Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Thierry Zarcone

Thierry ZarconeYasak Kent Buhara yazarı
Yazar
8.8/10
23 Kişi
55
Okunma
4
Beğeni
1.561
Görüntülenme

Thierry Zarcone Gönderileri

Thierry Zarcone kitaplarını, Thierry Zarcone sözleri ve alıntılarını, Thierry Zarcone yazarlarını, Thierry Zarcone yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
170 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
60 günde okudu
Buhara Avrupalıların gözünde hep gizemli bir kent olarak kalmıştır. Bu “egzotik” toprakları ziyaret eden Batılı seyyahların eserleri kapış kapış satılırken, kimlik değiştirerek “yasak kent”in kapılarını zorlayanlardan bazıları da hiç geri dönememiştir. Orta Asya ve tasavvuf hakkındaki eserleriyle tanıdığımız değerli tarihçi Thierry Zarcone, Buhara’ya bir molla kılığında girmeyi başaran Jean-Jacques Pierre Desmaisons, derviş kılığına giren Arminius Vámbéry, İstanbul’dan Orta Asya’ya giden Mehmed Emin Efendi, Marki de Croizier ve daha birçok seyyahın hatıratlarından yola çıkarak, kısa bir “kent biyografisi” kaleme alıyor. Sufilerin başlarına tac ettikleri, bir zamanlar gayrimüslimlerin içeri alınmadığı “yasak kent”in İngiltere ile Rusya arasındaki “büyük oyun”a kendi iradesi dışında dahil olmasına ve demiryolunun gelişine kadar süren öyküsü, bir kentin de “kişisel bir tarihi” ve “ruhu” olabileceğini gösteriyor.
Yasak Kent Buhara
Yasak Kent BuharaThierry Zarcone · İş Bankası Kültür Yayınları · 201326 okunma
238 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Özellikle Zarchony’nin Türkiye’deki Nur-i Ziya sokaktaki kütüphanede yapmış olduğu çalışmalar aracılığıyla kaleme aldığı aydınlanma sonrası Osmanlı ve İran coğrafyasındaki masonik oluşumları ele aldığı kaynak kitap. Teşkilat-ı Selahiye ve Feramuşhane gibi bilinmeyen örgütler üzerine ender incelemelerden.
İslamda Sır ve Gizli Cemiyetler
İslamda Sır ve Gizli CemiyetlerThierry Zarcone · Kabalcı Yayınevi · 20118 okunma
Reklam
İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri uzaklaşır.
Hintli bir ermiş, öğrencileriyle gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfkeyle bağıran insanlar görmüş. Talebelerine sormuş: "Neden bu kişiler böylesine öfkeli?" - Çünkü sükûnetlerini kaybetmişler. Hintli ermiş bu cevaptan tatmin olmamış: "Birine söylemek istediklerimizi daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?" diye tekrar sormuş. Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: "İki insan birbirine öfkelendiği zaman, kalpleri uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir. Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Bağırmak yerine sakince konuşurlar, çünkü kalpleri yakınlaşmıştır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. İki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece fısıldaşırlar; çünkü kalpleri daha da yakınlaşmıştır. Bir süre sonra konuşmalarına bile gerek kalmaz; sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte gerçek sevgi ve yakınlık böyle bir şeydir." Daha sonra ermiş, öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş: "Bundan dolayı tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. Aranızı açacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz."
Buhara Vahası
Avrupalıların neredeyse hiç bilmediği bir ülkedeydik; her şey merakımızı uyandırıyordu.
Macar Derviş Vambery
