1953 yılında Mersin’in Mut kazasına bağlı Sakız Köyü’nde doğdu. İlkokulu köyünde, orta tahsilini Adana’da tamamladı. Yüksek tahsilini Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde bitiren Sevgi, 1983’te Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne Öğretim Görevlisi olarak tayin edildi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans ve Doktora yaptı. 1988’de Yardımcı Doçent, 1994’te Doçent, 2002’de de Profesör oldu. 1996-2001 yılları arasında SÜ Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürlüğü de yapan Ahmet Sevgi’nin bugüne kadar yayınlanmış on yedi kitabı ve çok sayıda makalesi bulunmaktadır. Millî Kültür, Türk Edebiyatı, Türk Yurdu, Yedi İklim gibi dergilerin yanında Son Havadis, Son Çağrı, Ayyıldız, Yeni Çağ gibi gazetelerde de yazılar neşreden Prof. Dr. Ahmet Sevgi, hâlen Yeni Çağ gazetesinde haftalık yazılarına devam etmektedir.
Nâbînin dediği gibi dünyada çalışıp çabalamadan, mücâdele etmeden, dürüstlük kavgası yapmadan kısacası çile çekmeden nîmete kavuşmak mümkün değildir:
Çarh nîmet mi verir gavgasız
Hîç Fir'avn ola mı Mûsâ' sız.
"Mazhar-ı feyz-i ubûdiyyet olandır insân
Yoksa mânâda kişi şekl ile insân olmaz."
Kişi yaratanı tanırsa yaratılana esir olmaz. Kulluğun zevkini tadan bir insan para-pul, makam-mevki hırsına veya behîmî arzûlara teslim olur mu?.. Züleyhâ: "heyte lek= beri gel" diye yalvarırken Hz. Yusuf iffetini nasıl korudu? Müşriklerin "paraysa para, makamsa makam, kadınsa kadın" teklifine karşı Hz. Peygambere: "Güneşi sağ elime, ayı da sol elime verseniz bu dâvâdan yine vazgeçmem" dedirten neydi?..
Meyvesi için ağaca gösterdiğimiz ilgiyi gençlerimize, fikir ve sanat adamlarımıza gösteremiyorsak "düşüncesiz"likten ve "seviyesiz"likten şikâyet etmeye hakkımız olmasa gerek...
Ama öyle olmuyor işte… Gülen ağlıyor, ağlayan gülüyor. Düşen kalkıyor, kalkan düşüyor. Gelen gidiyor, giden gelmiyor. Dünyanın bu bin bir türlü hâlinin neden böyle olduğu da pek anlaşılamıyor.
Ahmet Sevgi
İyi niyetli olacağız, hoşgörülü olacağız, mütevazı olacağız, yumuşak huylu olacağız. Lakin bu güzel hasletlerimizin saflığımıza yorulmasına da fırsat vermeyeceğiz.
Ahmet Sevgi
Bütün sanatkârların gâyesi her şeyin daha güzel olduğu bir âlem yaratmaktır. Onlar isterler ki gözler güzel eserler görsün, kulaklar güzel sesler duysun ve nihayet zihinler güzel düşüncelerle dolsun.
***
Türkçe 21. yüzyıla dahili ve harici çok yönlü bir kuşatma altında girdi. Küreselleşme tehdidi, Avrupa Birliği tazyiki, iletişim alanındaki hızlı ve öngörülemez gelişmeler, bilgisayar ve teknoloji dünyası, aşağılık kompleksi vs. 100 yıl önce Arapça ve Farsçaya karşı bağımsızlık savaşı veren Türkçe, şimdi ise yukarıda saydıklarımın tehdidi altında ve durum maalesef Türkçemizin aleyhine işliyor.
Dil, iletişim işlevinden önce aynı soydan olan insanlar arasında birliktelik kurar, bundandır ki birlikteliğin olmadığı yerlerde iletişimden söz edilemez. Günümüzde toplumumuzda görülen aksama ve ahlak yoksullaşması da Türkçeden bağımsız değerlendirilemez. Unutulmamalıdır ki, dil bir milletin bakış açısıdır. Bakış açısı kirlenmiş bir milletin eylemleri meşruluğunu yitirir. Toplumun kalkınması, dahili ve harici bedbahtları alt etmesi ve muasır medeniyetler seviyesine çıkması ancak kendi diliyle mümkündür. Tarihte başka milletlerin dilini kullanarak muasır medeniyetler seviyesine çıkan bir millet yoktur ama böyle yaparak milletlikten çıkan uluslar da azımsanamayacak kadar çoktur. O hâlde çare her şeyden önce dilimize sahip çıkıp, üzerine titremekken, neden hiç oralı olmuyoruz? İki nedeni var:
1. Cahillik,
2. Aşağılık kompleksi.
Eserde bugüne kadar Türkçe için elini taşın altına koymuş kişilere ve Türkçe için yaptıklarına değinilmiş. Yazar, genel olarak dildeki sorunlarımıza ve nedenlerine farklı bir çerçeveden baktırmak istemiş okuru. Türk ve Türkçe sevdalılarına tavsiye ederim, keyifli okumalar.
Prof. Dr. Ahmet SEVGİ, Eski Türk Edebiyatı klasiklerinden ve önemli şair ve yazarlarından kıymetli ve değerli beyitlerle bir takım manevi duygulara açıklık getirmek için kaleme almış eserini. Eserde güzel ve öğüt niteliğinde beyitlerde geçen olayları açıklamış ve birazda kemdi yorumunu katarak beyitin orjinal şeklini bozmadan anlatmak istediği duygu ve düşünceleri dile getirmiştir. Eser okunması bakımından akıcı ve didaktiktir, sade ve anlaşılır bir dille her zümreden insana hitap edebilir.
Prof. Dr. Ahmet Sevgi, Eski Türk Edebiyatı klasiklerinden, önemli şair ve yazarlardan kıymetli ve değerli beyitlerle birtakım manevi duygulara açıklık getirmek için kaleme almıştır eserini. Eserde güzel ve öğüt niteliğinde beyitler de geçen olayları açıklamış ve birazda kendi yorumunu katarak beytin orjinal anlam bütünlüğünü bozmadan anlatmak istediğini duygu ve düşünceleri dile getirmiştir. Eser okunması bakımından akıcı ve didaktik, sade ve anlaşılır bir dille her zümreden insana hitap eder.