Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cevdet Çaldağ

8.7/10
17 Kişi
52
Okunma
2
Beğeni
779
Görüntülenme

Cevdet Çaldağ Sözleri ve Alıntıları

Cevdet Çaldağ sözleri ve alıntılarını, Cevdet Çaldağ kitap alıntılarını, Cevdet Çaldağ en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MEĞERSE ERMENİ İMİŞ
Hastaneye gelişimden birkaç gün sonra yaramı röntgen yaptırdılar. Röntgen doktoru yaranın içinde bir şey olmadığına dair rapor verdi, tabii bu rapor üzerine ameliyattan vazgeçildi. Röntgen doktoru olan meğerse Ermeni imiş. Mermi parçası olduğu halde yok demiş. Doksan gün böyle kaldığım için içerideki parça iltihap yapmış,büsbütün ıstırabı arttırdı.
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Eskişehir İngiliz İstilasından Kurtuluyor
Mütarekeyi müteakip Osmanlı halifesi tamamıyla düşmanların emrine boyun eğmişti. İşgal kuvvetleri istedikleri gibi hareket ediyorlar ve TÜRK milletini imha etmeye çalışıyorlardı. Yapmadıkları mezalim kalmadı. Bir TÜRK zabitinin işgal kuvvetleri erine bile selam vermesi küstahça emrediliyordu.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Cepheye çok yakışıklı bir zabit yolladım, ama büyük bir kahraman kucaklıyorum.
Yunan Mezalimi
Bolvadin'e bağlı bir köyde evlere girmek için kapıları baltalamak suretiyle gösterdikleri mecnunane hareketler Yunanlılara yakışacak rezalet numunelerindendir.
Sayfa 82 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Eskişehir İngiliz İstilasından Kurtuluyor
Fırka kumandanı Mahmut Bey,İngiliz kumandanına şu şekilde ihtarda bulundu: '' İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali,yapılan haksızlıklar,reva görülen mezalimler üzerine TÜRK milleti vatanı kurtarmak için her ne pahasına olursa olsun azmetmiştir. Her şeyi göze almış, harekete geçmiştir. Bu andan itibaren yurdumuzda hiçbir ecnebi askerinin bulunmasını istemiyoruz. Derhal Eskişehir'i tahliye ederek çekileceksiniz aksi taktirde hepinizi imha edeceğiz.''
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Şimdi artık evimdeyim. Öncelikle on beş günlük sevgili eşim Nazire Hanım'ın asaletini, vefasını, sevgisini, olgunluğunu saygıyla, sevgiyle anlatmam gerekir. Beni sevgiyle kucaklayarak ''Cepheye çok yakışıklı bir zabit yolladım ama büyük bir kahraman kucaklıyorum.'' dedi. İkimiz de çok gençtik. Bu söz bana güç ve gurur verdi. Sevgili eşimle daima gurur duyacağım.
Reklam
Fırka kumandanı Mahmut bey, İngiliz kumandanına şu şekilde ihtarda bulundu:
İzmir'in Yunanlılar tarafından işgali, yapılan haksızlıklar, reva görülen mezalimler üzerine Türk milleti vatanını kurtarmak için her ne pahasına olursa olsun azmetmiştir. Her şey göze almış, harekete geçmiştir. Bu andan itibaren yurdumuzda hiçbir ecnebi askerinin bulunmasını istemiyoruz. Derhal Eskişehir'i tahliye ederek çekileceksiniz aksi takdirde hepinizi imha edeceğiz.
Sayfa 15
25 ERDEN HİÇ KİMSELER YOK
Diz çökmüş vaziyette dürbünle ateş sahasına baktığım sırada sağdan bizi yan ateşine alan düşmanın ilk on beşlik obüs mermisi dere içinde patladı. Ben ve yanımdaki mülazım-ı evvel yıkıldık. Müthiş infilak beynimizi altüst etti, kendime gelince bir baktım benim sağ bacaktan mafsaldan kan fışkırıyor. Yanımdaki sargı bezini açıp yarama bastım. Yanımdaki mülazım-ı evvel de böğründen yaralanmış yıkılmış yatıyor. Arkaya baktım dere içindeki 25 erden hiç kimseler yok, hepsi paramparça olmuş. Meğer mermi tam onların içine düşmüş, oradan kopan parçalar bize isabet etmiş. Sıhhiye erleri geldi, bizi de ağır yaralı olarak geri çektiler.
