Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşegül Baykan

Ayşegül BaykanNezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931 yazarı
Yazar
8.8/10
4 Kişi
11
Okunma
0
Beğeni
837
Görüntülenme

Ayşegül Baykan Gönderileri

Ayşegül Baykan kitaplarını, Ayşegül Baykan sözleri ve alıntılarını, Ayşegül Baykan yazarlarını, Ayşegül Baykan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
171 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931
Türkiye’deki kadın hakları mücadelesinin daha bebek adımlarını attığı dönemde Türk kadınının sesi olarak ön plana çıkan Nezihe Muhittin’in mücadelesini ve 1931 yılı itibarıyla genç Cumhuriyet toplumundaki Türk kadınının yerini konu edinen “Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931” adlı bu eser, Türk modernleşme sürecinde kadınların oynadığı rolü
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931Ayşegül Baykan · İletişim Yayınları · 20099 okunma
Cumhuriyet devriminin eşsiz Rehberi ülkeyi ümitsiz ve perişan bir can çekişmeden kurtarır kurtarmaz, büyük kurtarıcı elini Türk kadınına uzattı. Onun kapkara tutsak hayatının siyah talihini yırttı.
Sayfa 123 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Cumhuriyet yürüyecek ve kadınlık hayatına daha birçok ışıklar serpecektir.
Sayfa 121 - İletişimKitabı okudu
Milli benliğimizi uyandıran bu ani ve şiddetli uyarı, milli hayatiyetimizin coşkunluk ve uyanma yeteneklerini meydana çıkardı. Anadolu dağlarının tepelerinde milliyet ve istiklal aşkıyla kükreyen Büyük Gazi kahraman Mustafa Kemal'in etrafına kadın, erkek aynı duygu, aynı ideal, aynı cesaret, aynı özveri ile koşuşan bütün bir millet ordusu ile altında yaşadığı korkutucu despotu hiçe sayan İstanbul halkının kadın-erkek tek bir vücut gibi Sultan Ahmet meydanında toplanan tarihsel mitingi, milli uyanmanın, en değerli başyapıtlarındandır.
Sayfa 113 - İletişimKitabı okudu
171 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Nezihe Muhittin, Abdülhamit’in istibdadı sırasında varlıklı bir ailenin çocuğu olarak 1889 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Eğitimli kadınlar arasında büyüdü. Özgürlükçü bir babası ve askeri okullarda okuyan rejim muhalifi kuzenleri vardı. Evdeki entelektüel havanın Muhittin'de bıraktığı iz, onun feminizmi ve politik görüşleri üzerinde kuvvetli
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931
Nezihe Muhittin ve Türk Kadını 1931Ayşegül Baykan · İletişim Yayınları · 20099 okunma
... Sınıfta bir saç soba kızıl ateş halinde alev alev... her taraflar sımsıkı kapalı... tavan, nefes buharından görülmüyor... öğrenciler başları yün atkılarla sarılı... sınıf değil de sanki bir köstebek yuvası! Öğretmen hanım ise harıl harıl fena kokan havanın zararlarından bahsediyor!! Bu perhiz ne?! Güler misin, ağlar mısın?!
Sayfa 110 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilim ve fenni, pratik hayata uygulayabilecek nitelikte yetiştirebileceğimiz evlâtlar, bu zavallı çorak ve tembel ülkemize hayat ve etkenlik verecek en değerli bir yenilenme öğesi olacaktır.
Sayfa 98 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Eski bir Fransız yazarı bile "Dayaksız kadın tutulamaz” diyor. Hay canına rahmet! Fransız yazarın öğüdü ne ne gerek?.. Camilerde, mescitlerde gürül gürül vaaz eden ulema! yeterli değil mi? Saçının telini gösteren bir kadının nasıl müthiş bir sona uğrayacağını, cehennem alevlerinin birer azgın ejderha gibi boyunlarda dolanacağını, erkeğini eliyle evlendiren bir eksik eteğin cenneti âlâda firdevs köse küne kurulacağını nasıl ballandıra ballandıra anlatırlardı.
Sayfa 88 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hepsi saçma ama en sonuncusu da daha bir saçma şeymiş
Çorum'da yeni bulunduğum sıralarda beldenin g leneği üzere yirmi otuz hanım birlikte "Safa geldin" demeye ziyaretime geliyorlardı. Tabii hepsinin ayrı ayrı hatırlarını almak istiyordum. Bazı genç hanımlara ettiğim hitaplar daima cevapsız kalıyordu. Tabii bu hal merakımı çekti. Bunların hepsi dilsiz olamazdı ya! Sonra öğrendim ki yeni gelinlere söz söylemek yasakmış. Hatta genç gelin hanımların çoluk çocuk sahibi olduktan sonra bile kayınbabalarının, kayınbiraderlerinin yanında söz söylemek şöyle dursun, yaşmak dedikleri pullu başörtüleriyle sıkı sıkı gözlerini kapatmaları bir saygı göstergesiymiş.
Sayfa 87 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Delirmelik...
Okumak ayıp, gezmek ayıp. Yüzünü göstermek günah... Hızla gülmek günah.. Kafes ve duvarlar arasında hapis, cennet kocasının ayağının altında, cehennem kapıları kayınbabasının bir işaretini bekler.. Hele taşralar da bu boyunduruk, gülünç sahneler yaratacak kadar koyulaşmıştı...
Sayfa 87 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kahrolsun istibdat,yaşasın hürriyet
... Namık Kemal'in Vatan ve Silistre marşını bağıra bağıra söylemeye başladıkları zaman babam endişe ve korku içinde ayağa kalkar, "Susun çocuklar, başımı belâya mı sokacaksınız?!." diye kafesleri gözetler, annem sevinç gözyaşlarıyla gençleri alkışlar, ihtiyar sütnine ayetel kürsi suresini okur okur etrafa üflerdi. Bütün coşkunluklar, bu kafeslerden taşmıyan kavgalar, istibdada başkaldıran gençlerin ruhlarından sıcak sıcak taşan gene kaynar kaynar başlarına yagan dalgalar, hep milletin istibdat ve zulüm boyunduruğundan kurtulmak için yaptığı eylemlerdi.
Sayfa 86 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Rütbe ve nişanların gösterişleriyle pırıldadığı göğüslerin üstünde taşınan kafalar bayır turpundan, kelek karpuzdan daha değersiz...
Sayfa 85 - İletişimKitabı okudu
Dizi dizi gelenekler, köhne ve küflü düşünceler, kafile kafile tutucu heyülalar, ecis bücüş fikirler kadınlığın önünde aşılmaz çin setleri teşkil etmişti.
Sayfa 83 - İletişimKitabı okudu
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.