazla konu ve karakter barındırıyor. En sevdiğim özelliği de her hikâyenin bir birinden farklı ve özgün olmasıydı. Kitap ağır kitaplar kategorisinde ve bu beni biraz zorladı diyebilirim. Olayların içine giriyorsunuz ama birden konu çok farklı bir yere evriliyor bu beni gerçekten biraz zorladı diyebilirim. Kitabın yaklaşık son 100 sayfasında altını çizdiğim yerleri alıntı olarak paylaşmayı düşünmüyorum. Ara ara atmak istiyorum çünkü kitabı ve hikâyeyi unutmak istemiyorum. Okurken keyif alarak okuduğm bir kitap. Sizlere de tavsiye ediyorum. Umarım incelemem faydalı olmuştur. Benim gibi sizde okurken keyif alarak okursunuz. Keyifli okumalar.
Bu kitap O'nların değil Ben'lerin tarihi... Bir Atatürk'ü, Bir Lenin'i, Bir Tolstoy'u, Bir Napolyon'u her tarih kitabında bulursun ama ben'le sen'in tarihin sadece bu kitapta....
Eğer tüm insanlık büyük bir kütüphane kuracak olsa, bu kitap "en değerli" eserlerin başında gelirdi. Yazar, sizi bir bilgi ziyafetine davet etmiş ve inanın bana bu davet ve ziyafet, anlatılanlar, hayatlarıyla örnek oluşturmuş kişilerle süsleyerek eşsiz hale getirmiş. Bu arada Ayrıntı Yayınları'nın da zerafetine değinmeden geçemeyeceğim. Kitabın grafiksel dizgisi ne kadar dolu olduğunu gösteriyor. Mükemmel sayfa tasarımı olan nadir kitaplardan. Bu neden önemli diyecek olursanız; sadece bilginin okuduklarımdan değil, kitabın hazırlanmasında gösterilen özenin de parçaı olduğunu düşünüyorum. Tarihte iz bırakmış ama popülerliğine şahit olmadığımız onlarca kişi ile konuların işlenmesi de yazarın ne kadar dolu olduğunun ayrı bir göstergesi. Kütüphanemin özel kitaplar bölümünde yerini aldı.
İnsanlık hafızasını tazelemeyi amaçlayan bir unutulmuşlar derlemesi; tarihe geçenlerden çok geçmeyenlerin tarihi.
Zeldin' e göre insanlar kendi atalarının sınırlı ve kolay kolay değişmeyen hafızasını kullanmayı tercih ederken, geçmişin karanlığına gömülüp giden koca bir insanlık hafızasından yararlanma fırsatını kaçırıyor.
İnsanların tarih boyunca aşka, dostluğa, sekse, korkuya, mutluluğa, zamana ve yalnızlığa karşı pek çok farklı bakış açısı geliştirmiştir.
Kötümserliğe direnenler İnsanlığın Mahrem Tarihi' ni sevecekler.
Kitap 515 sayfa ve 25 bölümden oluşuyor
Kitap okumak sonsuz yükseklikte bir dağa tırmanmak gibidir. Her kitapta biraz daha yükseğe ilerlersiniz, vadilerin sonunu, dağların ötesini, yeni vadileri hatta yeni ülkeleri görürsünüz. İşte bu eser böyle bir yolculukta sizi normal bir kitabın on katı kadar ileriye taşımış olacak desem abartmış olmam diye düşünüyorum.
Theodore Zeldin bizi
Hayatın Gizli Hazları son yıllarda okuduğum en iyi kitap. Bu kitabının yazarın "İnsanlığın Mahrem Tarihi" adlı kitabından önce okudum. Kitap insanı şaşkına çeviriyor. Çünkü zamana mekana ve insana dair hemen her yerden sesleniyor. Doğu ile batıyı birleştiriyor. Çok geniş bir bakış açısını yakalayarak, varoluşa dair yepyeni bir vizyon yaratıyor. Her cümlesinde durup düşünüyorsunuz. insana hayatını yaptıklarını yapabileceklerini sorgulatıyor. Belki de varlığından hiç haberimiz olmayan pekçok fikirden ve yaşam biçiminden haberdar ediyor. soruları başlı başına dertlerimiz;
Zamanımızın büyük macerası nedir?
Yoksul zengine ne söyleyebilir?
Zengin yoksula ne söyleyebilir?
Bir din nasıl değişebilir?
İnanmayan biri inananı nasıl anlayabilir?
Neden bu kadar çok sayıda İnsan değer görmediğini sevilmediğini ve yalnızca yarı canlı olduğunu düşünüyor?
Kadınlar ve erkekler birbirlerine başka nasıl davranabilirler?
Farklı bir cinsel devrim mümkün mü?
Bu kadar çok çalışmanın ne anlamı var? Yaşıyor olmak ne anlama gelir?işte bu devasa soruların yanıtlarını bölüm bölüm insan yaşamlarına değerek anlatıyor.
Bu anlatı insanı şaşkına çeviriyor
Gerçek yaşam öyküleri okumayı kurguya, yani hayal ürünü (bence asıl gerçek) tercih edenlerin çok seveceği bir eser. Hiç duymadığım isimler de vardı; Dostoyevski, Kafka gibi çok sevdiklerim de... Din adamları da vardı, bilim adamları da... Buca insanın hikayelerinin kesiştikleri ilginç noktaları göstermesi veya somut hayatı bu örnekler üzerinden kavramlaştırması bence kitabı başarılı kılan asıl noktaydı.
