Ziya Kazıcı Gönderileri
Ziya Kazıcı kitaplarını, Ziya Kazıcı sözleri ve alıntılarını, Ziya Kazıcı yazarlarını, Ziya Kazıcı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Kervansaray
Zengin ticarî emtia nakleden kervanlara, hudut boylarından başlamak üzere, tehlikeli bölgelerde gerek düşman çapullarından, gerek eşkıyadan ve gerekse diğer baskınlardan korunmak için güvenli ve müstahkem mekânlar inşa etmek. Bu korumanın gerçekleşebilmesi için bunların etrafı kalın surlarla çevriliyordu. Bazı surların üzerinde kule ve burçlar inşa edildiği gibi kapıları da sağlam ve demirden yapılıyordu.
Sayfa 101 - Kayıhan YayınlarıKitabı okuyor
Nitekim Halep, Şam, Bursa gibi devrine göre büyük sayılan şehirlerin nüfusları 16. yüzyılda 60 ila 70 bini aşmıyordu yine bu dönemde 700.000 kişilik nüfusuyla İstanbul, bütün Avrupa'nın en büyük şehri olarak belirtilmekte ise de başka kaynaklarda İstanbul nüfusunun bundan çok daha fazla olduğu nakledilmektedir.
Sayfa 86Kitabı okuyor
Zira İslâm ve Osmanlı anlayışına göre tebea "Cenab-ı Allah'ın bir vediası" yani emâneti olarak kendilerine verilmiştir. Böyle bir anlayışa sahip olan bir yöneticinin toplumu sömürmesi veya gayr-i kanunî bir harekkette bulunması düşünülemez.
Sayfa 78Kitabı okuyor
Divân-ı Hümâyûn üyesi olmayan Şeyhü'l-İslâm, Telhisü'l Beyân fi Kavanin-i Al-i Osman'da ifadesini bulan şekli ile protokol bakımından Sadrazam ile eşit bir durumdaydı.
Sayfa 58Kitabı okuyor
Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Has Oda, Enderûn Mektebi odalarının en yüksek kademesini teşkil ediyordu. Bu odadaki eğitimin ana hedefi, iyi idareci yetiştirmekti.
Sayfa 41Kitabı okuyor
Enderûn, Osmanlı devlet adamlarını, idareci ve bürokratlarını yetiştiren bir mektep ve ocaktı.
Sayfa 36Kitabı okuyor
Mekke hem de Medine'ye gayr-i müslimlerin girmesi yasak olduğundan, bu her iki şehre de "Haremeyn", başka bir ifade ile Müslüman olamayanların girmesi haram olan iki şehir adı verilmiştir.
Sayfa 31 - Kayıhan Yayınları, 2014Kitabı okuyor
Osmanlı toplumundaki "sınıf" ayrımı, Hristiyan Batı dünyasındaki gibi değildi. Zira Osmanlı Türkiye'sinde Padişahın tebaası arasında ırsiyete dayanan bir asilzadelik mevcut değildi.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Türklerde şan ve şöhret , yüksek idarî mevkilere liyakat ve maharetin mükâfatıdır.
Sayfa 18Kitabı okuyor
Eski bir Romali fikir adamının dediği gibi "Mazisinden habersiz topluluğun çocuktan farkı yoktur" Zira her ikisinin de "dün"ü yoktur.
Sayfa 11Kitabı okuyor
Toplumu ıslah etmek için bir eğitim sisteminin geliştirilmesine olan ihtiyaç,bilinmektedir. Bunun için Hz. Peygamber'den ''Allah beni bir muallim (öğretici) olarak gönderdi.'' şeklinde bir hadis rivayet edilmektedir. Kur'an'da da bu konuya temasla peygamberin vazifesinin öğreticilik olduğu belirtilir.
''Ey Rabbimiz! Onlara kendi içlerinden,kendilerine senin ayetlerini okuyacak,onlara kitap ve hikmeti öğretecek,onları temizleyecek bir elçi gönder.''
Sayfa 9
