Kitabı yeni bitirdim ve duygularım tazeyken bir kaç şey yazmak istiyorum. Kitap otobiyografik bir kitap ve ben bu tarz kitaplar okumayı seviyorum. Biz bir mülteci hikayesi okuyoruz. Bir çocuğun ağzından yazılmış ve kendi hayal dünyasıyla da zenginleştirmiş. Ben başta bu masalsı anlatımından dolayı bi içselleştiremedim, doğrusu okumakta da zorlandım. Ama kitap ilerledikçe gerisi geldi. Mülteci olarak çok zorluk yaşamış, ailesinden, yurdundan ve isminden bile olmuş yazar. Okurken gerçek gibi gelmiyor ama bitirdikten sonra yazarın resmini görünce içime bi sızı çöreklendi. Bu bir insana olmuş ve o insan bu. Fiziken görmek olayın gerçekliğini yüzüme vurdu. Ve o gerçekler o kadar acı ki.
Mülteci bir insanın yaşanmış hayat hikayesi. Okumaya değer !!!
Herkes hayatına şükretmeyi bazen unutuyor. Tekrar hatırlatacak bir kitap, İrandan göç etmek zorunda kalan bir aile ve hayatı..
İranlı bir mülteci olan Khosrou'nun, annesinin din değiştirmenin yasak olduğu bir ülkede Hristiyan olması sonucu kaçış hikayelerini okuyoruz. Zorlu bir kaçış süresinden sonra mülteci olarak Amerika'ya gelirler. Khosrou orada ailesini kaybeder ve evlatlık verilir. Yeni ismi ise Danieldir. Birgün öğretmenini sınıfta herkesin hayat hikayesini anlatmasını ister ve Danielde anlatmaya başlar. Mülteci olarak yaşadıkları, çektikleri acılar ve sıkıntıları birbir dile getirir. Her şeyini kaybetmiş olan Daniel'in anlattıklarını okurken Saddam'ın idamına da tanık olduğunu öğreniyoruz. Bir insan daha ne yaşayabilir ki?
Gerçek hayat hikayesinden oluşan kitap birçok ödül almış ve herkesi etkileyen bir kitap. Binbir Gece Masallarından etkilenerek bizlere hayatın acı ve zorlu yüzünü anlatıyor Daniel. Yaşadığımız coğrafyanın bizler üzerinde ki etkisini okurken daha iyi anlıyorsunuz. Birçok yerde ağlamak istiyorsunuz. Biz okurken dayanamazken onlar gerçek hayatta hepsini yaşamış. Çok etkileyeci ve yürek yakan bir kitaptı. Tavsiye ederim.
Oklahoma’da bir ortaokulda, İranlı bir mülteci olan Daniel’in sınıf arkadaşlarından, aile geçmişini anlatmasını istemeleriyle başlıyor hikaye. Daniel olmadan önce asıl ismi Khosrou olan, din değiştirmeyi bir suç olarak gören bir ülkede annesinin Hristiyanlığı seçmesi sonucu, gizli polisten gece yarısına kadar süren kaçışlarıyla devam eden ve nasıl
2021 Michael L. Printz ödülü almış ve daha birçok ödül almış ve birçok mecrada yılın en iyi kitabı seçilmiş bir kitaptır.
Bir mülteci hayatı yaşamış olan yazarın hayatını kendi ağzından hatırladığı o çocukluk anıları ve bakış açısıyla okuyoruz. Gerçek adı Hüsrev Nayeri olan yazar ABD'ye ilticası sonrası Daniel Nayeri adını kullanıyor. ABD'ye ilticası hiç ama hiç kolay olmuyor. İranlı olan yazarın hayatı ablasının ve annesinin dinini değiştirmek istemesi ile değişiyor. Çünkü İran'da din değiştirmenin bedeli belli : ÖLÜM. Bir anne ve iki çocuğun yaşadığı dramı, korkuyu, iltica ettikleri yerlerde yaşadıklarını okuyoruz. Çok acı şeyler yaşanmasına rağmen bir çocuğun ağzından ve bir çocuğun anılarıyla yazıldığı için yaşananlar o kadar da acı gelmiyor. Ama yaşananlar çok ağır. Önce Birleşik Arap Emirliklerine kaçıyorlar sonra İtalya'ya. İtalya'dan da ABD'ye kaçmaya çalışıyorlar ama bu hiç kolay olmuyor.
En sonunda bunu başarıp ABD'ye iltica ediyorlar ve biz Nayeri'nin oradaki okulda sınıftaki arkadaşlarına anılarını anlatırken hayatına tanıklık ediyoruz. Nayeri sık sık Binbir Gece Masalları'ndaki Şehrazat'a değiniyor. Kendisi de onun gibi sınıfında hikayeler anlatıyor. Ama arada çok büyük bir fark var. Nayeri'nin anlattıkları gerçek. Tabi hatırladığı kadarıyla.
Konu bakımından olsun, kitabın akıcılığı olsun sevdiğim bir kitap oldu. Tavsiye ederim. İyi okumalar :)
Genç, İranlı bir mültecinin unutulmaz ve eğlenceli sesiyle anlatılan, yayılan, çağrışım
yapan ve çığır açan bir otobiyografik roman. “Gerçeğin sahibi kim?” “Kim
konuşuyor?” “Kim inanır?” gibi soruları ortaya koyan güçlü ve çok katmanlı bir roman.
“Yamalı bir hikâye, bir mültecinin utancıdır.” diyor Nayeri romanın başlarında.
Oklahoma’da bir
