Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Christopher Bird

Christopher BirdBitkilerin Gizli Yaşamı yazarı
Yazar
9.8/10
11 Kişi
35
Okunma
0
Beğeni
722
Görüntülenme

En Beğenilen Christopher Bird Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Christopher Bird sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Christopher Bird kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
yaşam komünaldır: bitkiler öğretiyor
bilim adamları bitkiler arasındaki dayanışmayı da ortaya çıkarmışlardı. Sulanan bitki, bir yolunu bulup, susuz kalmış komşusuyla paylaşabiliyordu bu suyu. Bir araştırma enstitüsünde cam bir kaba dikilen mısır, haftalarca susuz bırakılmasına karşın ölmedi. Çevresinde bulunan ve normal koşullar altında tutulan öteki mısır bitkileri kadar sağlıklı kaldı. Sovyet botanikçilerine göre, sağlıklı bitkiler bir yolunu bulup kavanozdaki «tutsağa» su aktarıyorlardı. Bunun nasıl gerçekleştiğini kestirmekse, şimdilik olanaksızdı.
avatar filmine selam
Vogel, gereksinme duydukça ormana gitmekteydi Kızılderililer. Kollarını iki yana açıp sırtlarını bir çama dayarlar, kendilerini ağacın gücüyle tazelerlerdi.
Sayfa 66
Reklam
her şey bulaşıcıdır: mutluk da acı da.
Eğer isteyerek başka canlılarda acıya ve hastalığa neden olursak, kendi acılarımızı ve hastalıklarımızı da artırırız.
Bütün yaşayan varlıkları saran Yaşam Gücü, ya da Kozmik Enerji; bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasında paylaşılabilir. Bu paylaşma yoluyla kişi ve bitki bir olurlar! Bu bir oluş, yalnızca aralarında iletişim kurmalarına değil, bu iletişimin grafik üzerinde kaydedilmesine de olanak verir.
Sayfa 68
DİKKAT: uçak süren bitki
Sauvin, düşüncelerini bir bitkiye göndermek yoluyla, bir model uçağı isteğine uygun olarak havalandırmayı, hızını değiştirmeyi ve indirmeyi başardı.
Sayfa 51
ŞAŞIRMAYIN!belleği olan sadece biz değiliz
Şaşırmayınız! Bitkilerin belleği var. İzlenimleri algılama ve bunları uzun süre saklama yetisine sahipler. Adamın bîrine bir sardunya verdik. O da çiçeğe günlerce kötü davrandı, hattâ işkence etti. Çimdikledî, kopardı, yapraklarına iğne batırdı, canlı dokuları üzerine asit damlattı, kibritle yaktı, köklerini kesti. Bir başka adamsa, aynı sardunyaya candan bir yakınlık gösterdi. Suladı, toprağını havalandırdı, üstüne su püskürttü, ağırca olan dallarının altına destek koydu, yanık ve yaralarını tedavi etti. Bitkiyi elektrotlarla aygıtlarımıza bağladığımızda ne oldu dersiniz? İşkenceci, bitkinin yanına yaklaşır yaklaşmaz, kayıt aygıtı çılgına döndü. Bitki yalnızca «sinirlenmiş» değildi; korkmuştu, dehşete düşmüştü! Elinden gelse ya kendini pencereden aşağı atacak, ya da işkencecisine saldıracaktı. «Kötü» adamın odadan çıkıp «iyi» adamın yaklaşmasının üstünden saniyeler geçmemişti ki, sardunya yatışıverdi. Dalgalanmalar söndü, kayıt aygıtı düz —nerdeyse mutlu denebilecek— çizgiler çizmeye başladı.
Sayfa 112
Reklam
doğadan öğren yaşamayı
Toprağı işleyip yeryüzünü yeşilliklerle donaîan kişilerden öğrendim gerçek insanlığın ne demek olduğunu. Coşkun ırmakların ve durgun göllerin derinliklerinde yaşayan garip yaratıkların öykülerini anlatan balıkçı çocuklarından öğrendim. Doğaya olan tutkumu da onlardan aldım.
Sayfa 125
Görünüşe göre her madde molekülü, kendine özgü çok küçük bir elektrik gerilimi üretip bunu tıpkı minik bir radyo alıcı-vericisi gibi 'gönderme' yetisine sahiptir. Dolayısıyla, bir moleküller toplamının, kendi türüne özgü bir dalga biçimi (kalıbı) yayma olanağı vardır. Bunun anlamı, bir bitki ya da insandan çıkan sinyalin büyük ölçüde «kişisel» olduğu ve her bitki ya da kişinin kendi dalga kalıbına uyan yayımları alabileceğidir. Fotoğrafın oynadığı rol de buradadır. Negatif film üzerindeki emülsiyonun, fotoğrafı çekilen nesnenin türüne özgü dalga kalıbını sakladığı ve bir taşıyıcı olarak bunu yeniden yaymasının sağlanabileceği düşünülmektedir. Böylece bir bitkinin, devreye giren fotoğrafıyla uzaktan etki altına alınabilmesi mümkün olmaktadır.
İyi beslenen bir bedenin daha kötü beslenen bir bedene oranla hastalığa daha fazla direneceğini söylemek bütünüyle bilimsellikten uzaktır. Kişisel görüşüm şudur ki, beslenme bozukluklarının kişiyi hastalıklara daha açık bir duruma getirdiğini kanıtlamak için yeterli deney yapılmış değildir.
göz yaşıyla yaşamı yeşertmek; geç kalmadan
Aşırı kentlileşmiş Sovyet gençliğinin yüreğinde doğa tutkusunu yeniden yaratmaya çalışan Soloukhin, küf kokulu bir hücreye kapatılan bir tutsağın öyküsünü anlatmaktadır. Sözkonusu tutsak, iyi yürekli bir zindancının kendisine verdiği eski bir kitabın sayfaları arasında, toplu iğne başmdan daha küçük bir tohum bulur. Yıllardan beri ilk kez gördüğü bu yaşam belirtisiyle coşkuya kapılan adamcağız, bu minicik tohumun, hapishane dışındaki koskoca dünyanın zengin ve şen bitki krallığından geriye kalan tek varlık olduğunu düşler. Tohumu, hücrenin güneş ışığından pay alabilen tek köşesindeki bir parça toprağa, eker ve gözyaşlarıyla sulayarak bir mucizenin gerçekleşmesini beklemeye koyulur.
Reklam
bitkiler bizi biliyor: aman dikkat
Bir gün, kesilen parmağına tentürdiyot sürdüğünde, poligrafta gözlenmekte olan bitki hemen tepki verdi. Bunun nedeni Backster'in parmağında ölen hücrelerdi görünüşe göre. Her ne kadar kendi kanını görmesinin yaratabileceği duygusal dalgalanmalar ya da tentürdiyotun yakmasının dolaylı etkileri aklına geldiyse de, canlı dokuların ölümüne tanık olan bir bitkinin grafiğindeki değişiklikleri tanımaya başlıyordu artık. İyice meraklandı. Bitki, çevresindeki tek tek hücrelerin ölümünü algılayabilecek denli, yani hücresel düzeyde bile, duyarlı olabilir miydi?
229 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.