Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Barış Özener

Barış Özenerİnsan Çeşitliliği yazarı
Yazar
9.4/10
9 Kişi
40
Okunma
1
Beğeni
1.946
Görüntülenme

Barış Özener Sözleri ve Alıntıları

Barış Özener sözleri ve alıntılarını, Barış Özener kitap alıntılarını, Barış Özener en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir toplumda yaşayan çocukların fiziksel büyüme kalitesi o toplumun yaşam kalitesini yansıtması açısından önemlidir.
Sayfa 155Kitabı okudu
19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde, insanın kökene ilişkin temel tartışma, insanın tek bir kökene sahip olduğu düşüncesini savunanlar (monojenizm) ile birden fazla kökene sahip olduğu düşüncesini savunanlar (polijenizm) arasında gerçekleşmiştir. Tartışmanın merkezi, modern toplumlarda görülen farklılıkların ırkların farklı türler olmasını gerektirecek kadar büyük mü olduğu, yoksa bu farklılıkların aynı tür içerisindeki çeşitlilikler mi olduğu üzerine yoğunlaşmıştı. Diğer bir ifadeyle; Tanrı farklı insan ırklarını yaratıp dünyanın farklı yerlerine mi yerleştirdi, yoksa insanları tek bir yerde yarattı ve iklim gibi doğal süreçler ırksal farklılıkları mı meydana getirdi?
Reklam
Gen havuzunda çeşitlilik yaratan faktörlerden en önemlisi mutasyonlardır. Mutasyon, bir canlının genomu içindeki DNA diziliminde meydana gelen rastlantısal değişimlerdir.
Ünlü taksonomist, insanı ilk kez maymunlarla aynı grupta sınıflandırmakla kalmadı, türümüzü alt türlere ayırarak sınıflandırmayı da denedi. Linne, ırk sınıflandırması yaparken deri rengi, mizaç, vücut yapısı ve gelenek olmak üzere dört ölçüt kullandı ve insan türünü Amerikalı, Avrupalı, Asyalı ve Afrikalı olmak üzere dört gruba ayırarak tanımladı.
"Çocukların çalıştırılması tarihin her döneminde karşımıza çıkan bir olgu olmasına karşın, "çocuk işçiliği" kavramı çok eskilere uzanmaz. Gerçekten de sanayileşmenin başlangıcına yani, 19. yüzyılın başlarına dek böyle bir kavramdan söz edilemez. Kavramın ortaya çıkışında, çocuk emeğinin nitelik değiştirmesinin kuşkusuz önemli bir payı vardır. Sanayileşme, sanılanın aksine çalışan çocuk sayısında önemli artışlara neden olmamıştır.Ancak sanayileşmenin çocuk emeği ve istismarının niteliğinde büyük dönüşümlere yol açtığı bir gerçektir. Anılan dönemde daha çok yetişkin erkeklere özgü olan "emek-yoğun" işler artık makineler aracılığıyla kadın ve çocuklar tarafından da kolayca yapılabilir hale geldi. Öte yandan kırsal kesimde tarımla meşgul olan aileler ya da kentlerin çevresinde faaliyet gösteren küçük işletme sahipleri sanayi kapitalizmi karşısında varlıklarını koruyamayarak dağıldılar. Bu kitlelerin büyük imalathane ve fabrikalara işçi olarak başvurmaktan da başka çareleri yoktu. Böylece çocuklar tarihte ilk kez geniş kitleler halinde "kurumsal işgücü" konumuna düştüler. İşte çocuk çalışmasının bu aşamadan itibaren çocuk işçiliğine dönüştü söylenebilir. "
Genler bize, tür içi çeşitliliğimizin büyük kısmını popülasyonlar arasında değil popülasyonlar içinde ortaya çıktığını söylemektedir.
Reklam
Irk kavramı 19. yüzyıla gelindiğinde Kolonyalist Avrupa’nın politikacıları ve düşünürlerinin sömürgecilik ve köleliği meşrulaştırmak için kullandığı sosyopolitik bir kavram olarak kalmadı. Kölelik ve sömürgeciliğin kurumsallaşması, ırk kavramı sadece politikanın değil, bilimin de onayını alması ile mümkündü. Avrupa merkezli ırk ve ırkçılık düşüncesinin bilimselleştirilmesi görevi, aydınlanma çağının önemli anatomistlerinden biri olan Johann F. Blumenbach (1752-1840) tarafından üretilen bir bilim tarafından yerine getirilecekti: Fiziki Antropoloji.
Türümüzün evrimi basit bir doğrusal süreç olmaktan ziyade, çıkmazlarla dolu, karmaşık, kimi zaman yok olmakla yüz yüze kaldığımız kaotik bir süreçtir.
Günümüzde sıkça kullanılan zeka testlerinde ölçülen şeyin aslında bireyin büyük ölçüde sonradan kazandığı yetenekler olduğu; test sorularına verilen yanıtların bireyin yaşam kalitesi, psikolojisi, politik görüşleri, kültürel ve sosyal yapısı ve hatta ahlaki önyargılarından bile etkilendiği düşünülmektedir. Bugüne kadar içinde kültür öğesi bulunmayan bir IQ testi tasarlanmamıştır ve büyük bir olasılıkla gelecekte de tasarlanamayacaktır.
Reklam
"Köle ticareti, fabrika işçiliği ile karşılaştırılırsa çok daha insaflı."
Günümüzde insan çeşitliliği üzerine yazılmış hiçbir kitapta geçmişte yapılmış ırksal sınıflandırma örnekleri kullanılmazken, ülkemizde antropologların bu örnekleri hala kullanıyor olması antropoloji adına şaşırtıcıdır. Diğer taraftan, Irk steryotipine sadece bu alanda yazılmış kitaplarda değil, akademik makalelerde de rastlamak mümkündür. Ülkemizde üniversitelerde görev yapan antropologlar Anadolu’dan ele geçen iskelet buluntuları üzerindeki çalışmalarında, kafatası indeksi gibi 19.yüzyıldan kalma tipolojik yöntemleri kullanarak geçmişti yaşamış toplulukların hala ırksal kökenlerini belirlemeye çalışmaktadır. Bu örnekler, ne yazık ki Türkiye antropolojisinin güncel tartışmaların oldukça gerisinde olduğunu göstermektedir.
İnsan toplumlarının yaklaşık %90 ı kahverengi tonlarında gözlere sahipken, açık renkli gözlere %10 gibi düşük bir oranda rastlanır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Biz insanlar, çevre koşullarına habitasyon, aklimasyon, aklimatizasyon ve gelişimsel aklimatizasyon olmak üzere dört şekilde tepki gösteririz.
Aynı yalıtım mekanizmalarını paylaştıkları için birbiriyle çiftleşebilen, üreme açısından yalıtılmış popülasyonlara tür adı verilir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, aynı tür içinde sayılabilmenin yeterli tek şartı çiftleşebilmek ve verimli döller üretebilmektir. Ancak bu tanım eşeyli üreyen canlılar için geçerlidir. Evrimsel açıdan daha alt basamakta yer alan canlı gruplarına doğru gidildikçe tür kavramı belirsizleşir ve anlamını büyük ölçüde kaybeder. Bu nedenle biyolojik bir tür tanımını eşeyli üreyen canlılar için kullanmak daha doğrudur. Bir türün değişerek başka türe dönüşmesine türleşme adı verilir. Türler uzun bir zaman aralığı boyunca çok sayıda değişim geçirerek yavaş bir hızla başka bir türe dönüşebilir. Herhangi bir dallanma olmaksızın gerçekleşen bu türleşmeye anagenetik türleşme denir.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.