Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Anıl Yılmaz

Anıl YılmazYokuş yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
6
Okunma
7
Beğeni
515
Görüntülenme

Hakkında

Anıl Yılmaz 1988'de Ankara'da dünyaya gelmiştir. Eğitimini İstanbul Üniversitesi, Gazetecilik bölümünde yapmıştır. İlk kitabı"Yokuş" kısa süre önce satışa çıkmıştır.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
Ankara, Türkiye, 1988

Okurlar

7 okur beğendi.
6 okur okudu.
2 okur okuyor.
38 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çemberdeki bir insan “Duygularımı Çalıyor!” diye bağırmış, sonrasında da etrafa bomboş bakmaya başlamıştı. Duygu Hırsızı İnsan ise daha önceden sadece “öfke” duygusuna sahip olduğu için çaldığı duyguların hepsini birden kullanmaya kalkmış, birkaç adım attıktan sonra duygudan duyguya geçmeye başlamıştı.
İntihar fikri parçaları yöntemi içinde mi barındırıyordu yoksa yöntem girdiği zihinle birleşince mi oluşuyordu, bilmiyorum. Şu an tek bildiğim Kendini Gırtlaklayan İnsan'ın boğazını oldukça kararlı sıktığıydı. Vücudunun refleksleri bile bu kararlılık karşısında çaresiz kalıyor, amacın gerçekleşmesine sessizce boyun eğiyordu. Bu sayede de içindeki hayatı çıkarabildiği kadar dışarıya çıkarıyor, sevinçle can çekişebiliyordu. Tabutun İçindeki İnsan ise içerideki havanın bir an önce bitmesi için sabırsızlanıyor, yardım etmenin verdiği mutlulukla içerideki havayı bir an önce bitirmek için olabildiğince hızlı nefes alıp veriyordu. İkisinin de içinde oldukça az hayat kalmıştı. Ve ölümlerine saniyeler kala da sadece Kendini Gırtlaklayan İnsan bir şeyi yanlış yaptığını fark edebildi.
Reklam
Yokuş
Duvar, geldiğim günden beri aynı sertlikte. Ne yaptıysam onu yumuşatamadım. Sahi ne yaptıysam? Hatırlamıyorum. Onu yıkacak kuvvette bir cümleyi düşünürken sese dönüşmeyen uzun cümle belleğimden ağzıma akıyor. Söylemeye çalışıyorum, söylenmiyor. Oldukça da sert. İçimden onu okumaya başlayınca gittikçe yumuşuyor. Sadece virgülün olduğu yer sertliğini koruyor. Ne yaparsam yapayım onu yumuşatamıyorum. Cümleyi her okuduğumda orada uzun süre beklemek zorunda kalıyorum. Bir virgülden dolayı hiç bu kadar çok beklediğimi hatırlamıyorum. Başka bir yöntem denemek için cümleyi çiğnemeye başlıyorum. Fakat daha ağzımın içindeki ilk turunda virgülün olduğu yerden sertçe kırılınca durmak zorunda kalıyorum.
İyice alçalmaya başlayan çizgiler yüzünden insanlar kendilerini boylarına göre uzun veya kısa cümleler olarak görüyor. Ve neredeyse hepsi bir an önce bitmek için sonlarına koyacak nokta arıyor. Ancak Soru İşareti satırlarının sonuna gelerek durduğu için işleri oldukça zorlaşıyor. Soru İşareti hangi insan satırının altında bir kaç saniye dursa hemen tekmelerle kovuluyor ama bu bir kaç saniye bile onların "acaba cevabım ne?" sorusunu sormalarına yetiyor.
Etrafımda sadece Öldürülmek İsteyen Bir İnsan, Öldürmek İsteyen Bir İnsan, boş bir Tabut, açık bir Mezar ve bu dördünün istekleri var. Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyordu.
Yokuş
Yokuş
Yokuş
Kuracak başka bir hayal kalmayınca İç Sıkıntısı boğazıma doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada da bir Y harfi, defterin arasından başını uzatıp etrafı kolaçan ettikten sonra hızla geldiği yere girdi. Defterin içine ne yazdığımı hatırlamaya çalışırken de tekrar başını uzattı. Bu sefer rahattı. Demek oluyor ki başını ilk uzatışında rahat değildi. Tedirgin de değildi ama rahat olmadığı kesindi. Sürekli etrafa bakıyordu. Benim için pek etraf sayılmasa da dört duvarın arası onun için bir etraf olmalıydı. Büyüklüğüne bakılırsa da bir kelimenin baş harfi...
Kuracak başka bir hayal kalmayınca İç Sıkıntısı boğazıma doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada da bir Y harfi, defterin arasından başını uzatıp etrafı kolaçan ettikten sonra hızla geldiği yere girdi. Defterin içine ne yazdığımı hatırlamaya çalışırken de tekrar başını uzattı. Bu sefer rahattı. Demek oluyor ki başını ilk uzatışında rahat değildi. Tedirgin de değildi ama rahat olmadığı kesindi. Sürekli etrafa bakıyordu. Benim için pek etraf sayılmasa da dört duvarın arası onun için bir etraf olmalıydı. Büyüklüğüne bakılırsa da bir kelimenin baş harfi... Onu fark ettiğimi anlar anlamaz da gittikçe büyüme başladı. Bu sayede anlamının daha kuvvetli olacağını zannediyor olabilirdi. Ya da arkasındaki harfleri saklamak istiyor. Yine de emin değilim.
Yokuş
Yokuş
Reklam
Avangard Bir Roman
Öldürülmek İsteyen İnsan onu öldürecek olan kişinin duygularını, Öldürmek İsteyen İnsan ise öldürdükten sonra hangi duyguya sahip olacağını merak ediyordu. Tabut kullanılmak, Mezar da bir an önce kapanmak istiyordu. Bu dört istek birbirine ne yapacaklarını bilmeden bakıyor, öylece duruyordu. Bu duruşun bitmesi içinse ilk olarak Öldürmek İsteyen İnsan’ın ha-rekete geçmesi gerekiyordu. Çünkü bütün bu istekler onun hamlesiyle başlayacaktı. Bu yüzden diğer üçü beklerken o, yanında duran cinayet fikriyle konuşuyordu.
Yokuş
Yokuş

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
153 syf.
10/10 puan verdi
Yokuş
Birinci tekil şahsın ağzından, üst gerçekçilikle bezenmiş, bol kişileştirmeli, alegorik, absürt bir anlatım. "Kuracak başka bir hayal kalmayınca İç Sıkıntısı boğazıma doğru ilerlemeye başladı. Bu sırada da bir Y harfi, defterin arasından başını uzatıp etrafı kolaçan ettikten sonra hızla geldiği yere girdi. Defterin içine ne yazdığımı
Yokuş
YokuşAnıl Yılmaz · Öteki Yayınevi · 20236 okunma