En Eski David Bruce Ingram kitaplarını, en eski David Bruce Ingram sözleri ve alıntılarını, en eski David Bruce Ingram yazarlarını, en eski David Bruce Ingram yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
-
Yaygın kanaate göre kanunlar, yaptırım tehditi olan " bunu yap" ve " bunu yapma" lardan müteşekkildir. Bu durumun gündeme getirdiği bir sorun var: Peki, bu şekilde tasavvur edilen kanunlar ile istediklerini yapmazsak bizi zarar vermekle tehdit eden güçlü zorbaların emirleri arasında ne fark vardır?
-
"hitler yandaşlarının hukuku ihlal edip etmediklerini belirlemek tümüyle hukuku nasıl tanımladığımıza göre şekillenir. eğer hukukun üstünlüğü kusurlu olarak da olsa her hakiki yasanın uyması gereken bir ideal olarak belirlenirse sorunun cevabı diktatörlüğün hukuk üstünlüğü ile ilişkilendirdiğimiz özelliklerin ne kadarını taşıdığına göre belirlenir. yani nazi hukukunun hukukun üstünlüğünü yeterince kapsayıp kapsamadığına ve böylece hakiki bir hukuk olup olmadığına karar vermek bizi hitler yandaşlarının hukuku çiğneyip çiğnemediğine ilişkin bir cevaba götürmez."
Yasa'nın önünde bir bekçi durur. Bir gün taşradan bir adam bu bekçiye gelir ve Yasa'ya girmek için izin ister. Bekçi adamın şu an girmesine izin veremeyeceğini söyler. Adam biraz düşünür ve daha sonra girip giremeyeceğini sorar. Bekçi: "Mümkün. Ama şimdi olmaz." diye cevap verir. Yasa'nın kapısı her zaman açık durduğundan, Bekçi bir adım kenara çekildiğinde adam kapıdan içeri bakmak için hafifçe eğilir. Bekçi bunu görür ve gülerek der ki: "Eğer içerisi bu kadar çekici geliyorsa yasağıma karşı gelip girmeyi dene. Ama şunu da unutma: Ben güçlüyüm ama buradaki yalnızca en küçük bekçilerden biriyim."
Lan Fuller'ın Kinci Muhbir Problemi'nden alınan (Fuller, 1969:245-9) farazi örneğe bakalım: Zorlu ekonomik koşullar ve artan toplumsal bölünmeler arasında anayasal demokrasi ile yönetilen halk; hukuku uygulaması ve düzeni getirmesi için seçimle bir diktatörü başa getirir. Diktatör önceki rejime ait anayasayı, medeni kanunu veya ceza kanununu kaldırmadığı gibi; seçimleri iptal etmez, hakimleri veya diğer hükümet görevlilerini görevden almaz. Ancak zaman içerisinde eski hukuku diktatörün istediği şekilde yorumlamayan hakimler ve görevliler görevden alınır ve yerine diktatörün istediği şekilde davranan görevliler getirilir.
Bu yeni hakimler ve kanun koyucular eski hukukun anlamını çarpıtır, eski hukukun onayladığı ve koruduğu eylemleri suç haline getiren geriye dönük ve olağanüstü hal hükümlerini yürürlüğe sokarlar. Ancak sonunda diktatör devrilir ve eski hukuk yeniden yürürlüğe girer. Ancak bir problem baş gösterir. Aile üyelerine, komşu ve patronlarına kin gütmekte olan bazı vatandaşlar bu kişileri diktatörlük döneminde diktatör tarafından koyulmuş, seçim mitingine katılmak gibi, eskiden hukuka uygun olduğu halde 'geçmişe yönelik' olarak suç haline getirilmiş eylemlere ilişkin kanunlar da dahil olmak üzere, kanunları ihlal ettikleri gerekçesiyle tutuklatmışlardır. Buradan doğan soru şudur: Bu 'kinci muhbirler' kişisel hesaplarını görmek için tartışmaya açık kanunlardan çıkar sağladıkları için cezalandırılmalı mıdır? Cezalandırılmaları gerekiyorsa, bu ceza hangi hukuka dayandırılacaktır?
Üçüncü yardımcıya göre hukuk yalnızca yazılı hukuk kurallarından veya buyruklardan değil, aynı zamanda adalet ve dürüstlüğe ilişkin zımni ahlaki ilkelerden de müteşekkildir.
Schmitt'e göre gücü karşıt siyasi partiler ve farklı hükümet birimleri (başkan, parlamento ve yargı organı) arasında paylaştırma fikri hukuki bir kararsızlık krizine neden oldu. Hitler 1933 yılında Şansölye olduktan ve aynı yıl halk referandumunda fiilen diktatörlük gücü kazandıktan kısa süre sonra, mevcut krize Schmitt'in teorisini