Sahte derviş Vambery, Avrupa’nın bütün dış görünüşünü benimsedikleri için uygarlaştıklarını düşünen Doğulularla da alay eder.
170 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Tevafuk eseri gördüğüm ve kelimelerinin (Yasak, Buhara) efsununa kapılarak okumak istediğim ve nihayetinde okuduğum ve hislerimin beni yanıltmadığı, araştırma inceleme üzere yazılmış bir eser. Eserde anlatılan Buhara'nın 19. yüzyıl Buhara'sı olduğunu kitabın kapağından anlıyoruz. Müslüman hayatının katı, tavizsiz, ciddi, gizemli, ilmi yanlarını
Yasak Kent Buhara
Yasak Kent BuharaThierry Zarcone · İş Bankası Kültür Yayınları · 201326 okunma
Reklam
Gerçekten farklı bir dünyaya girdik. Camiler keçe kaplı; bu da dine büyük dikkat gösterildiğinin bir işareti ve camilerin hepsi iyi insa edilmiş yapılar. Ayaklarımızı Mekke yönüne uzatarak uyumamamız gerektigi belirtildi, bu hareket söz konusu kutsal şehri küçümsedigimizi gösterirmiş. Bu uyarının ardından, evlerin içinde dışarıda hiç yapmadığım kadar çok pusulaya baktım. Bıyığımın ortadaki bölümünü de kestim, yaksa beni bir Şii, yada dinsiz sanabilirlerdi.
böyle kaçakçılığa can kurban
Afgan gümrüğünün denetiminde, Burnes en çok aranan kaçakçılık maddesinin mushaflar olduğunu şaşkınlıkla öğrenir; kendisine Hindu Kuş üstünden Türkistan'a çok büyük miktarda kutsal kitap ihraç edildiği için, Afganistan'daki müminlerin Kuran bulamadığı söylenir.
Yok artık :)
Kuşkusuz kılık değiştirilir ve yerel (Türkçe) ya da ortak dil (Farsça) konuşulursa, Kırgız'ın, Türkmen'in veya Özbek'in kandırılacağı düşünülebilir. Ama bu yanlış bir izlenimdir ve tarihin de kanıtladığı gibi, Müslüman çoğunlukla tongaya basmamıştır. Kılık değiştirmek çok güç değildir ve büyük çaba harcandığında yerel diller de öğrenilebilir, ama bir Müslüman kişiliğine bürünmek o kadar kolay değildir. Bir Müslüman gibi görünebilmek için, İslâm'ın ana jestlerini taklit edip aptes almak, namaz kılmak ve Kuran'dan âyetler okumak yetmez: İnancın insan bedenine kazıdığı ve asla yanıltmayan elle tutulur, fiziksel kanıtlar mevcuttur. Ve sahte Müslümanlarımızın en beceriklisi olan Vámbéry'nin tam da bu noktada yakayı ele vermesine ramak kalmıştır. Gerçekten de Vambery'nin yol arkadaşlarından biri onun önkol kıllarının enlemesine uzadığına dikkat edip garip bir Müslüman olduğuna kanaat getirir, çünkü İslâm'ın buyrukları doğrultusunda sürekli aptes alan birinin önkol kıllarının, eğer Sünniyse yukarıdan aşağı, Şiiyse aşağıdan yukarı, ama sonuçta hep dikey bir hat boyunca uzaması gerekir. Gerçekten de aptes alırken Sünniler kollarını dir-sekten bileğe, Şiilerse bilekten dirseğe doğru yıkarlar. Vámbéry, kendisini doğululardan ayrıştıran fiziksel görünümünden yakınır ve özellikle şunları vurgular: "Benim Avrupalı hatlarımla yol arkadaşlarımınkiler arasındaki çarpıcı zıtlık, Doğu güneşinin henüz yeterince yağızlaştırarak onlarınkine benzetemediği tenim."
Efendilerin pusatlarına yukarıdan bakan egzotik şehir
Özetle, Buhara'nın büyüsü, siyasi ve ticari çıkarların yanı sıra, geniş ölçüde Asya'da İslâm'ın ve tasavvufun kutsal şehri olmasından da kaynaklanmaktadır. Üstelik burası Avrupalılar için tam bir yasak şehirdi; gayrimüslimlerin içeri girmesi yasaktı ve etrafını çeviren çöllerle dağlar şehri koruyordu. Keşfedilmesi kolay değildi ve şehre resmen
58 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.