Ahmet Yavuz

Vesayet Savaşları yazarı
Yazar
9.3/10
27 Kişi
92
Okunma
22
Beğeni
1.141
Görüntülenme

Öne Çıkan Ahmet Yavuz Gönderileri

Öne Çıkan Ahmet Yavuz kitaplarını, öne çıkan Ahmet Yavuz sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ahmet Yavuz yazarlarını, öne çıkan Ahmet Yavuz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özeleştiri
Geriye doğru bakıldığında, orduya komuta edenler iki temel ve büyük hata yaptılar. İlki, Cumhuriyet'in kurucu felsefesini doğru kavramamışlardı. Ordunun milletten ve onun gerçeklerinden koptuğunu fark edemediler. Kendilerini olduklarından güçlü gördüler ve gösterdiler. Siyasetçileri hafife aldılar. Komuta heyetine dahil olma seviyesine ulaşanlar kendilerini layüsel addettiler. Yani kimseye hesap vermeden davranmayı alışkanlık edindiler... Ne halkla iletişime açık olup kamuoyunu zamanında ve doğru bilgilendirdiler ne de astlarını özenle dinlediler. Çok eskiden süzülüp gelen bu özellik son zamanlarda daha çok hissedilir olmuştu. Belki de bizler öyle hissediyorduk. Öte yandan bu çıkarımı herkes için yapmak doğru olmaz.
“Yalan ne kadar büyük olursa o kadar inandırıcıdır,“ diyen Goebblels yaşasaydı ve bizim aşağılıkları tanısaydı, herhalde, öğrenmem gereken çok şey varmış derdi... Birinci Dünya Savaşı'nda telgraf neyse, İkinci Dünya Savaşı'nda radyo oydu... Günümüzde ise televizyon aynı etkiyi sağlıyordu. “Son dakika“ haberleriyle kitleler uyutuldu.
Reklam
taraf, akit vb
İnsanlar bu algı uzmanlarının eline emanet edilmişti. "Yalan ne kadar büyük olursa o kadar inandırıcıdır," diyen Goebbels yaşasaydı ve bizim aşağılıkları tanısaydı, herhalde, öğrenmem gereken çok şey varmış derdi... Birinci Dünya Savaşı'nda telgraf neyse, İkinci Dünya Savaşı'nda radyo oydu... Günümüzde ise televizyon aynı etkiyi sağlıyordu. "Son dakika" haberleriyle kitleler uyutuldu. O dönemde koca ordu, gömülmüş mühimmat, kuyularda bulunmuş binlerce kemik yalanlarıyla adeta hipnotize edildi. Anamız saydığımız milletimiz de olup bitene sadece baktı. Bir yıldız gibi kayıp giden kendi geleceğiydi. Maalesef bir avuç yurtsever dışında kimse oynanan oyunun farkında değildi. Hâlâ da tam olarak farkında olduğu kanısı taşımıyorum. Bir dönem bu ülkede karanlık birtakım işler çevrilmedi mi? Hukuksuz işler yapılmadı mı? Maalesef hepsi oldu. Bunlarda ülkeyi yöneten siyasilerin hiç mi sorumluluğu yoktu? Neden bu kirli işlerin bütün sorumluluğu ordu üzerinden çözülmeye çalıŞıldı? Bunlar üzerinde ciddi olarak kafa yorulmalıdır. Ama bizim kafa yormaya, sorgulamaya değil; her işin kolayına kaçma alışkanlığımız var. Bu tutum her zaman baskın çıkıyor. Kökünde derin bir cehalet izi taşıyor. Bu cehalet yenilmeden hiçbir şeyi rayına oturtmak mümkün değildir. Amacım halkı suçlamak değil. Ön teker nereden giderse arkadaki de onu takip ediyor.
Ordusuz bir dünya, bir ütopyanın da ötesinde insanlığın böyle bir başarıya imza atabileceğini düşünemiyorum bile...!
Devlet ve hükümet gibi ordu dahi kendisi için bir varlık değil, belki milletin yaşamak ve varolmak iradesinin bir şeklidir.
Elbette İttihatçılar vatansever insanlardı. Büyük fedakârlıklar yaparak ülkeyi ayakta tuttular Ancak vatanseverlik rehberdir. Doğru bir programı tatbik etmedikten sonra tek başına çözüm değildir. Kendisi gibi düşünmeyeni linç eder, hain olarak da yaftalar. Bunun adı ne siyaset olabilir ne de vatanseverlik. Ülke bilimsel aklın rehberliğinde yönetilirse beka, refah ve demokratik yaşam hayat bulur. Sorunları hal yoluna koyar. Vatanseverlik de bunun rehberi olarak kuvvet çarpanı etkisi yapar.
Sayfa 51
Reklam
251 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.