Daha önce homo sapiens olarak bilinen varlık, homo sibernetikusla yer değiştirecektir. Hümanizmin insanı, hurafenin zincirlerinden kurtardığı, transhumanizmin ise mevcut insanı biyolojik zincirlerinden kurtaracağı iddia edilmektedir.
Hem insan hayatındaki değişimler hem de gittikçe artan teknolojik ilerleyiş insanı tekilliğe götürmüştür. Bilim ve teknolojinin artışıyla birlikte genetik kimliği belirleme, yaşlanmanın geciktirilmesi, hastalığın yok edilmesi, bilişsel kusurların azaltılması, sınırlamaların ve acıların üstesinden gelerek insanın potansiyelini arttırma amacındaki seküler hümanist düşüncede kökleri olan transhumanizm, yalnızca insan doğasını geliştirmenin geleneksel vasıtaları olan eğitim ve kültürü kuşlanmaz insanın temel biyolojik sınırlarını alt etmek için tıp ve teknolojiyi de kullanır.
Hümanizm, insanın doğa ve Tanrı karşısındaki konumunu ve bakış açısını değiştirirken transhumanizm bununla yetinmemiş insanın biyolojik olarak da değişimini desteklemiştir. Yalnızca seküler olmakla yetinmemiş insan için kusurların giderilmesi ve ölümsüzlük talebiyle tanrıslalık beklentisi içinde olduğu için bir inanış türü içeriği taşımaktadır.