Hakkında
Mehmed b. Hamza ed-Debbâğ Antep'te (Ayıntab) doğmuş ve Tefsirî Mehmed Efendi lakabıyla tanınmıştır. Âmid, Trablusşam, Dımaşk ve Kahire gibi şehirlerde bulundu. Yirmi yaşında iken Sivas’a yerleşti ve kırk yılı bulan öğrenim hayatını burada tamamladı. Aklî ilimleri Ali b. Muhammed el-Gûrânî ve Zeynelâbidîn b. Muhyiddin el-Gûrânî'den öğrenmiş. IV. Mehmed döneminde "Tercüme-i Tefsîr-i Tibyân" adlı önemli bir eser kaleme almış. Ayrıca "Ḥâşiyetü Envâri’t-tenzîl lil-Beyżâvî" ve "Risâle fi’l-manṭıḳ" gibi eserleri de bulunuyor. 22 Rebîülevvel 1111 (17 Eylül 1699) tarihinde Sivas'ta vefat etmiştir.
Tam adı:
Ayntabi Mehmed Efendi /Mehmed b. Hamza ed-Debbâğ
Doğum:
Antep, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm:
Sivas, Osmanlı İmparatorluğu, 17 Eylül 1699
Okurlar
1 okur beğendi.
17 okur okudu.
3 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
1 - Fâtiha Sûresi
(Mekke'de nâzil olmuştur. 7 âyettir.)
(1) Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adiyle.
(2) Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsûstur.
(3) Rahmân (Dünya'da mü'min ve kâfir bütün kullarına acıyan) ve Rahîm'dir (Ahiret'te yalnız mü'min kullarına acıyandır.)
(4) (Ahiret'te herkesin hesaba çekilip; yapılan iyilik ve kötülüklerin karşılığının verileceği) Hesab ve Cezâ Günü'nün Hâkimi'dir.
(5) Ancak Sana ibâdet ederiz.. (İbadetle hedef tuttuğumuz asıl maksad, Allah Teâlâ'ya, hiçbir eş tutmayarak ancak O'na kulluk etmek, O'nu takdîs etmek, O'nun şanını yüceltmek, hoşnûdluğunu ve binnetice ecrini kazanmaktır.) Ve ancak Sen'den yardım dileriz. (Bütün işlerimizde yardımı ancak Cenâb-ı Hakk'tan isteriz. Allah Teâlâ dâimâ yardımcımızdır.)
(6) Bizi doğru yola hidâyet et. (Bizi doğru yolda sâbit kıl. Bu yoldan maksad, İslâm'dır. Kur'ân-ı Kerîm ve as içindeki hükümlerdir.)
(7) O kendilerine ni'met (haz ve saâdet) verdiklerinin (Enbiyâ ve sıddîklardan, şehîd ve sâlihlerden in'âm ettiğin dostlarının) yoluna. Gazabına uğrayıp İslâm'ı terkedenlerin (Yahûdîlerin) yoluna değil, hevâ ve hevesine uyup doğru yoldan azmışların (Hıristiyanların) yoluna da değil.
(*) Kur'ân-ı Kerîm'in ilk sûresi olduğu için "Açan" ma'nâsına "Fâtiha" denmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'in esasları bu sûrede özetlenmiştir. Aynı zamanda duâ ve münâcât olduğu için Fâtiha okunduktan sonra, "Âmîn Kitabı okuyor
Kısas
Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır.Böylece öldürmekten sakınasınız. (Bakara suresi 179. ayet)
Çünkü birini öldürmek isteyen kimse,kendisinin de öldürüleceğini düşününce öldürmekten vazgeçer.Şu halde vazgeçmesinde hem kendisinin,hem de öldürmek istediğinin hayatı vardır.Onun için:"Katil,katli azaltır,"denilmiştir.Yani kısas,katli azaltır denilmek istenmiştir.Yahut kısasla insan,ahiret kısasından kurtulur.Zira dünyada kısas olunan,ahirette serbest kalır.Dünyada kısas olunmazsa,ahirette kısas olunur.
Sayfa 113 - Huzur YAYINEVİKitabı okuyor
2 - Bakara Sûresi
(25) Yâ Muhammed! Müjdele, sevindir o mü'minleri, ki sâlih ameller (yararlı işler) işlemişlerdir. Onlar için birçok bahçeler (Cennetler) vardır ki, ağaçlarının ve evlerinin altından ırmaklar akar. Her defasında, bu Cennet meyvalarından bir şeyle rızıklandıkları vakit, "Biz bunu dünyâda da yemiştik", diyecekler. Onlara, isimleri birbirine benzeyen ve fakat lezzetleri ayrı rızık verilecek. Ve onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Ve orada dâimî olarak kalacaklardır.
Sayfa 4Kitabı okuyor
2 - Bakara Sûresi
(1) Elif, Lâm, Mîm. (*)
(*)Bu çeşit harflere Kur'ân-ı Kerîm'de yirmi bir sürenin başında tesâdüf edilir. Bunlara "Müteşâbih" denir. Müteşâbih: Ümmet için bu dünyada ma'nâsını bilmeye imkân olmayan âyettir. Zâhirine inanır, ilmini Allah Teâlâya havâle edeKitabı okuyor
2 - Bakara Sûresi | Sarı ineklerinizi etiketleyin.
67) Hani Mûsâ Aleyhisselâm, kavmine: "Hakk Teâlâ, size bir inek boğazlamanızı emrediyor." demişti. Kavmi: "Bizimle istihzâ mı ediyorsun?" dediler. Mûsâ: "(Mü'minlerle istihzâ ederek) câhillere katılmaktan Allah'a sığınırım." dedi.
(68) Dediler ki: "Rabbinden dile; bize o ineğin ya- şını ve vasfını bildirsin". Mûsâ da: Cenâb-ı Hakk buyurdu: "Ne büyük ve ne küçüktür, belki ikisi ortasıdır. Emrolunduğunuz şeyi işleyin" dedi.
(69) Kavmi yine Mûsâ Aleyhisselâm'a dediler ki: "Rabbinden dile, ki bize o ineğin rengini bildirsin." Mûsâ da: "Allah Teâlâ, o, sapsarı, güzelliği ve rengi bakanlara sürür veren bir inektir buyuruyor" dedi.
Sayfa 9Kitabı okuyor
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
