En Beğenilen David Bruce Ingram kitaplarını, en beğenilen David Bruce Ingram sözleri ve alıntılarını, en beğenilen David Bruce Ingram yazarlarını, en beğenilen David Bruce Ingram yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"İyi ve kötü, insanların değişik huyları, adetleri ve düşüncelerinde farklı olan eğilimlerimizi ve kaçındığımız şeyleri ifade eden sıfatlardır." (Age.: XV.40)
Üçüncü yardımcıya göre hukuk yalnızca yazılı hukuk kurallarından veya buyruklardan değil, aynı zamanda adalet ve dürüstlüğe ilişkin zımni ahlaki ilkelerden de müteşekkildir.
Bir hukuk sisteminin adil olmayan veya kötü bir yasa çıkardığını düşünelim. Finnis'e göre söz konusu hukuk sistemine karşı çıkmamız için yalnızca bu durum yeterli değildir.
Kanuna uymaya yönelik prima facie yükümlülüğümüz bütün hukuk sisteminin hukukun üstünlüğünü kendi bünyesinde taşıma derecesiyle orantılıdır. Hukukun üstünlüğünü kendi bünyesinde taşıma ise yukarıda belirtilen dört faktörün görece karşılanmasına dayanır.
Kişisel çıkarı insan sevgisinin üzerine koyan adaletsiz yasalar, yasa değildir ve yalnızca ilahi olarak onaylanmış yasanın üstün egemenliğini kabul eden uluslar kendi egemenliklerini iddia edebilirler.
Elbette ki öldürme ve çalmaya karşı en yaygın şekilde kabul edilen ahlaki kurallar ceza hukukunun temel kaynağı olacaktır; ancak bunların ahlaki temeli olduğu kadar kişisel çıkara dayalı temeli de vardır. Bu nedenle hukuku tanımlayan ikincil kuralların adalete veya toplumsal iyiliğe odaklanması gerekmez.
Hatta kimi yaygın ahlak standartlarına göre yargılandığında adaletsiz bile olabilirler (aile üyelerinden birinin işlediği cezalar için tüm ailelerin cezalandırılmasında kullanılan eski kanunlar gibi). Birçok pozitivist, ahlaki hukuk eleştirisini memnuniyetle kabul eder; kabul etmedikleri ise hukukun hukuk olarak kabul edilmesi için adil olması gerektiği fikridir.
(Göreceğimiz gibi, 'teröre karşı savaş' mücadelesindeki aynı olağanüstü halle karşı karşıya kaldığında, kimlerin zanlılara uygulanan olağan hukuki prosedürler bakımından istisna teşkil ettiğine karar verirken mahkemelerin ve Anayasa'nın etrafından dolanma hakkını kendinde gören Başkan Bush'a karşı Adalet Bakanlığı mensupları da benzer bir gerekçe ortaya koyabilirlerdi.)
Yasa'nın önünde bir bekçi durur. Bir gün taşradan bir adam bu bekçiye gelir ve Yasa'ya girmek için izin ister. Bekçi adamın şu an girmesine izin veremeyeceğini söyler. Adam biraz düşünür ve daha sonra girip giremeyeceğini sorar. Bekçi: "Mümkün. Ama şimdi olmaz." diye cevap verir. Yasa'nın kapısı her zaman açık durduğundan, Bekçi bir adım kenara çekildiğinde adam kapıdan içeri bakmak için hafifçe eğilir. Bekçi bunu görür ve gülerek der ki: "Eğer içerisi bu kadar çekici geliyorsa yasağıma karşı gelip girmeyi dene. Ama şunu da unutma: Ben güçlüyüm ama buradaki yalnızca en küçük bekçilerden biriyim."