Umuda Uyandığım Gün kitabın ismi aslında kitabı özetliyor, yazar tam biti derken hayata tutunmanın, sevmenin, umut taşımanın hiç bir zaman pes etmemenin yolumuzu nasıl aydınlattığını bize gösteriyor. Baba kız ilişkisi, kardeşlik duygusu, umut sevgi, pişmanlık kavramlarını çok güzel işlemiş. İnsanın ailesiyle problemleri varsa bu kitap gerçekten etkiliyor.
Konusuna değinecek olursak. Jack Amstrong uzun yıllar orduda görev yaptığı için ailesiyle yeterince ilgilenemeyen bir adamdır. Milyonda bir görülen hastalığa yakalanmış ve yatalak kalmıştır. Yaşama ihtimali ise sıfırdır. Yatak odalarına dahi birilerinin yardımı olmadan çıkamıyordu. Hayatı yitip giderken eşi Lizzie nin sıcak tenini hissetmek istiyordu. Sağlığında üç çocuğunu da ihmal etmiş, nasıl büyüdüklerini göremediği için büyük pişmanlık duymakta. Öleceğini düşündüğü için hepsine birer mektup yazdı. Jack Amstrong tek isteği Noele kadar yaşamaktı.
Noel telaşından Jack'in ilaçlarını almayı unutan Lizzie gecenin bir yarısı eczane aramaya çıktı. Geçirdiği kaza nedeniyle bir daha dönemedi.
Jack ölümü beklerken eşinin aniden ölmesini beklemiyordu. Şimdi çocukları ne yapacaktı ? Hem annesiz hem babasız kalacaklardı.
Daha fazla kitabı anlatmanın tadını kaçıracağından burada bırakıyorum ama kesinlikle okunması gereken nadir romanlardan biri iyi okumalar…