Sayfa 40 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ancak en bütük tesellim aziz vatanıma yapmış olduğum hizmetlerdi, ama vatan için yapılan hizmetler hiçbir zaman yeterli görülemez. Vatan büyük bir aşktır, doyulmaz sevdadır.
Sayfa 46 - Cevdet Çaldağ
Reklam
"O halde biz neden Kuva-yı Milliyeci olduk? Padişah millete ve memlekete ihanet etti, düşmanlarımızla birleşerek vatanımızı onlara terk etti, taksim ettiler. Ordumuzun silahlarını ellerinden aldılar. Türk milletini esir ettiler. Bizler bu milleti esaretten ve bu ihanetten kurtarmak için çalışıyoruz. Böyle bir padişahın lafına bakılır mı?"
"Ankara Cebeci Hastanesi'ne beni ve birçok yaralıyı koydular. Biz altı ağır yaralı bir barakada idik, gece gündüz ızdıraptan inliyorduk. Izdırabı teskin için yapılan morfin iğneleri bir müddet dindiriyordu. Fakat hükmü geçince yine ızdırap başlıyordu. Bizi teselli edecek ne müşfik bir el, ne de bakacak kimse vardı. Sekiz ay bu halde sırtüstü yattım, inim inim inledim. Yiyip içme de yok, ağzıma kaşık kaşık dökülen süt damlasıyla yaşıyordum. Bu da hizmet erinin himmet ve yardımıyla oluyordu. Doktor sabahleyin gelir, bakar gider, pansumancı yaraları değiştirirdi. Hastaneye gelişimden birkaç gün sonra yaramı röntgen yaptırdılar. Röntgen doktoru yaranın içinde bir şey olmadığına dair rapor verdi, tabii bu rapor üzerine ameliyattan vazgeçildi. Röntgen doktoru olan meğerse Ermeni imiş. Mermi parçası olduğu halde yok demiş. Doksan gün böyle kaldığım için içerideki parça iltihap yapmış, büsbütün ızdırabı artırdı. Feryat ediyorum, inliyorum hiç kimsenin alaka gösterdiği yok. Doksan gün sonra, o zaman mülazım-ı evvel olan operatör M. Kemal yeni gelmişti. Bizi muayene etti ve beni tekrar röntgene gönderdi. Yeni gelen röntgen doktoru Naci Bey bizzat yaptığı röntgende mermi parçasının yaranın içinde olduğunu tespit etti. Operatör Kemal Bey yaptığı ameliyatta parçayı çıkardı (parça, 15'lik top mermisinin tapa tanzim kısmının bir parçasıdır). Ondan sonra ızdırabım biraz azaldı. Beni bu hale getiren Ermeni röntgen doktorudur. Onu bir daha görmedik. Çok hainane ve gaddarane hareketleri birçok yaralının mahvına sebep olmuştur."
Çaldağ Tepesi'nde , Çaldağ Savaşları'nda yaralandığım için soyadı olarak da Çaldağ'ı aldım. Benim gururumdur. Ankara'yla Polatlı arasında Çaldağ anıtı vardır.
Sayfa 47 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yunaniler mezhep hürriyetine de riayet etmemişlerdir. Şehirde kaldıkları on iki gün zarfında cemaatle namaz edası bile emniyetle cereyan etmedi. Miraç gecesi minarelerde kandillerin yakılmasına mani olmakla, asırlardır süregelen dini ananeleri kâle almamıştır. Düşmanın bu harekâtına mukabele edilmiş olmak için dini ananelere mani olarak beyanatlarının aksi şekilde davrandıklarını Digenis'e izah edecek cüretli ve hamiyetli birinin de çıkmadığı anlaşılıyor.
"Siz padişaha karşı geliyorsunuz. Kuva-yı Milliye kimdir? Bunlar gavura hizmet ediyorlar. Ahmet Anzavur'un elinde padişah fermanı vardır. Kaçın geri dönün." diyerek askerleri kandırmışlar, firara teşvik etmişler ve muaffak olmuşlardı. İşte Bursalıların yaptığı ihanet ve inkilap düşmanlığı bu. Susurluk'taki köylünün, silahları teslim ediniz, sizi kurtarırız, dedikleri de ihanetten başka bir şey değildi. İşte İstiklal Harbi'nde böyle hadiselerle de karşılaşıyorduk.
Sayfa 23 - Cevdet Çaldağ, Bandırma'dan Kara Biga'ya hareket
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.