"Bir başına kalıp gerçekdışı uzay tarafından ezilmek - orada geçerli hiçbir kural olmadığını, yaptıkları veya düşündükleri hiçbir şeyin bir önemi olmadığını, zamanın bir sanrıdan ibaret, ölümün veya delirmeninse kaçınılmaz olduğunu bilmek..."
Bir başına kalıp gerçekdışı uzay tarafından ezilmek orada geçerli hiçbir kural olmadığını, yaptıkları veya düşündükleri hiçbir şeyin bir önemi olmadığını, zamanın bir sanrıdan ibaret, ölümün veya delirmeninse kaçınılmaz olduğunu bilmek... Bu onun için kötü, insanlar için gani gani daha beterdi. Gölgenin Çocuğu ürperdi. Çayından bir yudum aldı - çay çayhanenin şebekesi tarafından ısıtılıp önüne konmuş bir algısal hatıradan ibaret olsa dahi, tadı damağını temizlemişti. "Şu gemizihin."
Kitabın tanıtımlarında polisiye ve bilim kurguyu bir araya getirdiğine vurgu yapılıyor. Evet, iki türün de öğeleri var ama tadımlık diyelim :)
Öncelikle olumlu yönlerinden bahsedeyim; karakterleri sevdim. Holmes-Watson modeli oluşturulmuş. Long Chau hakikaten de Sherlock gibi soğuk ve salt gerçekçi çıkarımlar yapıyor ama kötü biri değil ve
Nebula ve BFA En İyi Novella Ödülü’ne layık görülen spekülatif kurgu yazarı Aliette de Bodard,bilimkurgu ve polisiye türünü birleştirdiği ”Çay Ustası ile Dedektif “adlı novellasında yarattığı evrenin özelliklerini o dünyada yaşayanların hayatlarını şekillendirip kültürel geçmişini yansıtarak gizemli fikirlerle dolu eksantrik fantezi dünyası
Yok arkadaş, bu son dönem ödüllü kitaplarla yıldızım barışmıyor benim. Kitabın yazımı bana göre çok aksak ve çok kusurluydu, hiç içine giremedim. Demek ki yeni zamanın beğenilen üslubu bana uymuyor. Gemi yöneten zihin ve çay mevzusu Ann Leckie'nin Adalet serisini anımsattı, ki o kitabı da sevmemiştim .