Çelimli Çalım Dergisi Sözleri ve Alıntıları
Çelimli Çalım Dergisi sözleri ve alıntılarını, Çelimli Çalım Dergisi kitap alıntılarını, Çelimli Çalım Dergisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bugün Türkiye'de hafta tatili iki gün: Birisi Yahudilerin kutsal günü olan cumartesi, diğeri Hristiyanların kutsal günü olan pazar. İstiklâl Harbi'ni Yahudiler ve Hristiyanlar mı kazandı?
Sayfa 3 - Gökhan Göbel
Yaşamayı hak edip etmediğim hangi yaşta olursam olayım hep merakımdı.
Sayfa 20 - İsmet ÖzelKitabı okudu
Müthiş!
Türk kadınının yüzyıllardır adı yoktur, hayatı sıfatlarıyla vardır: Ana, avrat, bacı, kız... Falancanın anası, filancanın karısı... İffetli kadınlar en değerli hazine oldukları için yakın akraba ve dostlar haricinde adlarını kimse bilmez, adları söz konusu edilemez. Dile düşmezler, ulu orta dile alınamazlar. Onların üstün vasıfları bilinir ve o üstün vasıflara göre herkes ayağını denk alır.
Sayfa 2 - Durmuş KüçükşakakKitabı okudu
"Benim ümmetim 72 fırkaya ayrılacak, onların biri hariç hepsi ateştedir.
'Kim o kurtulacak fırka Ey Allah'ın Rasulü?'
Benim ve sahabemin yolu üzere olanlardır."
(Hadis-i Şerif)
Sayfa 6
"Allah'a kaçın!" diyoruz, çünkü Allah'tan ümit kesmek küfürdür. Allah'tan emin olmak da küfürdür. Müslümanın hayatı havf ve reca arasında geçer. Yani Allah'tan korkarız ve Allah'tan ümit ederiz. Ne ümidimizi kesmek doğru hareketi bize sağlar ne de "Nasıl olsa Allah bizimledir!" demenin güveni bize doğru hareketi telkin edebilir.
Sayfa 21 - İSMET ÖZEL
Türk'ün Sabrını Taşırma
Türküm, Sabrımı Taşırma
Sayfa 40
Allah rahmet eylesin, anneciğim çoğu zaman elini göge açar, kendi çocukları için hayır isterdi Allah'tan. Dokuz çocuk doğurmuştu, bunlardan altısı çocukluğunu geride bırakıp yaşayabildi. Allah'tan çocukları için hayır diler ve şunu ilave edip bitirirdi duasıni: "Cümle ümmet-i Muhammed'in çocuklarıyla beraber."
Ben çocukluk günlerinden itibaren kendimin nereye ait olduğunu annemden öğrendim. Yani benim iyiliğim ancak başkalarının iyiliği ile mukayyetti. Yani annem duasının, cumle ümmet-i Muhammed'in çocuklarıyla beraber" demediği takdirde kabul olmayacağını bildiği için böyle söylüyordu ve dolayısıyla ben kendimi çocukluk günlerinden itibaren annemin dile getirdiği būtünun içinde sayıyordum. Dolayısıyla hayatımın her safhasında mensup olduğum yere ihanet etmemek benim için birinci vazife idi. Annem benim için iyi bir şey istiyordu, benim için istediği şeyler ümmet-i Muhammed'in çocukları için de geçerliydi. Anlatabiliyor muyum? Dolayısıyla, benim ümmet-i Muhammed'in menfaati dışında bir şeyi iyi diye bilmemin imkanı yoktu.
Sayfa 20 - İSMET ÖZEL
Her ne kadar şalvar-cübbe-sarık düşmanlığı yapılıyor olsa da, gayr-i müslimler Müslüman kıyafetinde daha çok kadınların giydikleri çarşaftan rahatsız oluyorlar.
Sayfa 37Kitabı okudu
Başardılar da...
Türk kadınını tesirsiz bırakmadan Türkler üzerinde hiçbir etki alanı oluşturamayacağını bilen Avrupalılar "pazarlanabilir bir Türk kadını" ortaya çıkarmak için uğraşıyordu.
Sayfa 18 - Seyfullah KöksalKitabı okudu
Türk toprağında en yüksek, en üstün seviyede olmak devlet için de herkes için de İslam olmak ile mümkün.
Sayfa 38 - Oruç Özel
Çevrenize bir bakın bakalım, mesela "faiz haramdır" diyen kaç kişi kaldı. Birakın faize haram demeyi insanlar İslami(!) banka kuruyorlar artık. Her türlü haramı helal kılabilecek istemediğiniz kadar zaruret hali boca ediliyor üzerimize. "Merhamet'ten maraz değil küfür fışkırıyor.
Sayfa 28 - Mehmet Ali Yeşil
Bir millete vatandaşlık bağı gibi iğreti bir bağla bağlı her "vatandaş" o millet için ya asalaktır, ya hizmetkardır.
Sayfa 2 - D.K
Muzur sevgilim TDK
"1960'larda Türk Dil Kurumu bazen, muhaliflerinin uydurduğu, kelimelerin gülünç taklitlerini yapmak için dolaşıma soktuğu bazı ifadeleri tekzip etme ihtiyacı hissetmiştir. Bunların en çok bilinenleri arasında, uçak hostesi yerine"gök konuksal avrat "; otomobil için"öz ittirimli götürgeç"; bisiklet için" ayakiter götürgeç "; sigara yerine"tütünsel dumangaç"; imambayıldı için" içi geçmiş dinsel kişi ' ve milli marş yerine "ulusal düttürü" ifadeleri bulunmaktadır. Sıradan insanların bunların hakiki TDK ürünleri olduğunu düşünmesinin sebebi ise bunları Kurum'un bazı kendi yaptıklarından tür açısından farklı görmemeleridir; eğer bir şeyin aslı güldürecek kadar acayipse , onun güldürecek kadar acayip bir taklidinin taklit olduğunu kim söyleyebilir ki..."
Sayfa 15 - At , avrat silah başlıklı yazı,Mehmet Ali Yeşil kaleminden
Evvelbaharda çiğdem çiğdem çiçecik toplardık, yârdan yaralıydık, kırmızıya kanadıkça kanardık, yâr deyince kalem elden düşerdi, yârdan tatlı var mı ola derdik. Onun için ölürdük öldürürdük. Yiğit olan namusu için yaşardı. Donuzlar gibi değildik, ölesiye kıskanırdık onu. Sakladıkça saklardık. Onun adını eller asla soramazdı. Nüfus sayımında anamızın avradımızın bacımızın adlarını nüfus memuru soramazdı, sonra alimallah vururduk.
Sayfa 23 - Bünyamin ÖzdemirKitabı okudu
Türkçede "ziyan" ve "ziynet" aynı kökenden gelmektedir, tıpkı "fani" olan şeyin kötü ve "fena" olması gibi. Yani ölçümüz şu ki, fazladan (Allah'ın fazlından) verilenler asıl sahibi yolunda sarf edilirse "ziynet" olur; yok kendi heva ve hevesin uğruna harcanırsa "ziyan" olur.
Sayfa 4 - L.Ö