Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Christopher Bird

Christopher BirdBitkilerin Gizli Yaşamı yazarı
Yazar
9.8/10
11 Kişi
34
Okunma
0
Beğeni
710
Görüntülenme

Christopher Bird Gönderileri

Christopher Bird kitaplarını, Christopher Bird sözleri ve alıntılarını, Christopher Bird yazarlarını, Christopher Bird yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir bitkinin yaşamında ilginç olan ne olabilir ki ? Kitaba başlarken sorduğum bu soru hala utandırır beni. Okuduğum günden beri en sevdiğim kitaplarımdan biridir. Bütün mütevazılığı ile diğerlerinin yanında durur. Yaşamlarında gizledikleri bir şey yok aslında. Olan şey insanların görmezliği, ve kendi türünün bilgiçliği. Tüm cehaletine rağmen..
Bitkilerin Gizli Yaşamı
Bitkilerin Gizli YaşamıChristopher Bird · Sungur Yayınları · 198334 okunma
Bitkiler konumlarına duyarlıdır. Geleceği bile sezerler. Mississippi vadisinin düzlüklerinde ilk kez avlanan öncüler tarafından bulunan Silphium lacinatum adlı ayçiçeği bitkisinin yaprakları tam bir doğrulukla pusula kuzeyini ve güneyini gösterir. Hint meyankökü ya da Arbrus precatorius elektriksel ve manyetik etkilerin her türüne olan duyarlılığı nedeniyle hava tahminleri için kullanılır.
Reklam
Örneğin bitkiler bir insanın kendilerinin yakma niyetini algılayabildiklerine göre, niyetlenmenin de bir tür enerji alanı olduğundan kuşku duyulmamalıydı.
Zavallı atalarımız Lascaux Mağarası'nın duvarlarına kanlı hayvan resimleri çizerken, biz buldozerler, göz yaşartıcı gaz bombaları ve projektörlerle içeride alsak ne hale gelirlerdi? Belki birkaç taş atar, birkaç lanet okur, sonra da boğulup ölürlerdi. Biz de başlarına geleni hak ettiklerini, çünkü mağaralarının son derece sağlıksız olduğunu ve hem kendi benzerlerine hem de hayvanlara çok gaddarca davrandıklarını ilan ederdik. Üç aşağı beş yukarı bugün başımıza aynı şey geliyor... Kurtarıcılarımıza lanet olsun!
Sayfa 107
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kaktüse yirmiye kadar saymayı öğretmek, bir başka bitkiye bağlanan yalan makinası sayesinde katilin kim olduğunu tespit etmek, evrenin başka bölgelerindeki bitkilerle iletişime geçmek, müzik yoluyla daha hızlı büyümelerini sağlamak ve kanseri erken teşhis etmek.. gibi bir çok şok edici ilginç deneylerin anlatıldığı nu kitap gerçekten ilginizi son sayfasına kadar diri tutmayı başarıyor.
Bitkilerin Gizli Yaşamı
Bitkilerin Gizli YaşamıChristopher Bird · Sungur Yayınları · 198334 okunma
Bir gün öğrencilerine sıtmalı bir hastanın kanının oluşturduğu tepkileri deneyle gösterirken, ansızın dönüp şöyle dedi Abrams: «Aranızda kırkın üzerinde doktor var sanının. Ve sanının hepiniz, sıtma için kinin yazarsınız. Ama hanginiz bu davranışın bilimsel nedenini açıklayabilir?• Yanıt gelmeyince, çok az miktarda kinin sülfat alıp, aygıtta daha önceden kan damlasının konduğu bölüme koydu bunu. Kinin sül, tıpkı sıtmanın verdiği vurma notasını verdi. Daha sonra sıtmalı maddeyi, kağıda sanlı olan onda bir gram kadar kinin sülf atla .. birlikte• yerleştirdi kaba. Şimdi vuruş, sıtmayı gösteren boğuk ses yerine, tınlamalı bir ses veriyordu. Şaşıran öğrencilerine; kinin moleküllerinden yayılan radyasyonların, sıtmalı moleküllerden yayılanları crtümüyle yok ettiği• (sıfırladığı) açıklamasını önerdi Abrams. Aynca, kininin sıtma üzerindeki etkisinin, ilgisiz gibi görünen bir elektrik kuralından kaynaklandığını, bununsa geniş bir araştırmaya konu edilmesi gerektiğini söyledi. Çeşitli başka antidotlar da aynı davranış özelliğini gösteriyordu. Frengiye karşı kullanılan cıva, bu örneklerden yalnızca biriydi.
