Alan R. Taylor kitaplarını, Alan R. Taylor sözleri ve alıntılarını, Alan R. Taylor yazarlarını, Alan R. Taylor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İngilizler Araplara güven verme gayretlerine devam etseler de, "Balfour Deklarasyonu'nu yayınlamak ve ardından da șartları olușmuș bir Filistin mandasını üstlenmekle, ingiltere'nin iki topluluktan ötekisini veya berikisini korkunç bir felaketle acı çekmeye mahkum ediyor" olduğu gerçeği değișmiyordu. Böylece, 1992' de Winston Churchill'in, ingiliz hükümetinin bütünüyle Yahudi bir Filistin yaratmak amacında olmadığı șeklinde güvence vermesi, Arapları pek fazla rahatlatmadı. Araplar, Siyonistlerin ingiliz yönetimini kendi hedeflerine hizmet etmek üzere hangi sșartlar altında tam anlamıyla elde ettiklerini bilmiyorlardı; fakat, halihazırda üzerlerine çöreklenmiş olan Siyonizm tarafından yerlerinden ediliyor ve haklarının ellerinden almıyor olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldıklarını çok iyi biliyorlardı. Manda dönemi boyunca, Araplarla rekabet etmek ve Filistin'i Siyonist Örgüt için gaspetmek üzere 300.000 civarında Yahudi göçmenin bu bölgeye sokulmasıyla endişelerinin haklılığı ispatlanmış oluyordu. Ve büyük bir ingiliz tarihçisinin ifadesiyle bunun, "halkan iradesine karşı ingiltere'nin gücüyle" gerçekleștirilmiș olduğu, şu götürmez bir gerçektir. O, șunu da ilave edebilirdi ki, ingiltere'deki Siyonist diplomatların 1914' ten beri yaptıkları çalışmalar, hakikatte bu gücü desteklemek amacına matuf idi. Onlar bu gücü, dayandığı șahsiyetleri kazanmak suretiyle elde ettiler. Bu onların plânları ve zaferleriydi.
Siyonizm'e Arapların karşı koyușunun ilk belirtisi, evvelce de bahsedildiği gibi, Sina
yarımadası'na Yahudilerin yerleşmesi plânına Mısırlıların muhalefetiyle kendini gösterdi.
İkinci işaret , 1912 yılında Osmanlı meclisinde bulunan Arap mebusların, Yahudilerin Filistin' de büyük bir toprak parçası edinmelerini protesto edișleri oldu. Daha Önce Siyonistlerle bir uzlașmaya varma fikriyle oyalanıp durmuş Jön Türk Hükümeti, Arapların tavrına destek veriyor ve böylece Siyonizm tehlikesi, Balfour Deklarasyonu'nun yayınlanacağı tarihe kadar bertaraf edilmiş oluyordu.
Politik Siyonizm'in bütün tarihi boyunca arka plânda Siyonist hareketin hedefine yönelik eli kulağında bir tehlikenin gölgesi varolagelmiștir. Bu gölge, Arapların gölgesiydi; Siyonist hedefin ifasına kadar, Filistin nüfusunun ezici bir çoğunluğunun mensubolduğu bir halkın gölgesi. Siyonistler, hedeflerinin gerçekleșmesinin kaçınılmaz bir șekilde Arap nüfusun yerinden edilmesini gerektirdiğini muhtemelen farkettiler ve bu problemle yüzyüze gelmekten özenle kaçındılar. Șu halde onların Arap muhalefetini dikkate alma konusundaki ihmallerine, gelecekteki sorunun belirtileri eşlik ediyordu. Böylece Siyonistler, Filistin' de Yahudilerin geleceğine yönelik en büyük tehlike olarak duran bir problemi görmezlikten geliyorlardı.
Siyonizm taraftarlığını ifade eden bu türden bir deklarasyona savașın bitiminden önce hayati bir şekilde ihtiyaç duyulduğu için uzlaşmak zorundaydılar. Bu esnada Lloyd George'a şunu ifade ettirmeyi de başardılar:
"Filistin için uygun temsil kurumlarının vakti geldiği zaman, eğer Yahudiler nüfusun kesin bir çoğunluğuna sahip olmuşlarsa, o zaman Filistin böylece bir Yahudi Cumhuriyeti haline gelecektir." Böylelikle siyonistler için bir çözüm yolu gösterilmiş oluyordu. Şu halde onların yapmaları gereken tek şey, Yahudilerin Filistin' de çoğunluk haline gelmesini sağlamaktı.
Basel Kongresi, doğumu engellenen ve Herzl'in ebeliğini beklemekte olan çocuğu, politik Siyonizm'i doğurarak Dünya Siyonist Örgütü'nü de vücuda getirmiş oldu.
Basel Kongresi, resmi bir programın formül şeklinde ifade edilişiyle sona erdi. Nihai hedef șu sözlerle özetlendi: "Siyonizm'in hedefi, Yahudiler için Filistin'de kamu hukukuyla güvence altına alınmış bir vatan yaratmaktır." Bu hedefi gerçekleștirme düşüncesiyle yapılacak girișimler şunlardı:
1. Filistin'de Yahudi kolonisinin tesisi; 2. Yahudilerin yaşadığı her bir ülkedeki kurumlar vasıtasıyla dünya Yahudilerini birleştirme amacına matuf bir örgütün
kurulması;
3. Yahudi ulusal fikrinin güçlendirilmesi; ve 4. Siyonizmin hedefinin ifası için,
yönetimin onayının sağlanması.