Ali Çamlıbel

Biz Esir Düştük yazarı
Yazar
8.9/10
13 Kişi
36
Okunma
0
Beğeni
851
Görüntülenme

En Yeni Ali Çamlıbel Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ali Çamlıbel sözleri ve alıntılarını, en yeni Ali Çamlıbel kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Unutmayalım ki 1. Dünya Savaşı'na girdiğinde 2.500.000 km2 alana sahip olan Osmanlı İmparatorluğu'na, savaştan sonra 900.000 km2 bir ülke kalmıştır. Savaştan önce 22 milyon nüfusu olan ülkenin savaştan sonraki nüfusu 12 milyondu. Burada özellikle de gençlerimizin bilmesi gereken bir husus, bu savaşın en fazla Türkleri etkilemiş olduğudur. Ancak 100. yılını yaşadığımız şu günlerde bile en az bizde anılmakta ve en az bizde yazılıp çizilmektedir. Oysa harp tarihi, tarihçiler için üzerinde inceleme yapılan bir kadavradır. Gerekli dersler çıkarıldığında güncel sıkıntılar için de çözümler bulunabilir.
Sayfa 159Kitabı okudu
Man Adası; İngiltere'nin batısındaki İrlanda Denizi'nde, toplam 72 kilometrekarelik bir adadır. Bu adada kurulan Knockaloe ve Douglas adında iki büyük esir kampı tüm savaş süresince kullanılmıştır. Bu iki kampta Osmanlı vatandaşlarının yanı sıra Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan vatandaşı asker ve sivil esirler de tutulmuştur. Bu ücra adada tutulan esir sayısı 20.918'dir. Man Adası'ndaki iki kampta güya uluslararası tarafsız kuruluşlarca yapıldığı iddia edilen bir incelemenin sonuçları Osmanlı Devleti'ne gönderilmiş ve arşivlerde yerini almıştır. Yüzlerce sayfadan oluşan bu raporda adadaki esir kamplarının durumu ve şartları hakkında geniş bilgi verilmektedir. Bu rapora göre; İngiltere'nin bu "Kuş uçmaz, kervan geçmez" sürgün adasında farklı milletlerden 20.918 esir tutulmaktaydı. Ayrıca yatakhanelerin uzunluk ve yüksekliği ve her bir esire düşen hava miktarından bahsediliyordu. Güya esirlerin sağlık sorunlarıyla ilgilenmek amacıyla sürekli iki doktor da görevlendirilmişti. Oysa bu sürgün adasında 1914'ten 1917'ye kadar olan dönemde yüzün üzerinde esir vefat etmiştir.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Bizler tahsil hayatımız boyunca hep tarihimizin şeref levhalarını yansıtan ve kısaca "Resmi Tarih" diyebileceğimiz bilgilerle yetiştirildik. Oysa o şeref levhalarının arasında kalan karanlık günleri, esaretleri, ölümleri ve acı gerçekleri irdeleyip, yapılan hatalarla yüzleşmek; hoşa gitmeyen, kabul edilmesi zor ve acı bir ilacı almaya benziyor.
Sayfa 117Kitabı okudu
Unutturulan Zafer
Ölenler ve teslim olanlar birlikte, İngilizlerin Kut'ül Amare'deki zayiatı 40.000 civarındadır. Çanakkale muharebelerinden sonra İngilizlerin en büyük yenilgiyi tattığı bu büyük zafer uzun zaman kutlamalarla anılmış (Türkiye'de 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak anılmış), ancak herhalde İngilizleri incitmemek için olsa gerek Nato'ya girişimizden sonra adeta unutturulmuştur.
Sayfa 112Kitabı okudu
"Hey 15 li, 15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda (1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silah altına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı hanımların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında, genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Bu çalışma için hazırlanırken ve doküman toplarken bazı ilginç fotoğraflarla karşılaştım. Bu fotoğraflarda esir kamplarındaki kimi subaylarımız tıraşlı, gayet temiz giyimli ve sağlıklı bir şekilde yanlarındaki üniformalı İngiliz subayları ile poz veriyorlar. Kendi babamın teğmen rütbesiyle esir kamplarında geçirdiği iki yılı kendi ağzından dinlememiş olsam ben bile inanacağım. Ancak biraz araştırınca gerçek meydana çıkıyor. İngilizler, işledikleri insanlık suçunu kamufle etme ve dünya kamuoyunu yanıltmak amacıyla bu propaganda fotoğraflarını kurgulayarak yayınlıyorlardı. Sanki binlerce subay ve erimizin yük vagonlarına doldurulup aç ve susuz, aylarca yolculuktan sonra, Sibirya'ya kadar sürülmesine ve ölüme terk edilmesine sebep olan da onlar değildi.
Reklam
28 öğeden 21 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.