Sayfa 421Kitabı okudu
Reklam
Bovis'in asıl ünlü deneyleri, Büyük Keops piramidinin boyut oranlan uygulanarak yapılmış piramitlerle ilgilidir. Bovis, bu piramitlerin içine konan ölü hayvanların, gizemli bir biçimde kuruyup mumyalandıklannı bulmuştur: Özellikle de, piramidin içine Firavun Odası'nın göreli yüksekliğine uygun olarak, yani taban-tepe uzaklığının tabandan üçte bir yüksekliğine yerıeştirilirlerse! Bovis'in kuramının temelinde, yerkürenin kuzeyden güneye akan pozitif ve doğudan batıya akan negatif manyetik alanlara sahip oluşu yatmaktadır. Bu akımların, yeryüzündeki bütün varlıklar tarafından alınabileceğini, ve kuzey-güney yönünde konumlanan «her» gövdenin, biçim ve yapısına bağlı olarak az ya da çok kutuplaşma göstereceğini söylemektedir Bovis: «İnsan gövdelerine bu yerküresel akımlar -hem pozitif, hem de negatif olanlar- bir bacaktan girmekte ve öbür yandaki koldan çıkmaktadır. Aynı zamanda da, dünya ötesi kozmik · akımlar baştan girmekte ve öteki el ve ayaktan çıkmaktadır. Dalgaların çıkışı, açık duran gözlerden de olmaktadır." su içeren bütün gövdeler bu akımı biriktirip sonradan yavaş yavaş dışarı yayabilirler,»
Sayfa 397Kitabı okudu
Yıllar geçtikçe, toprağın derin sürülmesinin yarardan çok zarar doğurduğunu anladı çiftçiler. Bunun yerine, düşük beygirgüçlü traktörlerle, üstteki gevşek kil tabakasını yalnızca on beş yirmi santim derinliğinde çizmeye başladılar. Aynı zamanda, toprağın derinliklerindeki kayaların içindeki yeraltı sularını yukarı pompalayıp bölgede aralıklı olarak görülen sağanaklara ek olarak araziyi sulamakta kullanabileceklerini görüp sevindiler. Bu gürültülü yağmurlar sırasında gökteki kümülüs bulutlan çakan şimşeklerle karanlık bir tavana benziyor, dereler «bir mil genişliğinde, bir parmak derinliğinde ırmaklara,. dönüşüyordu.
Sayfa 341Kitabı okudu
Sözde «zenginleştiiilıniş,. beyaz ekmeğin vitamin ve mineralleri alınmış, geride yalnızca kaba nişasta kalmıştır. Bu ise öylesine düşük bir besi değerine sahiptir ki, bakteriler bile yemez.
Sayfa 329Kitabı okudu
Reklam
Günümüzde özel işlemler gören besin maddelerinin vitaminleri, enzimleri ve eser ölçüde bulunan başka öğeleri alınır. Çoğunlukla besinin dayanıklılığını artırmak için yapılır bu. Ya da Nichols'un sözleriyle; .. Yaşamı alırlar. Yaşayıpda sonradan ölmemesi için öldürürler onu gerçekte.»
