Ali Himmet Berki

Hatemü'l Enbiya yazarı
Yazar
9.1/10
49 Kişi
206
Okunma
6
Beğeni
2.422
Görüntülenme

En Beğenilen Ali Himmet Berki Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Ali Himmet Berki sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ali Himmet Berki kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber'in şairi Hassân b. Sâbit'ten rivayet olunur ki:"Ben sekiz yaşında idim. Bilirim ki, bir gün sabahleyin Medine'de bir Yahudi diğer Yahudilere haykırıp bu gece Ahmed'in yıldızı doğdu dedi. Sonra hesab ettim. Mevlid-i Muhammedî gecesine muvafık düştü."
Burada hatıra şöyle bir soru geliyor: Acaba neden o zamanki hükümdarların çoğu bu mektupları hoş karşıladılar? Çünkü dünya böyle bir nura istekliydi. Çokları onu bekliyordu. Bu din insanlara beklediklerini ve aradıklarını getirmişti (...) Bu din bir hamle, bir tekamül (olgunlaşma) idi. Yaşayan ve yaşatan bir kudretti (...) Çünkü koyu bir taklide bağlanıp kalınca din; ruhların hissedip yaşadığı, gonullerin benimsediği bir kıymet olmaktan çıkar, iç alemimizi tatmin etmez olur (...) Eskiler hayata kuvvet vermiyordu. Halbuki beşeriyet daimi terakki (ilerleme) ve tekamül(olgunlaşma) ister. Durmak, mahvolmak demektir. Bu din, işte yeni bir hamleydi. Beşeriyeti kötülükten kurtarıp ileriye iten bir kuvvetti. Onun karşısında İran'ın hurafeleri duramazdı. Hayata bir şey vermeyenin hayatta yeri yoktur. İslamiyet ise hayattakilerin diniydi. İran'a yazılan mektupta Yâsîn suresindeki bir ayet yazılıydı (70. Ayet)
Sayfa 341
Reklam
- Göz yaşarır, kâlp mahzun olur, Allah'ın rızasına uygun olandan başka bir söz söyleyemeyiz. Ey İbrahim, seni kaybetme yüzünden derin bir hüzün içindeyiz. Yanındakiler Hazret-i Peygamber'in ağladığını görünce, bunu nehyettiğini(yasakladığını) söylediler. Onlara şu cevabı verdi: - Ben hüznü nehyetmedim. Bağıra çağıra ağlamayı yasak ettim. Bende şu gördüğünüz yaşlar, kalpteki sevgi ve merhamet eseridir. Kâlp yanar, göz yaşarır. Kim ki, merhamet göstermezse başkaları da ona merhamet etmez.
Sayfa 58 - Kılıç KitabeviKitabı okudu
İptidâî (ilkel) milletler, babalarından ve analarından gördükleri şeylerden kolay kolay vazgeçemezler. Muhakeme kuvvetleri azdır. Körü körüne tabi olup giderler. Yeni bir hareket karşısında kalınca ona düşman kesilirler. ... Kur'an-ı Kerim, insanların bu zayıf taraflarına birçok ayette işaret eder. Babamızdan böyle gördük diye eskiliğe bağlanıp faydalı yeniliklere ve hakikatlere arka çevirenleri takbih eder (kınar).
Sayfa 82
"Burada kendi kendimize şu suali soralım. İlk Müslümanlar bunca eza ve cefalara niçin katlanıyorlar, bu işkencelere nasıl tahammül ediyorlardı? Çünkü hulûs-i kalple Müslümanlığı kabul etmişlerdi. Bu imana düşüne düşüne kavuşmuşlardı. Körükörüne taklid ile bağlı değildiler. Evvela kendilerini herşeyden sıyırıp temizlediler. Yani şirkten ayrıldılar, düşündüler, gördüler, yeni dinin hak olduğuna kanaat getirdiler, ve ona hulûsla sarıldılar."
Sayfa 77 - D.İ.B. YayınlarıKitabı okudu
388 öğeden 521 ile 388 arasındakiler gösteriliyor.