1955 yılında İskoçya’da doğdu. 1975 yılında üniversiteyi bitirdi. Oxford’da edebiyat doçenti olarak çalıştı. İskoçya’nın önde gelen gazetelerinde yazıları yayımlandı. 1991 yılından itibaren hayatını yazarlığa adadı. Aralarında Altın Hançer Ödülü’nün de bulunduğu çok sayıda ödül aldı.
Sevgi, insanın yaratıcılığının bir anıtıydı. Böyle kılı kılına ölçülmüş bir acı yöntemini bulacak kadar insan vücudunu yakından inceleyen zihinlere hayran olmamak elde mi?
Val Mcdermid gibi yazarlarla tanıştığımda henüz 14-15 yaşımdaydım sanırım. Düşününce o dönem kitaplardan aldığım lezzet bir başkaydı. Festival, fuar olsa da sergiden domates seçer gibi kitap alsam diye beklerdim. Aldığım her kitabı da bir gecede yanan gözlerle bitirir, yeni kitaba başlamak için heyecanlanırdım. Güzel zamanlardı.
Bitmesi uzun süren kitaplarımdan biri olduğu aşikar buna yazarın ilk kitabı olması da eklenince böyle olması normal gözüyle bakmam da son derece normal :/ zira yazar konudan konuya geçişleri pek toparlayamamış yalan yok ama yazarımızın ilk serüveni olmasından dolayı benden geçer not almış olması da ayrıca bir muğlaklık. Sonuç itibariyle türün müdavimleri tarafından okunabilir hiç bir sakınca yok. :))
Güzel ilerleyen bir kitaptı. Bu romanın biraz da İspanya'da geçiyor olması beni çekti desem yalan olmaz.
Kitaptaki cinayetler ve ölüm şekilleri ile bunun mantık uyarlaması, katilimizin de cinayetlerini işlediği kalıp kendini çoğu cinayet romanından soyutluyor. Yazarların gerilim kitaplarına göre öldürülmesi, polisiye-gerilim konulu romanlarda pek de alışık olunmadık bir durum ve bu da hikayeyi güzelleştiriyor ..
Kitaplara verdiği isimler, kitaplarından daha güzel olan bir yazar hayal edin. Evet işte karşınızda Val McDermid! Sürükleyici mi? Sürükleyici. Beni şaşırtan baskıda önsöz olmamasıydı. Yani bir kitap yazılmış, bunu çevireceksin, çok bilindik biri de değil ve biraz tanıtman lazım ama hiç yok. Tek cümle bile. İlginç.
Kitap Chelsea taraftarlarına bir selam ile başlıyordu ki sonradan anladım meseleyi. Manchester üzerinden yapıyoruz kitabın yolculuğunu. Mesele ise Kate Brannigan’ın bir İngiliz şatosuna (malikane de diyebiliriz) güvenlik sistemni yerleştirmesi, buna rağmen sistemin hack edilmesi, bir tablo hırsızlığı, ki Monet Tablosu olup epey değerli oluyor bunlar, derken işler epey çetrefilleşiyor.
Diğer yandan her polisiye romanda olduğu gibi cinayet ve aşk da olmazsa olmazımız. Geriye bol keyifle okumak kalıyor. İyi okumalar dilerim..
Temiz İşVal Mcdermid · Oğlak Yayınları · 19992 okunma