Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ahmet Özkaya

Ahmet ÖzkayaPost-Coğrafya yazarı
Yazar
8.2/10
6 Kişi
8
Okunma
1
Beğeni
1.395
Görüntülenme

Ahmet Özkaya Gönderileri

Ahmet Özkaya kitaplarını, Ahmet Özkaya sözleri ve alıntılarını, Ahmet Özkaya yazarlarını, Ahmet Özkaya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her birimizin mutluluğu, etrafındaki herkesin mutluluğuna sıkı sıkı ya bağlıdır. Başkalarının kötülüğü üzerinde yükselen bir toplumda, rastlantı sonucu, birkaç yıl görece mutlu olunabilir ama bu mutluluk, kumdan şatolar gibi yıkılır ve devam edemez. En küçük şey bile onu parçalamaya yeter ve eşit insanların toplumundaki olası mutluluk ile karşılaştırıldığında acınacak derecede küçüktür. Bu yüzden, herkesin iyiliğini hedeflediğin her seferinde, doğru davranırsın.
Sayfa 207Kitabı okudu
Erkek egemen toplumda kadın olmak.
McDowell'in ifadesiyle beden bir mekandır. Sizin bedeniniz, giyim tarzınız, cinsiyetiniz, davranışlarınız kimliğinizi oluşturmakta ve onu temsil etmektesiniz. Toplumsal olarak kadına verilen rolleri yerine getirmekle yükümlü olup kimliğinizle sürekli kamusal mekânda o rolleri uygulamak zorunda bırakılırsınız. Erkek arkadaşınızla ya da eşinizle bir kafeye gittiğinizde öncelikle garsonun erkeğe yanaşarak "Hoş geldiniz" dediğine bir şekilde rastlarız. Arkadaş ortamında hesap ödenirken hesabın genellikle erkek tarafından ödenmesi beklenilir. Caddede yürürken gül satan bir satıcı, gülü kadına verir ama hesabın ödenmesi için erkeğe bakılır. Bunlar yaşamın içerisinde gözlenen küçük deneyimlerdir; fakat çığ gibi birikerek toplumsal algılarımızı şekillendirir ve dönüştürür.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
David Harwey: “İster beğenin ister beğenmeyin, kent sizi kendisini yeniden yaratmaya, içinde yaşayabileceğiniz bir kalıba dökmeye davet eder."
Sayfa 141Kitabı okudu
Sıklıkla duyulan "coğrafya kader" sözü aşağılama, tembellik, geri kalmışlık kültürsüzlük ve sömürülmeyi hak etmek ile özdeştir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Dağ şartlarında yaşayan insanlar genellikle kaba, zeka düzeyi ortalama ya da altında ve vahşi dürtüleri ağır olabilmektedir. Çünkü dağ yaşamının çetin zorlukları bireyleri istemsizce buna zorlamaktadır.
Talip Yüce, İç Anadolu terimini de şu şekilde eleştirmiştir:Orta Anadolu neyse kabul edilebilir bir terim. Ama İç Anadolu terimi kabul edilemez. Örnek olarak Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Han Duvarları" şiirinde Orta Anadolu bozkırlarından bahsolunmaktadır.
Reklam
Çevre, insana olanaklar sunar ve bu olanaklar içerisinde insanlar seçim yapabilirler. Bir bölge içerisinde yerleşim yerini insanlar seçer. Ancak bu yerleşim alanı bölgenin imkanıyla sınırlıdır. Daha genel bir ifadeyle çevre, insanın kültürel gelişimi için fırsatlar sunar. İnsanlar da bu fırsatları değerlendirir.
Varoluşçuluk
Hayata dair seçeneklerimiz, varoluşu anlamlandırmaya çalışmamız ve insanlar arasındaki etkileşimlerimiz önemlidir. Varoluşçulukta empati ayrı bir yer tutar. Çünkü bizler var olan tercihlerimizi kendi kişilik özelliğimize göre belirlediğimiz için bir araştırmacının bu davranışın altında yatan nedenleri mutlak olarak anlaması imkansızdır.
Coğrafi disiplinin sınırlarını gözetlemekten çok gelin bu sınırları genişletelim. Coğrafya içinde olunacak açık, canlı ve heyecan verici bir yer.
Coğrafyacı, her şeyden anlayan ancak hiçbir şeyde uzman olmayan bir Orta Çağ alimine dönüşmüştü.
Reklam
Coğrafya, geçmişte ezenin yanında yer almış olup yaşanan felaketlere de ortak olmuştur. Bu, coğrafyanın kendisinden değil, coğrafyayı yapanlardan kaynaklanmaktadır. 16. yüzyılda coğrafi gezilerin amacı, bilimsel olarak coğrafya yapmak değildir. Keşfedilen yerleri tanıyarak daha iyi sömürebilme, bu sayede daha zengin olma amacı ön planda olmuştur.
İslamʼda metafizik sadece Tanrıʼdır. Geriye kalanlar - cin, şeytan, melek - bunlar iyiliği ve kötülüğü anlatmak için din diliyle ifade edilen anlatımlardır. Tek bir metafizik olan Tanrı da bizzat hayatla iç içe olan, karşılığı bizzat maddi hayatımızda tecelli eden bir özelliğe sahiptir. Eğer İslamʼı bu şekilde yorumlarsak ne maddeye esir oluruz ne de metafizikte boğuluruz.
Sayfa 32
Dünyayı yeterince anladık. Anlamak haksızlıkları gidermiyor. Daha çok acıya sebep oluyor. Çünkü cehalet mutluluk getirirken o cehaletten çıkıp çelişkileri görmek ve hiçbir şey yapamamak insana ağır bir sorumluluk yüklüyor.
Sayfa 30
“Sizler peygamberin sünnetini yaşadığınızı söylüyorsunuz. Peki, onun en büyük sünneti nedir? Sakal bırakmak, oruç tutmak ve hacca gitmek midir? Yoksa onun en büyük sünneti sade bir hayat yaşamak mıdır? Niçin onun en büyük sünnetini uygulamıyorsunuz?”
Sayfa 21
Bilim kapitalistlerin elince ezici bir güce dönüşmüştür. Artık bilim hakikate ulaşmak için değil ezmek için yapılmaktadır.
Sayfa 18
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.