Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A. Onur Aktaş

A. Onur AktaşAynılığın Tekrarından Biricikliğin Büyüsüne yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
9.0/10
3 Kişi
7
Okunma
3
Beğeni
1.398
Görüntülenme

En Eski A. Onur Aktaş Sözleri ve Alıntıları

En Eski A. Onur Aktaş sözleri ve alıntılarını, en eski A. Onur Aktaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Rab'dan efendiye, efendim de köle sahibine doğru giden sığ bir çayın üstündeki cılız bir köprüyü yürüyerek geçerken tanrılaşan, hem de daha yeni Rönesans'tan çıkıp Aydınlanma çağına yaklaşan beyaz adam,sigorta gibi güvence dolu bir kavramın icadından hemen sonra sigorta parasını almak için taşıdığı kölelerin hepsini suya atarak zarar beyan etmişti "
"Hayata tepkili olanlar,herkesi tek kalıba sokmaya çalışan ve bu daracık kalıplarına da 'iyi ve hayırlı olan ' diyenler, kendi hayata bakışlarını empoze ederler "
Reklam
"Hayatın insana binbir korku sunmasının yanında, hayatın bireyler için sonlu olması ve tüm bunların insana verdiği kaygıyla başetmek, elbette kolay iş değildir fakat incinmekten kişi hayata karşı kabuk bağlamaya başlayabilir. Kabuk baglamaktan kasıt ise şudur: İncinmekten korkan kişi tutunduğu anlamlarla kendisini uyuşturabilir. İncinmeden yaşamak isteyen sevmek ve ilgi göstermek gibi pek çok olumlu duygudan da uzaklaşabilir "
Yazarak insan kendisine mahrem yaratır. Mahrem bir tür odadır. Meskendir. Mesken ve sü­kunet arasındaki bağ büyüleyicidir. Mesken, sükunet ile doludur. Gerçi sükunet "güzel" değil de "ürkütücü" bulunduğu için aranmaz. Gürültü tercih edilir. Oysa sesin/sözün/yazının kaynağı tam da bu meskendir. Bu meskenden çıkmayan her şey gürültüdür. Başka bir şekilde anlatmaya çalışırsak eğer, şöyle diyebiliriz: Sükuneti olanın sesi/sedası olur, sükuneti olmayanın ise sadece gürültüsü olur.
"Sakin" demek aynı za­manda iskan olmuş demektir. Yani meskenini bulmuş olan. Yaşadığım an, yaşıyor oluşum benim meskenimdir. Sükunete ulaşmak eve ulaşmak demektir.
İnsanın mahremi için ısrar etmesi gerektiğine inanıyorum. (...) Mahremi olan insan kendisini etkilemeye çalışanlardan kolayca etkilenmez. Kendi süzgeci vardır. Önce kendi süzgecinden geçirir. Böyle bir insan dikbaşlı olmasa da eleştiri gücü olan ve kendisi de eleştirilmekten korkmayan insan olacaktır.
Reklam
Önce efendiye baktılar ve onu şer/kötü olarak gördüler, sonra da kendilerine bakıp "öyleyse hayırlı ve iyi olan bizleriz" dediler. Düşman ilan ettikleri efendilerden nefret ettiler. Oysa efendi ahlakı bunun tam tersini yapmaktaydı. Efendi ahlakına sahip olan tepkisel olmadığı için önce kendisine baktı ve "iyi" dedi; ancak ondan sonra aciz olana bakıp "bayağı" dedi ve böylesi bir ahlaka sahip olanlar, köle ahlakının tam tersi şekilde düşmanlarından nefret etmediler, sadece gurur duyabilecekleri düşmanlar aradılar.
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.