Sayfa 327Kitabı okudu
1881 yılında, yani ölümünden bir yıl önce ·Bitkiler, Toprak ve Solucanlar• kitabını çıkardı Charles Darwin. Bu yapıtında, solucanlar olmazsa .bitki örtüsünün kısırlaşacağım, nerdeyse yok olma noktasına geleceğini anlatıyordu. Yalnızca bir yıl içinde, dönüm başına •yirmi tondan fazla• toprağın solucanların sindirim sisteminden geçtiğini hesaplamıştı. Solucan bakımından zengin bir tarlada humus katmanına ·her beş yılda bir• iki üç santim ekleniyordu. Darwin'in solucan kitabı ancak elli yıl raflarda küflendikten sonra yeniden gündeme gelebildi. O zaman bile, tarım okullarının müfredat programına giremedi. Sonuçta da, fazlaca kullanılan kimyasal gübrelerin ve tarım ilaçlarının bir tarladaki bütün solucanları öldürebileceği ve dolayısıyla toprağın sağlıksızlaşacağı pek kavranamadı.
Sayfa 314Kitabı okudu
Araştırmacılar, aralarına bir cam bölme konulmuş sımsıkı kapalı iki kabın içine, birbirinin eşi doku kültürleri yerleştirdiler. Kaplardan birine verilen öldürücü virüs, bu bölmede bulunan hücre kolonisinin ölümüne yol açtı. Öteki koloni ise hiç etkilenmedi. Ama cam bölme çıkanlıp yerine bir kuartz levhası konduktan ve kolonilerden birine yine öldürücü virüs aşılandıktansonra, Sovyet bilim adamlarının gözlerini faltaşı gibi irileştiren bir gelişme oldu : Virüslerin aradaki engeli aşmalarına olanak bulunmamasına karşın, ikinci koloni de, tıpkı virüsün aşılandığı koloni gibi öldü. Deneyler kimyasal zehirler ve öldürücü dozda radyasyonlar kullanılarak yinelendi. Bunlar yalnızca birinci koloniye veriliyordu. Arada kuartz kristalinden bir bölme bulunmasına karşın, zehire ya da radyasyona tutulmayan ikinci bölmedeki hücrelerin yazgısı birincilerle aynı oluyordu. Her seferinde bunları da öldüren neydi? Bildiğimiz cam, mor ötesi ışınlarını geçirmez. Kuartz camı ise geçirir. Sovyet bilim adamlarının görüşü, gizemin anahtarının bu noktada yattığı idi.
Sayfa 261Kitabı okudu
Büyükannem kabak çekirdeklerinin uçları kuzeyi gösterecek biçimde ekilmeleri gerektiğini söylerken belki de çok haklıydı.»
Sayfa 239Kitabı okudu
On sekizinci yüzyıl Fransa'sının yazar ve gökbilimcilerinden Jean-Jacques Dertous de Mairan, batmakta olan güneşin duyarlı «Mimosa pudica» bitkilerinin, tıpkı elle dokunulduğu zaman görüldüğü gibi, yapraklarını kapatmasına neden olduğunu farketti. Bu düşünce üzerinde çalışmaya başladı. Mimozanın karanlık çöker çökmez uykuya daldığını varsaymadı hemen. Bunun yerine, güneş yeniden doğana kadar bekledikten sonra, mimozalardan ikisini ışık almayan bir dolaba kapattı. Öğle vakti yapraklan alabildiğine açıktı bunlann. Ama gün batımında, tıpkı oturma odasındaki masanın üstünde duran mimozalar. gibi bu ikisi de yapraklarını kapatıverdiler. Bitkilerin güneşi cgörmeden» sezebilme yetisine sahip olmaları gerektiği sonucuna vardı Mairan. Bunu tam olarak açıklayamıyordu. Fransız Akademisi'ne verdiği raporda, bitkilerinin •evrendeki bilinmeyen bir etmenin• etkisinde olduklarını öne sürdü.
Sayfa 211Kitabı okudu
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.