Bu anlamda, Pierre Bourdieu'nün "kültürel sermaye" kavramını, "kültürün bir iktidar kaynağı” oluşturabilme gücünü de kapsayacak biçimde geniş bir anlamda değerlendirmek ve özellikle de "vezir" ve "danışman" gibi bilgi kaynaklarının yönetim erkindeki belirleyici rolünü, siyasî ve kültürel politikaların üretimi açısından da dikkate almak gerekir.