Bülent Yıldız

Kitab-ı Zuhur yazarı
Yazar
8.1/10
18 Kişi
79
Okunma
12
Beğeni
2.815
Görüntülenme

En Eski Bülent Yıldız Gönderileri

En Eski Bülent Yıldız kitaplarını, en eski Bülent Yıldız sözleri ve alıntılarını, en eski Bülent Yıldız yazarlarını, en eski Bülent Yıldız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
heeeeee
"sanki ölüler oratoryosunda koloratur sopranoyum da cümlem eksik, notalarım çaresiz, aryalarım öksüz kalmış. piç bir ölüm sancısı yüreğimde yer etmiş de ben o sancıya silah doğrultmuş tetiğe basmışım. namludan çıkan kurşunlar sancıyı ıskalamış, yüreğimi delip hislerimi katletmiş sanki."
222 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Yeni bir kitap yazmaya çalışan bir yazar sahaflari dolaşırken başı sonu belli olmayan bir kitap bulur bunu tamamlamaya çalışır bir yerde tıkanır ve aslında kendisini de yazan bir başka yazara gider o yazar da aslında bir başkasını yazıyordur. Bu da yazdığı kitaplar yüzünden içerde yatan bir yazardir. Bu karmaşanin içinde düzene karşı hareket eden ve Tâ kuvvetleri tarafından işkenceye maruz bırakılan kişiler de anlatılıyor l.
Kitab-ı Zuhur
Kitab-ı ZuhurBülent Yıldız · Nota Bene Yayınları · 201452 okunma
Reklam
Sanki ölüler oratoryosunda koloratur sopranoyum da cümlem eksik, notalarım çaresiz, aryalarım öksüz kalmış. Piç bir ölüm sancısı yüreğimde yer etmiş de ben o sancıya silah doğrultmuş tetiğe basmışım. Namludan çıkan kurşunlar sancıyı ıskalamış, yüreğimi delip hislerimi katletmiş sanki. İnsan neden hislerinin katili olur Boyozcum? Hisler gidince geriye kalan nedir, ha nedir?"
''Bozuk saat koleksiyonu ha...''dedi Levin duvardaki çalışmayan antika niteliğindeki saatlere bakarak.'' Tamir edilemiyor mu bunlar?'' ''Koleksiyon değil onlar. Ayrıca bozuk da değiller. Ölmüş zamanın kanıtları hepsi. Ölmüş zamanı sahipsiz bırakmamak lazım diye ben de eve getirdim.''
Sayfa 156Kitabı okudu
''Yaşayan zamanın kurucusu olmak varken niye ölü zaman bekçiliğini tercih ettin ki çok saçma! Alt tarafı saat, insan muamelesi yapmana ne gerek var?'' ''Tamam, insan değiller ama insan yaşamının en önemli öğelerinden birini teşkil ederler. Sen ona bakınca akrep, yelkovan, kurma kolu falan görürsün ama o sana baktığında yaşantısını düzenleyeceği birini görür.''
Sayfa 157Kitabı okudu
Çünkü hakikat gözün görebileceği yakınlıkta, aklın eremediği uzaklıktadır Boyozcum. Ama görmeyince göz, katlanamıyor akıl bu ayrılığa. Akıl, hep gözün görmesini istiyor. Göz görsün, gönüller hoş olsun, baştan çıksın istiyor akıl. Göz görmeyince akıl deliriyor anlıyor musun? Zıvanadan çıkıyor, şirazesi kayıyor. Endaze sakata geliyor. Hani ayrılık şarkılarına gözyaşlarımız musallat oluyor ya hep bu yüzden. Aklımız uçup gidiyor bir yerlere. Nereye gittiğini bilmiyoruz. Kayboluyor öyle boşlukta. Akıl serkeş bir bedende anlamsızlaşıyor. Böyle olunca daha bir katlanılmaz oluyor akıl. Hakikatin önündeki kapılar artıyor Boyozcum. İşte ben o kapıları teker teker açıp girmek istiyorum içeri. Katlanmak istiyorum artık anlıyor musun? Aklım ersin, gözüm görsün, kalbim derbederleri oynamasın istiyorum.Bırak da uzaklara gideyim Boyozcum. Bırak da kapıları açayım teker teker. Açıp gireyim içeri. Hakikati göreyim. Kucaklaşayım onunla. Öpüp koklayayım. O da isterse öpüp koklasın beni. Öpüşelim, koklaşalım bir süre. Hasret giderelim."Neredeydin bugüne kadar" diyeyim sonra. "Buradaydım" desin. Benim nerede olduğumu sorsun."Oradaydım" diyeyim. "Oralarda işler kötü galiba" desin. "Boşver şimdi bunları diyip sözünü kesip "özledik" diyeyim. "Özleyen insan gelirdi" diye sitemde bulunsun. Özeleştiri yapayım. Özümü alıp bağrına bassın, eleştirimi isterse siktir etsin.
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.